Haçlının Kiralık Katili Olmak


Avrupa, Amerika, Batı, demokrasi, insan hakları gibi, cilalı sözcüklerin arasında, Haçlıların Kiralık Katili ifadesi, insana oldukça tırmalayıcı geldiği muhakkaktır.
Ama ne yapalım ki, Türkiye’nin, daha doğrusu bizi yönetenlerin, dünya halkları nezdinde görünümü budur.
Hatta Batı’da kapalı kapılar ardında böyle söylüyor. Böyle düşünüyordur.
Bizim Türk olmayan medya, istediği kadar Haçlıların borazanını çalsa da, Suriye’de demokrasi yok laflarını pompalasa da, gerçek durum budur.
Talimat Amerika’dan, finansman Suudi Arabistan ve Katar’dan, savaşcıl eğitimden geçmiş kişiler Türkiye’den olunca, işler Haçlıların istediği kıvama gelmiş oluyor.
Şimdi merak ettiğim bir konu var.
Konuyu gazeteler yazdı, bazı televizyonlar verdi.
Türkiye’den Suriye’ye, iç savaşta, muhalefetin yanında yer almak üzere, Suriye’ye geçen 49 gizli servis elemanının hali…
Adamlar Suriye’ye girer girmez, Suriye resmi çevrelerince, tutuklandılar. Hapiste yatıyorlar.
Suriye hapishanelerinde yatan bu vatandaşlar, Haçlılara yardım ve yataklıktan mı yatıyor?
Yoksa vatan adına Türkiye’nin Suriye’deki menfaatleri adına mı orada hapis yatıyorlar?
Uzatmadan söylesek, Amerika adına, Haçlılar adına yatmaktadırlar.
Öyle anlaşılıyor ki, Amerika’nın amaçladığı, bir yıldır süren iktidar değişikliği kanlı çatışmaları bir süre daha devam edecek.
Devreye hesap dışı iki süper devlet daha girdi. Çin ve Rusya.
Haçlıların organize ettiği bir maceranın içinde sürüklendiğimiz ve bizim için büyük yıkımlara sebep olacak bu maceradan bir an önce ayrılmamız gerekir.
Bu maceraya Türk halkı karşıdır.
Ancak onu örgütleyip, savaş karşıtı bir cephe oluşturacak kanaat önderleri, Gladyo tarafından sindirildiği için halk öndersiz kalmıştır.
Türkiye’yi bu maceradan caydıracak, bir tek güç var. O da Rusya’dır.
Haçlıların Suriye Seferinin, sadece Suriye ile sınırlı olmadığı, arkasından İran’ın seferlere dâhil edileceği apaçık ortadadır.
Suriye meselesinde, Haçlıların yanında kendi isteği ile yer alan AKP’nin, arkasından emrivakiler ile gelişecek İran meselesinde de, Haçlıların yanında olacaktır.
Zaten bu Amerikan macerasının bir savaş ile sonuçlanacağı görünen bir husustu. Adım adım oraya yaklaşıyoruz.
Durum; 1096-1270 Haçlı saldırılarına ne kadar da çok benziyor.
Suriye ve Mısır Sultanı Selahaddin Eyyubi Haçlıları orta doğudan def etmişti.
1920-1923 Mustafa Kemal bir kez daha Haçlıları Anadolu’dan kovmuştu.
Ama ne yazık ki, Batıya yardım ve yataklık edenler sayesinde, Haçlılar tekrar Suriye’dedir.
Her şey ne kadar da açık değil mi? Suudi Arabistan’da demokrasi aramayan işbirlikçiler, Suriye’de ille de demokrasi diyorlar.
Çağımızda Haçlı saldırısının kibarlaştırılmış adı; demokrasidir.
Emperyalizm ile savaş içerdeki işbirlikçiler ile savaştır.
Bir ülkede emperyalizmin işbirlikçisi yoksa hiçbir şeyi yok demektir.
Dindar nesiller yetiştirmek, herhalde Haçlıya işgücü hazırlamak demek oluyor.
Şimdi Suriye, daha sonra İran, bunların son macerası olacağı da şimdiden bellidir.

Bülent Esinoğlu

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)