Yeni Yıl


Bir yılı uğurlar, yeni yılı karşılamaya hazırlanırken:
Her yılbaşında olduğu gibi bu yıl da gazetelerde yeni yılı yeni umutlarla karşılayan başlıklar, yorumlar…
Ekranlardan yüzleri, sesleri bir yıl boyunca eksik olmayan sahne yıldızlarının katılımıyla izlenecek programları duyuran anonslar…
İslamcı bir parti iktidara geldiğinden beri, bir kısım basında eksik olmayan bir geleneği; 2011’in son günü dinci Yeni Akit gazetesi bozmadı.
“Kim kendini bir kavme benzetiyorsa, o da onlardandır” hadisi şerifin altında “Yılbaşı Hıristiyan Adeti” manşetiyle çıktı.
Bu ülkenin nüfusunun yüzde 99.5’i Müslüman.
Akit’teki başlığı görünce, önceki gün ve dün başkentin alışveriş merkezlerindeki insan manzaraları aklıma takıldı.
Öylesine kalabalıktı ki alışveriş merkezleri; hemen her birinde insan yürümekte zorlanıyordu.
İnsanlar hediye almak ya da yeni yılı kutlayacakları gece ev halkına ya da konuklarına özel yiyecek, içecek almakta adeta birbirleriyle yarış ediyorlardı.
Bizim insanlarımızdı bunlar; kadını erkeği Müslüman!
Akit’in manşetine ve onun gibi düşünenlere bakarsanız; Müslüman halkımız; “bir Hıristiyan geleneği olan yılbaşını, alışveriş çılgınlığına dönüştürerek kutlamaya” hazırlanıyordu.
Akit kafasına, o kafa gibi düşünenlere kapılarak hadisi şerifin buyruğunu Müslüman halkımız; “kendini o (Hıristiyan) kavme benzeterek onlardanmış” gibi davrandı… “Hıristiyan inancının bir ürünü olan, dinimizde yeri olmayan yılbaşı kutlamalarına kendini kaptırdı, harama uydu” diye mi yorumlayacağız?..
Dinci çabası, yankısı, etkisi olmayan boş gayret!
Laikliği kırpa kırpa bugünlere getiren bu iktidar; kadını kara çarşafa, saç telinden ayak başparmağına dek kapatmayı başardı da, yılbaşına ve o geceye gâvur damgası vurup engelleyecek önlemler almaya cesaret edemedi.
***
Umutlarla girdiği 2011 yılını umutsuz çırpınışlarla geçiren bireylerin; 2012’yi karşılarken bir gece, hiç değilse bir gece, 365 gün yaşadığı sıkıntıları unutmaya çalışmasını çok görebilir miyiz?
Oysa, işte; 2011’de sönen umutlar, 2012’yi karşılayan umutlar: 2001’de temel sorunları çözemedik, 2012’de çözeceğiz. İşsizlik büyüdü, küçülteceğiz. Yoksulluk aşırı arttı, düşüreceğiz.
Gelir eşitsizliği düzelmedi, düzelteceğiz. Geçim sıkıntısı ağırlaştı, hafifleteceğiz.
Bölgesel uçurum açıldı, kapatacağız. Zamlar durmadı, durduracağız. Memur kıvranıyor, işçi homurdanıyor. Kıvranmayacak, homurdanmayacak. Emekli sıkıntıda, kurtaracağız...
Geçen yılı olmayacak duaya amin diyerek kapadık.
2012’ye olmayacak duaya amin diyerek giriyoruz.
***
Zengini, az gelirlisi, emeklisi, yaşam koşulları kısıtlı çevreler maddi olanaklarına göre yeni yılı kutluyor.
Ya sen diyeceksiniz, ya sen?
Soruyu Sözcü’de; Emin Çölaşan, o gecemi dün “Bu Gece” başlığı altındaki yazısında hayret verici bir benzerlik içeriğinde yanıtlıyor.
Evindeki yılbaşı gecelerini anlatırken, duygularımı, evimizdeki yılbaşı gecelerimi yazıyor:
“Hayatta (benim gibi) en sevmediğim gece, yılbaşı gecesidir” diyor ve şöyle yazıyor:
“Bence öteki 365 geceden hiçbir farkı yoktur... Bu geceyi işte bu yüzden sevmem ve hemen her yılbaşı gecesi, (bizde 51 yıldır evliliğimizde eşimle) evde pijama-terlik partisi (!) yaparak zaman geçiririz. Yani evde oturarak, saçma sapan ekran programlarını izleyerek gece yarısını biraz geçince de yatıp uyuyarak.”
***
Yılbaşı yazıları genelde yeni yılı iyi dileklerle kutlayan bir cümleyle sona eriyor.
Adet yerini bulsun.
Bütün dostların, seven sevmeyen meslektaşlarımın ve elbet, sevgili okurların:
Yeni yılı -olabildiğince- kutlu, mutlu olsun!

Cüneyt Arcayürek
Cumhuriyet

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)