Uludere katliamı ve 5. Oslo görüşmesi


Hiçbir hesap, hiçbir mazeret 36 canımızı geri getirmeyecek. Uludere’de hava bombardımanında yitirdiğimiz yurttaşlarımızın yakınlarına kalan acıyı hiçbir açıklama dindirmeyecek. Ancak 36 parçamızı yitirdiğimiz o bombardımanın nedenlerini bulmak, ülkemizin boynunun borcu…

Önce bir anımsatma yapalım. Cemaatin kalemşörleri son bir kaç haftadır iki konu üzerinde duruyorlar. Birincisi, TSK bombardımanlarında yanlış koordinat verildi, verilmedi tartışması; ikincisi de MİT’e yönelik operasyon çağrıları.

Şimdi gelelim Uludere’deki katliama dair olgulara…

‘İSTİHBARATIN KAYNAĞI MİT’

Mehmet Baransu, Uludere’deki bombardımanın kaynağının MİT olduğunu söylüyor: “Bilgi öncelikle PKK içerisindeki bir MİT ajanından gelmiş. Bombalan bölgeden PKK’lıların geçeceği bu ajan sayesinde MİT’e iletilmiş. Hatta grup içerisinde Fehman Hüseyin’in olacağı yönünde de bir bilginin Ankara’ya iletildiği iddiası var. MİT kendisine iletilen bu istihbaratı Genelkurmay Başkanlığı’yla paylaşıyor. Ardından da bölgeye heron gönderiliyor. Heron, bölgedeki sivil vatandaşların görüntüsünü alıp, Ankara’ya iletiyor. Ankara’da görüntüleri gören yetkililerden biri durumdan şüpheleniyor. Grubun sivil olma ihtimali üzerinde duruyor. Şüphe üzerine konu yetkililerle paylaşıyor. MİT’le iki kez temasa geçiliyor. MİT yetkililerine şüphe aktarılıyor. MİT, ‘grup kesin PKK’lı’ deyip, kendilerine gelen istihbaratın sağlam olduğunu Karargâh’a bildiriyor. ‘Kesin’” ifadesi üzerine de Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın emriyle uçaklar bölgeyi bombalıyor.”

CEMAATİN MARAŞ AŞKI

Cemaatin sözcüsü Hüseyin Gülerce ikidir yazıyor: “Eski İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş diyor ki: ‘Alevilerin evi tespit edilmiş, yakılacak evler işaretlenmiş. Saldırı olacağı belli ama MİT bilgi vermiyor. MİT bizzat katkı yapıyor.”

Hüseyin Gülerce eski Bakan Güneş’in 30 yıldır söylediği bu sözleri sanki yeni duymuş gibi feveran ediyor: “Eski İçişleri Bakanı’nın feryadı üzerine, Türkiye’de yer yerinden oynamalı, değil mi? MİT hakkında derhal soruşturma başlatılmalı, değil mi? Halen AK Parti milletvekili olan Şamil Tayyar, geçen ay çıkan kitabında ‘PKK’yı MİT kurdurdu’ diyor. Vesayetin askeriyede, medyada, üniversitede, siyasette ayağı var da, MİT’te yok mu? Bu soruşturulmayacak mı?”

Tıpkı Hasan Fehmi Güneş’in Maraş katliamıyla ilgili açıklaması gibi Şamil Tayyar’ın “PKK’yi MİT kurdu” tespiti de yeni değil. Sırf Aydınlık arşivlerinde, Bakan Güneş’in bu konudaki 30 yıllık mücadelesi de dâhil olmak üzere, yığınla bilgi, belge ve açıklama mevcut.

Hal böyleyken, nereden çıktı cemaatin bu sözde Maraş faillerinin peşine düşme girişimi? Bugüne kadar MİT’le koyun koyuna olan kuvvetler, şimdi neden MİT’ten rahatsızlar?

MİT’in Fuat Doğu’dan beri CIA’nın bir alt teşkilatı gibi çalıştığı bilinmiyor muydu? MİT’in Ergenekon soruşturmasına katkıları, şemaları kendi gazetelerinde manşet olmadı mı?

5. OSLO GÖRÜŞMESİNİ KİM SIZDIRDI?

Cemaatin MİT’ten rahatsızlığının kaynağı ne olabilir?

Sahi, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın “Başbakan özel temsilcisi” olarak PKK yetkilileriyle yaptığı 5. Oslo görüşmesini kim sızdırmıştı? PKK kendilerinin sızdırmadığını birkaç kez açıklamıştı. Başbakan Erdoğan ise “hataya rağmen” Hakan Fidan’ı sahipleneceğini söylemişti.

Hayır, Hakan Fidan’ın sızdırdığını söylemiyoruz elbette… Ancak Erdoğan’ın açıklamasından anlaşılıyor ki, MİT’in başına oturttukları Hakan Fidan, henüz MİT’e hâkim olamamış!

Ve eğer Türkiye’de “yeni Anayasa” çalışmasıyla paralel olarak ikinci bir “açılım” yapılacaksa, önce yeni Oslo sızdırmalarının önüne geçilmesi gerekiyor!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)