Zaman Gazetesi Vicdan Değil Cellat'tır, Şiddetle Kınıyorum


Her şey açık; yalan bir haberi yayınlayan bir gazetedir bu Zaman, mahkeme kararına rağmen bu yalanı düzeltmeyen bir gazetedir bu Zaman... Varsa aksini söyleyecek bu gazeteden, çıksın meydana, biz buradayız! Zaman bir Vicdan değil bir Cellat'tır!

Bu satırları size, her kelimesini özenle seçerek yazıyorum, gerçeğin ortaya çıkması için. CHP’nin bir Genel Başkan Yardımcısı, adı Gürsel Tekin, Zaman Gazetesi’nin 25. Kuruluş yıldönümünde söylemiş olduğu sözleri üzülerek okudum. Sözleri aynen şöyle: “Bir Zaman okuru olarak bu sürecin zorlu geçirdiğini düşünüyorum. Zaman için çaba sarfedenleri, emek verenleri kutluyorum. Nice yüzyıllara diliyorum. Zaman Gazetesi’ni tek kelimede anlatmak gerekirse bence o kelime; ‘vicdandır.’…”

Üzüldüm çünkü insanlık onurunu simgeleyen VİCDAN ile siyasi iktidarın sesi olan ZAMAN’ı yan yana getirebilmek, tek başına dahi VİCDANSIZLIK’tır! Bırakın Zaman’la gelen vicdanı, bu gazete yargısız infaz yapan bir cellattır, elimizde belgeleri var…

Burada Zaman Gazetesi’nin çoğu yerde bedava dağıtıldığını anlatmayacağım ve bu mali kaynağın nereden geldiğini de sormayacağım, belgeyle konuşacağım.

Yine burada, bu gazetenin ve bu gazeteye bağlı ekranların Türk Ordusu’na karşı asimetrik psikolojik harekât yürüttüğünü, halkımızın ordusuyla arasındaki güçlü bağı zayıflatmak için yanlı yayınlara imza attığını da söylemeyeceğim, sadece belge ile konuşacağım…

Bizi tanırsınız, kitaplarımızdan, konferanslarımızdan ve ekranlarda anlattıklarımızdan, her şeyimiz açıktır bizim, gizlimiz saklımız yoktur ve olamaz…

Ömrümüzün büyük bir bölümü adı pkk olan bir terör örgütüyle mücadeleyle geçmiştir; kolay değil, on yıl dağlar, altı yıl uykusuzluk ve dört evden uzak geçen bir yaşam, hepsi kitaplarımızda açık açık anlatılmıştır…

Sadece terör değil, terörün ayrılmaz bir parçası olan ve teröre önemli finans sağlayan kaçakçılıkla da mücadele, ömrümüzden çok yılları alıp götürmüştür. Kolay değil; tam on yıl İran-Irak ve Suriye hudut boylarında kaçağı önleyebilmek için çok zorluk çektik biz, bu uğurda canımızdan, ailemizden vazgeçtik biz, sadece ülkemizi terör ve kaçak belasından kurtarabilmek için…

Terörün ve kaçakçılığın kirli yüzüyle yapılan bu mücadelemizde en ufak bir leke dahi alnımıza bulaşmamıştır, geçen yıllarımızda ne terörle ne de kaçakçılıkla ilgili hakkımızda bir dava açılmıştır ne de soruşturma… Buna cüret edenler olmuştur ancak bunu yapanların vicdanlarındaki kir, bize değil onların yüzüne bulaşmıştır…

Hal ve gerçek bu iken bu Zaman adıyla maruf bu Gazete bakın ne yaptı: “PKK ile Uyuşturucu işi yapıyor” diyerek manşet attı, bizim için, “şok iddia” diyerek… Yani bizi, adımızı, bir ömrü karşı mücadele ile tükettiğimiz pkk ve kaçak ile yan yana getirdi. Olur ya, yanlışlık dedik, hemen tekzip gönderdik bu gazeteye ve “bu haber yalandır, düzeltin”, dedik…

Düzeltmediler, kıymetli okurlar düzeltmediler… Hukuk diyorlar ya şimdilerde, biz de hukuka gittik, dava açtık ve kazandık. Elimizde kesin mahkeme kararı var, “bu haber vicdansızlıktır” diyen, bir Tekzip Kararı… Bu Zaman, tam üç kez bu karara itiraz etti, üçünde de davayı kaybetti yani yine biz kazandık…

