Kürt meselesi ve CHP



Bugün Türkiye'de bir Kürt gerçekliği (realitesi) olduğunu kabul etmeyen insan hemen hemen yok gibidir.
Ama bu gerçekliği, 'sorun' yani 'mesele' veya 'problem' gibi göstermek bambaşka bir durum.
AKP Lideri ve Başbakan Erdoğan, 2005'te Diyarbakır'da 'Bu ülkede Kürt sorunu var.' demişti.
7 yıl sonra; yine aynı yerde, 'Kürt sorunu yok, terör sorunu var.' dedi. Böylece; Başbakan Erdoğan; AKP iktidarından önceki iktidarların bu konuya bakış açısını olduğu gibi kabullenmiş oluyor.

YENİ CHP
Tam bu noktada CHP Lideri Kılıçdaroğlu; 'Yeni CHP' dediği kendi yeni yönetiminin politik tutumunu yansıtan bir çıkış yaptı. CHP yönetimi; Başbakan Erdoğan'ın 'Kürt sorunu' sözünü aynen alıyor ama 'sorun' yerine 'mesele' diyor.
CHP'nin 10 maddelik önerisi, hem utangaç bir anlayışla oluşturulmuş hem de aynı konuların tekrarından oluşuyor. 1. maddede, 'Kürt meselesi sürüyor.' deniliyor. 2.3.'de, 'Güvenlik eksenli politikalarla mesele çözülemedi' iddiası var. 4.'de 'Çözüm yeri TBMM'dir; bu konuda ulusal mutabakat gereklidir' tespiti yer alıyor. 5.'deki tespit: 'Toplum çözüm istiyor.' 6. ve 7.'de, 'TBMM Kürt meselesinde uzlaşma arayışına girmeli. TBMM denetiminde bir süreç ve mekanizmalar oluşturulmalı.' çağrısı var. 8.-9. 10.'da ise TBMM bünyesinde Toplumsal Mutabakat Komisyonu kurulması, sivil alanda da Akil İnsanlar Grubu oluşturulması isteniyor.
Kamuoyuna çok önemli tespitler ve öneriler varmış gibi sunulan bu 10 madde; ben; CHP'yi, Kürt meselesinin bir parçası haline getirmekten öte bir şey bulamadım.

EKSİKLİKLER
Halbuki CHP gibi bir parti; böyle önemli bir konuda daha ciddi tespitler yapmalı idi. Değişik partilerin temsilcilerinden kurulacak komisyonun çözüm üretmesi bir hayaldir. Çünkü; o komisyonda da her üye kendi siyasi çözümünü dayatacaktır.
- Sorun; Sevr Antlaşması'nın 62., 63., 64. maddesine Batılı emperyalistlerin dayatması ile konulan 'Kürtlere otonomi ve ayrı devlet hakkı tanıyan' süreçten kaynaklanmaktadır. PKK; etnik temelli mücadelesini Kürdistan'ı kurana kadar devam ettirecektir. Örgütün kuruluş ideolojisi ve varlık sebebi de budur. PKK'nın politikasındaki gelgitler; bu amaca uzanmak için uyguladığı taktiklerdir.
- Sorun, Kürt sorunu değil Kürtçülük sorunu olup arkasında da bölgedeki feodal sistem bulunmaktadır. Kadınların ikinci sınıf varlık durumunda olduğu; köylü ve göçebelerin acımasızca sömürüldüğü bir coğrafya söz konusu. Aşiret reisleri-ağalar- şeyhler ve yeni derebeyleri siyasi tüccarlar tarafından yönetilen bölgedeki feodalizmi parçalamak, sosyal demokratların birinci hedefi olmalı. Bunu bırakıp da kültürel-demokratik taleplere odaklanmak, bu coğrafyada etnici anlayışı daha da kuvvetlendirmekten başka sonuç vermeyecektir.
- Bugün Avrupa'daki hiçbir terör sorunun olmadığı ülkelerde bile farklı etnik grupların entegrasyonu için özel programlar ve hatta yasaklamalar gündeme getirilirken, (CHP yönetimi Almanya'yı bu konuda incelemelidir.) Türk milletinin eşit ve saygın üyelerinden olan Kürt kökenli yurttaşlarımızı aksi yönde teşvik etmek terör belasına destek anlamına gelebilecektir.
- PKK'nın başta Avrupa ülkeleri olmak üzere; Batı'dan çok kuvvetli destek aldığı ortada. Bu desteği kestirmeden Savaş Ağaları'na silah bıraktırmak mümkün olmayacaktır.
- Karşımızdaki bela; tarihsel geçmişi olan; sosyo-ekonomik ve etnik bir sorundur.

ERDOĞAN GÜLÜYOR
Başbakan Erdoğan; Yeni CHP'nin getirdiği bu paketten söz ederken müstehzi müstehzi gülüyordu. Belliydi ki 'Yine elime düştüler! Sizin girdiğiniz bu yoldan biz çoktan döndük!' diye düşünüyordu. Çünkü; CHP'nin kendine oy aradığı Güneydoğu'yu AKP ve PKK aralarında bölüşmüştüler. Biliyordu ki CHP'nin oradaki feodal zihniyet ve etnicilerin karşı propandası yüzünden oy alması mümkün değildi.
CHP'nin bu 'Kürt Meselesi' tanımı en çok da MHP'yi sevindirmiş gözüküyor. Şimdi bu parti; CHP'nin tarihsel görevini üstlenmeye hazırlanıyor gibi...
Yüzde 10'luk kesim için yüzde 90'ı kızdırmayı göze alan yeni CHP yönetiminin yaptığı iş; politik anlamda büyük bir cesarettir.
Bakalım bu cesaretin ödülü ne olacak?


Rıza Zelyut
Güneş

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)