İstihbarat örgütleri bunu hep yapar


Türkiye, İran, Irak ve Suriye’yi içine alan “Kürdistan Toplulukları Birliği’ne kısaca KCK, bunun “Türkiye Meclisi”ne de a “KCK-TM” deniliyor. Yapılanmada, yeni bir devlet yapısı ve onun organları yer alıyor. KCK’nın “Yürütme Konseyi Başkanlığı”nı ise terör örgütü PKK’nın başı Murat Karayılan yürütüyor. Yani PKK ve KCK birbiriyle iç içe girmiş bir yapı.

Biraz gerilere gitmek gerekiyor. Aslında KCK, PKK’ya alternatif olarak kuruldu. PKK’nın Kürt kökenli vatandaşların üzerindeki etkinliğinin azaltılması , Abdullah Öcalan’ın gücünün dengelenmesi amaçlanıyordu. Silaha karşı tutumuyla bilinen Kemal Burkay’ın Türkiye’ye getirilmesi de planın bir parçasıydı.

Olmadı. KCK’ya da PKK hakim olmaya başladı. Bugün, PKK’nın başının aynı zamanda KCK’nın başı olması da bunu gösteriyor. Yani, böyle bir planı uygulamaya koyan kamu görevlileri büyük bir mağlubiyete uğradığı gibi, konuşmaların basına sızdırılmasıyla da görüşmeleri bilgisinde dahilinde yapılan Başbakan ve bu görüşmelere katılan kamu görevlileri zor durumda kaldı.

İstihbaratın örgütteki elemanları
Ses kayıtlarının yanı sıra, KCK içine MİT ajanlarının sokulması, bunların bazı eylemlere katıldığının polis tarafından belirlenmesi üzerine KCK soruşturması farklı bir boyut kazandı. Peki, istihbarat servislerinin böyle bir yöntemi var mı? Bunu, istihbaratta çalışmış ve şimdi emekli olan bir yetkili telefonda şöyle anlattı:

“İstihbarat teşkilatları, suç veya terör örgütlerinin içine ya eleman yerleştirir veya içeriden birilerini elemanlaştırarak kendilerine çalışmasını sağlarlar. Emniyet istihbaratı da aynı yöntemleri kullanır.

İstihbaratın, örgüt içine soktuğu eleman, deşifre olmamak veya örgütün güvenini kazanmak için suç da işler, suça da bulaşır. Örgütte ne kadar başarılı olur ve güven kazanırsa konumu o kadar yükselir. Konumu yükseldikçe ulaşabileceği bilgilerin önem derecesi artar. Bu amaçla KCK içinde otomobil de kundaklar. MİT’i önceden bilgilendirmiş olsa bile, MİT elemanını deşifre etmemek için bu bilgiyi kolluk kuvvetlerine duyurmayabilir. İstihbarat elemanı yakalandığında istihbarat örgütleri bu elemana sahip çıkarlar.

Bazı örgüt mensupları sırf kendilerini garantiye almak için, istihbarat örgütlerine çalışırlar. Suça bulaşmış haber elemanlarına sahip çıkma bazen kollukta bazen de savcılık veya mahkeme nezdinde olur.”

İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Terör şube müdürlerinin görevden alınmasını, bu görevlilerin, MİT mensuplarına karşı toleranslı olmadıkları ve bu gerilim sonucu görevden alındıkları öne sürülüyor. Ancak, bu kişilerin ifadeye çağrılmaması, açığa alınmaması da bu iddiayı kuvvetlendirmiyor.

MİT yöneticileri ifade vermişti
Hakan Fidan olayı, Özel Yetkili C.Savcıları ve mahkemeler konusunu muhalefetten sonra hükümetin de gündemine gelmesinde etkili olacak, mevcut hükümlerde yeni düzenlemeler yapılmasının da yolu açılmış olacak.

Görevdeki MİT daire başkanlarından Kaşif Kozinoğlu’nun, eski MİT daire başkanlarından Mehmet Eymür’ün evleri arandı, polis tarafından götürüldü. Yine eski MİT’çilerden Yavuz Ataç da ifadeye çağrılanlar arasındaydı.

Ülkemizde bazı gelişmeleri yadırgıyoruz. Nitekim, MİT Müsteşarının ifade için çağrıldığı açıklandığında bazı siyasetçilerimiz “aklım almıyor” dedi. Gerçekten ülkemizde “akıl almayacak” gelişmeler oluyor. Yetkililer, MİT’e yeni bir vizyon kazandırma çabası içinde olan Hakan Fidan için gösterdikleri duyarlılığı, askerler için de gösterselerdi…
-----
“Balyoz” tutuklamalarının yıldönümü
“Balyoz” olarak bilinen “darbe planı” iddiasını içeren davanın 367 sanığı var. Bunlardan 250’si tutuklu.
11 Şubat 2011’de tutuksuz olarak yargılanırlarken, mahkeme o an salonda bulunanlardan 167 komutanın tutuklanması, diğer sanıkların da yakalanması yönünde karar verdi. Yarın, askerlerin tutukluluğunun yıldönümüdür. Artık onlar mesleklerinde yükselme şöyle dursun, cezaevinden ne zaman çıkacakları bile belirsiz.

Dün, tutuklu bir komutanın eşiyle konuşuyoruz. “Böyle bir şey yaşayacağımız hiç aklımızın ucundan bile geçmezdi. Bir balçığın içine atıldık, debelendikçe batıyoruz” diyor, eşleriyle ilgili iddialardan bin 156’sının çürütülmesine rağmen, tutuklu yargılanmalarının acısını yaşadıklarını belirtiyor.
Hükümet yetkilileri, MİT yöneticileri için gösterdikleri duyarlılığın küçük bir bölümünü de askerler için göstermeleri gerekmiyor mu?

Saygı Öztürk
Sözcü

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)