Olan biteni çarpıtmak, komplo teorileriyle kafaları karıştırmak için yine kolları sıvadılar.. Bunu yaparken de birilerini suçlamak moda oldu..
Amaç bildik amaç.. Gürültü çıkarıp gerçeği gizlemek..
Gölgelemek..
Gerçek şu..
Meclis Başkanı Çiçek, üniversitelerden yeni anayasa için 31 Aralık’a kadar görüş istedi..
Nasıl bir anayasa yapalım fikrinizi söyleyin dedi..
Ses çıkmadı, çıt çıkmadı..
*
Türkiye’de 60 yakın aktif hukuk fakültesi var.. En azından 60 ayrı fikrin ortaya saçılması, gazete sayfalarına yansıması, üzerine makaleler yazılması gerekirdi değil mi?
Nerde!..
*
İddiaları şu..
Bu suskunluk yeni anayasa istemeyenlerin dümeniymiş!..
Ağızlarını açarlarsa başlarına bir iş gelmelerinden korkuyorlar lafı da bahanesiymiş..
Kimsenin korktuğu falan yokmuş ipe un sermek için numara yapılıyormuş..
Şeker kardeşim, sesini çıkarmayan üniversiteler..
*
Başlarında YÖK’ün seçtiği, iktidara yakınlığıyla bilinen rektörler var.. YÖK versin bi talimat her üniversite görüş bildirsin..
Mesela, Erciyes Üniversitesi, Yalova Üniversitesi, Kırıkkale, Bursa, Selçuk üniversiteleri ne düşünüyor öğrenelim..
Hepsinin hukuk fakültesi var..
Hepsinde anayasa hukuku dersi veren hocalar var..
Mesela, vatandaşlık tanımı konusuna, Kürtçe eğitim konusuna nasıl bakıyorlar?
Başkanlık sistemimi istiyorlar, parlamenter sistemde kalmamızı mı?
Zor sorular mı?
*
Deniliyor ki..
CHP ile MHP komisyonda pasif direniş yapıyormuş!
O zaman, susma hakkını kullanan 60’a yakın hukuk fakültesi de pasif direnişte..
İktidara yakın olan rektörler de..
İktidara destek veren STK’lar da..
Eyvah!..
*
Zannedersin ki; iktidara muhalif olanlar suskun, bilerek görüş beyan etmiyorlar..
Tam tersi, iktidara destek olanlar sessiz..
*
Bu işin sonu şöyle olacakmış..
Çok söyledik kimse elini taşın altına sokmadı gerekçesiyle AKP oturacak kendisi bir taslak hazırlayacakmış.. Halkın oyuyla çatır çatır yürürlüğe girecekmiş..
Plan buysa..
Üniversitelerin konuşmaması da planın parçasıdır..
*
Şu da var.. İddia edildiği gibi suskunluk, ipe un sermek için tezgahlanan dümense..
İktidara yakın duranlar, bu tezgahı boşa çıkarmak için hemen görüşlerini beyan etsin..
Şeker kardeşim de tabii..
Milletvekillerine bir dakika fazla!
İktidar partisi Meclis çalışmalarını hızlandırmak için içtüzük teklifi hazırlamış..
Bir yığın önlem geliyor.. En çarpıcı olanı şu..
Acil söz isteyen milletvekillerine en fazla bir dakika süre verilecekmiş..
Zırt diye söyledin söyledin..
Aslında bir dakika uzun süre 30 saniye yeter de artar!.. Biliyorsunuz, ne kadar az konuşursak demokrasimiz o kadar gelişir..
Zorunu büyütmesinler, vekiller hızlı konuşma kursuna gitsin, olsun bitsin.. Veya kim hızlı konuşuyorsa, kim bi dakika da meramını anlatıyorsa, kim bir dakikaya en çok kelime sığdırıyorsa bundan sonra o vekil olsun!..
Yeter ki işler hızlı gitsin..
*
Vekiller Meclis’te dertlerini pankartla, dövizle, resimle, simgelerle anlatsın önerisi getirecektim ama o da yasaklanıyormuş..
50 liraya dikkat
Geçen yıldan bu yıla sarkan, üzerinde çok konuşulacak, siyaseti zaman zaman keskinleştirecek hadisenin müsebbibi; 50 liradır..
O 50 lira az buz para değilmiş!..
Bir katır dolusu kaçak malın kârı, bir canın bedeli, milyon dolarlık uçakların havalanma, yüz bin dolarlık bombaların atılma sebebi..
50 lira..
*
35 kişinin öldürüldüğü bombardımanın üzerine gidelim.. Sorumlu kim bulalım, tezgah mı, hata mı kasıt mı ortaya çıkaralım..
Bunları yapmaksak olmaz..
Bunları yapmazsak ‘devlet’ gibi ‘devlet’ olamayız..
Bunları yapalım ama hadisenin müsebbibini unutmayalım..
50 liranın da üzerine gidelim..
12 yaşındaki çocuk, 15- 16- 17 yaşındaki gençler 50 liranın peşinden ölüme gitmişlerse..
50 lira ölümün pençesindeyse, sahip olmak için söküp olmaktan başka çare yoksa, 50 lira ölümü göze alanların hakkı oluyorsa..
50 liraya dikkatle bakalım..
*
18 yaşındaki genç 50 lira için ölüm riskini göze alıyorsa...
Üç nokta yan yana koyalım.. Boşluk bırakalım..
Gerisini siz tamamlayın..
Mehmet Tezkan
Milliyet