Normal demokratik ülkelerde ne olması lazım? Bu tekzip kararının aynı gazetede yayınlanarak, yanlış haberin düzeltilmesi lazım, değil mi…. Ama durum hiç de öyle olmadı, bakın ne oldu…

Kararı gazeteye gönderdik, kesinleşmiş mahkeme kararını, Gürsel Tekin’in VİCDAN ile sembolleştirdiği bu Zaman Gazetesi yine yayınlamadı, hala da yayınlamadı, işte o karar:



Her şey açık; yalan bir haberi yayınlayan bir gazetedir bu Zaman, mahkeme kararına rağmen bu yalanı düzeltmeyen bir gazetedir bu Zaman… Varsa aksini söyleyecek bu gazeteden, çıksın meydana, biz buradayız!

İş vicdana gelince…

Doğrudur, resmi satışı olmasa da milyonu aşkın kişimize ulaşıyor bu gazete, çoğu yerde bedava… Peki, şimdi bu gazeteyi ve bu yalan haberi okuyan insanlarımız bizim hakkımızda ne düşündü, daha doğrusu ne düşünmesini sağladı bu Zaman; “bak bak şu Sarızeybek’e… Biz de onu adam sanıyorduk, meğer pkk ile uyuşturucu işi yapıyormuş…”

Bunu yapmaya, insanlarımızın hakkımızda yanlış düşünmesini yalan haberlerle sağlanmaya kimin hakkı olabilir! Kimdir bu gazete ki insanlık onuru ile bağdaşmayan suç ve suçlularla bizi yan yana getirmeye cüret edebilir! Kimdir bunlar ki mahkeme kararına dahi kafa tutabilir!

Kıymetli okurlar, bizim birbirimizden başka kimsemiz yok, varsa bir derdimiz size anlatacağız, gerçeği sizin bilmenizi isteyeceğiz, varsa haksızlık size şikayet edeceğiz ve ediyoruz da… Çünkü onlar zaten vazifesini yapıyor.

Bilesiniz ki, bu belgenin ışığı altında, Zaman’ın bu haberi yargısız infazdır, bu cepheden baktığınızda Zaman bir Vicdan değil bir Cellat’tır!

Gürsel Tekin’in vicdanla sembolleştirdiği Zaman Gazetesi, bırakın vicdanı, yargısız infaz yapan bir cellat!

Meydan okuyoruz açıkça, çıksın bu Zaman, bu yalan haberinin doğru olduğunu kanıtlasın!

Çıksınlar yiğitçe ortaya; hakkımızda kim iddia etmiş uyuşturucu ve pkk diye, çıksınlar açıklasınlar! Nerede bu uyuşturucu, çıkıp söylesinler!

Ortada uyuşturucu yok, örgüt yok, kaçak yok, sadece bir kilo bal var, sadece bir kilo bal… İşin garibi bal da gelmedi, o da yok, sadece telefonda dediğimiz “bir kilo bal” sözü var… Sevdiğimiz Şemdinli’den bir kilo bal istedik, bakın şu başımıza gelenlere, bakın şu adı Vicdan olan Zaman’a…

İşte belgeleri, okudunuz, gördünüz açık açık, bu Zaman’ın ayak oyunlarıyla nasıl bir insanının onurunu ayaklar altına almaya çalıştığını gördünüz, ama olsun, yılmayacağız…

Zaman Gazetesi vazifesini yapacak ve alın teriyle toplumda saygınlık kazanmış insanlarımız hakkında kuşku yaratabilmek için böylesi tezgâhları kurmaya devam edecek ve biz de, adı vicdanla yan yana getirilen bu gazetenin ne denli vicdansız bir cellat olduğunu halkımıza anlatmaya devam edeceğiz.

Bu bir mücadeledir, hiç bitmeyecek olan bir mücadeledir ve bizler, haklı olduğumuz için, hep var olacağız, dimdik ayakta duracağız, kazanacağız… Onlar ise günü geldiğinde tarihin çöplüğünde yok olup gideceklerdir…

Erdal Sarızeybek

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)