Pembe Düşler İçinde


Van ve Erciş depremini çoktan unuttuk… Yanan çadırları, ölen bebeleri…
Oysa orada yaşam sürüyor her şeye karşın!
Sabahın ilk saatlerinde, her zaman olduğu gibi televizyon kanallarında haberleri izlerken ne denli unutkan bir toplum olduğumuzu yeniden anımsadım…
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın dizeleri, belki bizi anlatıyordu:
“Kocaman yıldızlar altında ufacık dünyamız,
Ve minnacık bir ‘hane’
Kokar kır çiçekleri gün ağarmadan,
Anısız uykusuz,
Kokar nane.”
Binlerce insan evsiz… Çoğu çadırlarda yatıyor soğuğa, kara, tipiye karşın.
Kızılay Genel Müdürü Ömer Taşlı yaşananları biliyor…
Van Valiliği’ne bu nedenle öfkeli:
“Biz halkın hademesiyiz, Van Valiliği’nin değil. Kimse bize ‘Lan Kızılaycı gel buraya, bize çadır getir’ diyemez. Valilik ‘ben yöneteceğim’ dedi ama beceremedi. Afet yönetimi bürokratik değil, operasyoneldir. Van’da bizi paspas yaptılar… (Milliyet)”
***
Gazeteleri okurken Van ve Erciş depremini çoktan unuttuğumuzu, ölen bebelerin sayısını bile anımsamadığımızı bir kez daha fark ettim.
Dağlarca’nın yıllar önce yazdığı şiirinin dizelerini yeniden okudum:
“Farkında değil gönül,
Sanki hep divane;
İçimizden, dışımızdan
Geçer vakit
Zalim, zalimane!”
Türkiye’de yaşananlar, insan olanın içini acıtıyor…
Eğitim sistemi değişecek… İmam hatip okullarına beş yıllık eğitimden sonra öğrenciler kaydolabilecek.
Neden acaba?
İmam hatip liseleri meslek okulu olduğu için…
AKP’li milletvekilleri yasa teklifini hazırladılar.
Mollaların imam yapılacağı bir ülkede bunların tümü olağan bence.
Oysa, DİSK’in yaptırdığı araştırma daha önemli ama halkımız bu konuları pek önemsemez, bilirim.
***
Zamlı ücret alacak olan asgari ücretlinin karnını doyurması ve barınması nasıl olacak?
Öğün başına 69 kuruş… Bir simit 1 lira…
226 liraya ısınacak…
Eşi çalışmayan asgari ücretli emekçinin iki çocuğu varsa gıdaya günde 8.28 lira ayırabilecek.
Türkiye’nin 2012 yılının Ocak ayında durumu böyle…
Gelelim gündemin eğitim konusuna…
Sekiz yıllık kesintisiz eğitim kaldırılıp (1+ 4+4+4) olarak 12 yıla çıkacak.
Peki niye 12 yıl?
Birkaç AB ülkesinin dışında böyle bir şey yok…
10 yıllık temel eğitim olmalı ve öğrenciler kendi becerilerine göre yönlendirilmeli.
Nedense Türkiye, çocuklarını “hurafeler” üzerinden eğitmek istiyor.
***
Yurdumun insanı pembe düşler içinde gezinmeyi, yaşama öyle bakmayı sever.
Van’da ve Erciş’te buz üstünde dolaşan çıplak ayaklı çocukları görmez… Bölgede 23 Ekim’de ara verilen okulların 71 gün sonra açıldığını, öğrencilerin ve öğretmenlerin nasıl yaşadıklarını düşünmez…
Ne diyordu Kızılay Genel Müdürü Ömer Taşlı:
“Van’da bizi paspas yaptılar!”
Türkiye’de eğitimin kör topal yürüdüğünü herkes görüyor!
Siyasi iktidar tarafından önemsenmediği bir gerçek değil mi?
AKP hükümeti onuncu yıla girdi…
2002 yılında hükümetin eğitime yatırım payı yüzde 17.5; 2011 yılında ise yüzde 5.8.
Aynı dönemde yani 2002 yılında devlet okuluna giden çocuklarımız için 720 lira öderken bugün bu sayı 3 bin 200 lira olmuş.
Dershane sayısı 1225’ten 4099’a çıkmış…
Elbet öğrenci sayısı da 606 binden 1 milyon 264 bine yükselmiş.
***
Liberalizmin içinde yaşıyoruz hep birlikte…
Sömürü düzeni sürüyor, sermaye-emek çelişkisinden, gelir dağılımındaki eşitsizlikten söz edenler “kaka çocuk” oluyor…

Hikmet Çetinkaya
Cumhuriyet

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)