Rahat Yok!


Yok efendim yok, şu memlekette rahat yok, şöyle gerine gerine gevşemek, işler ne güzel, gidiyor diye dört köşe olmak...
İlle de üzüleceğiz, dertleneceğiz, “Ne olacak bu halimiz?” diye kara kara düşüneceğiz.
Çoktandır rahat etmenin hali uzaktan göründü, ekonomi iyi gidiyordu, her ne kadar enflasyon biraz kıpırdasa da, o kadar da olurdu, bazıları “Cari borçlar, işsizlik!” diye tutturmuşlarsa da, her münafığa kanıp karalar bağlayacak değildik ya!
* * *
Tam bu duygular içinde “Sabah şerifimiz hayırlı olsun!” diye güne başlarken Güngör Uras’ın yazısı, üstelik yazının başladığı kadar merak ettirici ki!
“Babacan bile dayanamadı...”
Babacan dediği, ekonomiden sorumlu Başbakan yardımcısı...
Neye dayanamamış?
“İhracatta rekor kırdık tiyatrosuna, dayanamamış...”
“Beyler hangi rekordan söz ederek davul zurna çalıyorsunuz” demiş, Güngör Uras’a göre, Sayın Bakan, yine “efendilik” etmiş, “Siz ihracatta değil ithalatta rekor kırıyorsunuz, ithalat rekoru ile Türkiye’nin cari açığını sürdürülemez hale getiriyorsunuz” demiş...
Arabın dediği gibi:
“Dünyada rahat yoktur!”
* * *
Peki, n’olmuş yani?
İthalatın rekor kırması, ihracatın yerinde sayması sonucu cari açık (döviz açığı, 2008 yılında 42 milyar dolar iken, 2011’de 80 milyar dolara) yaklaşmış...
Enflasyon ufaktan ufağa, burnunu gösteriyorsa...
İşte ağzımızın tadını böyle kaçırırlar.
* * *
Biz burada kaç kere “İşte karşı devrim!” demişsek inandıramadık.
“Ben Atatürkçü değilim!” diyen Mümtaz’er Türköne’nin Cumhurbaşkanı tarafından Atatürk Kültür, Dil Yüksek Kurumuna seçilmesi karşı devrimin” alameti değil mi?
* * *
“Karşı devrim” yolunda gidiyordu.
Bırakmazlar ki, her taraftan eleştiri başladı, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türköne’ye eski sözlerini hatırlattı:
“Eğer bu sözlerin arkasındaysa oradan istifa etmek zorundasın. İstifa etmiyorsan, kusura bakma seni adam yerine koymazlar. Ya sözlerinin arkasında dur ya da o görevden ayrıl!”
* * *
Sayın Cumhurbaşkanı’nın herhalde “adam gibi adam” diyerek attığı adama bu denir mi?
O basar istifayı, “adamlığını” tercih eder.
* * *
İşler yoluna girmiş giderken “karşı devrim” kendi tekerine çomak sokuyor.
Lakin ne demişler:
“Erişir menzili meksuduna aheste giden.”
Genelkurmay Başkanı’nın “suç örgütü kurup, darbe yapmakla” suçladığı memlekete “karşı devrim” mi olmayacak?

Hasan Pulur
Milliyet
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)