Dün akşam saatlerdeki son haber; “MİT’in fiyakasının bozulması” düğmesine basanların geri adım atmayacağı üzerineydi.
Savcı emir yollamıştı.
MİT’çileri yakalayın.
Getirin.
Onlara soracaklarımız var.
Evlerinde de arama başlatın.
Ülkemizin rafine hukukçularından Sabih Kanadoğlu da “MİT önde gelenlerinin şüpheli sıfatıyla sorguya çağırılmalarının katalog suçlar kapsamında” olduğunu ve MİT’çileri sorguya çağıran savcının boşa basmadığını anlatıyordu.
Olay netleşiyor.
Bir hukuk yaratıldı.
O hukuk yaratıcısını yiyor.
Aynı hukuk labirentinden geçirerek eski Genel Kurmay Başkanı’nı sorgulayan savcı, şimdi MİT Müsteşarı için herhalde, Başbakan; “MİT’ime dokunamasın” diyor diye, geri adım atmayacaktı. “Katalog Suç” kapsamına girenler için başbakan iznine ihtiyaç olmuyor.
Bu zaten şekil.
Önemli olan açılan ateş.
Birisi lastiğe ateş etti.
Norveç’in Oslo kentinde “Türkiye’yi bölme toplantılarıyla” yola çıkartılan ve adına “PKK ile barış görüşmeleri” denilen otomobilin lastiğini patlatmak ihtiyacını duydu. Lastiğe ateş eden kim ya da kimler idiyse; onlar da asılında aynı otomobilin içindeydiler.
Xxx
Bir şey oldu.
Halktan gizlenen.
Şimdi açıklanmayan.
Ayrılık çıktı.
İkiye bölündüler.
O birileri otomobilden indi.
Sonra da lastiğe ateş etti.
Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı’nın, ilgili bakanların, Milli Güvenlik Kurulu’nun oluru, onayı ve işaretiyle Oslo görüşmelerini 2006 yılından beri yürütmekte olan MİT Müsteşarı ile ve dört yardımcısının “yakalayın, sorguya getirin, evlerini de arayın” sürecine girmesi; “analar ağlamasın cephesindeki” ikiye çatlamanın belirtisidir.
Neden bu çatlama?
Beraber götürüyorlardı.
Emmiyet, MİT, Askeri istihbarat birlikte “Oslo-İmralı-Kandil-Ankara” arasında “analar ağlamasın açılımı” üzerine korulu bir çözüm için çalışıyorlardı. Polis ile MİT hangi noktada birbirlerinden koptular, bilmiyoruz.
Açıklanmıyor.
2 polis müdürü görevden alındı.
Bu 2 polis müdürü, Özel yetkili savcıların önüne hangi dosyayı koydular ki, MİT Müsteşarı ile yardımcılarının sorguya çağırılacağı basına sızdırma haber oldu. İlginç, sızdırma haberler hep Taraf Gazetesi’ne verilirdi, bu kez Hürriyet Gazetesi’ne sızdırıldı.
Xxx
Ülkeyi ve üstünde yaşayanları çok mutsuz edecek bir insanlık felaketine götürme ihtimali mi ortaya çıktı ki, Oslo’ya birlikte gitmiş olanlar birden bire MİT’in itibarını azaltma ihtiyacını duydular.
Birisi lastiğe ateş etti.
Olmaz bu kadar dedi.
Kendini tutamadı.
Anahtar iki soru şudur:
Oslo da neler konuşuluyordu?
Neler veriliyor, neler alınıyordu?
(uyan borusu)
1 yıl doldu.
9 işçi göçük altında!
Aydınlık Gazetesi’nin iki muhabiri Mehmet Talip Batan ve Rıza Türkmendağ, unutulan haberi gündeme taşıdılar. Bir yıl geçti. Bir yıldır Kahramanmaraş Afşin Elbistan’da Termik Santrali’nin kömür sahası Çöllar’da “kömür çıkartmanın maliyetini düşürmek” uğruna yapılan üretim sonucu 4 gün arayla milyonlarca ton maden toprağı kayması yaşanmıştı. 11 maden işçisi toprağın altında kalmıştı. Üç madencinin cesedi bulundu, 1 yıl geçti 9 madenciye henüz ulaşılamadı.
Necati Doğru
Sözcü