Türbe Hazırlanıyor



Demokratik ülkelerde, toplumun malı olacak büyüklükte bir eser yapılacağı zaman projeler gerek kamuoyunda, gerek basında, gerekse ilgili sivil toplum kuruluşlarında tartışılır, değerlendirilir ve alınan ortak karara göre hareket edilir. Hele yapılmak istenen bir ibadethane ise…

Krallıklarda, Padişahlıklarda, faşist veya komünist tek adam yönetimlerinde ise karar tek kişinindir. Kararı sahibi Sultan-Kral-Reis, ismi her ne halt ise,
“yapın emrini, inşa edilecek yeri, gerekli parayı” verir ve istediğini yaptırır…
Türkiyeli Başbakan Erdoğan, aniden İstanbul-Çamlıca’ya tüm İstanbul’a hakim bir görünümde muazzam bir cami yapılacağını açıkladı!…

İhtiyaç varsa tabii ki yapılsın, kim karşı çıkar ki?..

Caminin yapılacağı yer Tayyip Erdoğan’ın malı olsa, caminin inşaat bedelini de kendi cebinden ödese bile, Tayyip Erdoğan’ın yine de proje hakkında topluma bilgi vermesi, danışması, izin alması ve toplumun kararına saygı duyması lazımdır.

Kaldı ki yer Tayyip Bey’in değil, para hiç değil, yer de para da Türk Milletinin.
İyi de kardeşim, madem ki milletin parasını kullanacaksınız, ona niçin sormuyorsunuz? Siz Padişah mısınız, Kral mısınız, Sultan mısınız?…

Değerli okurlar,
1973 yılından beri yani yaklaşık 40 yıldır “Milli Görüş” temsilcilerini dikkatle izlerim. Tayyip Bey’i de 20 yıldır takip ederim.Halk tabiriyle onun “yarım pabuçlu” halini bilirim. Bu yüzden, bu ekibin ne düşündüğünü tahmin etmek benim için hiç de zor değildir.

Olabilecekleri şöyle sıralayabiliriz;

Başbakan Erdoğan, herhangi bir AKP toplantısında yeni bir “çılgın proje” olarak Cami yapımını açıklayacak. Bu Cami, Cumhuriyet döneminin en büyük Camisi olan Ankara-Kocatepe’den mutlaka daha büyük olacak!.. Denizden yüksekliği 267 metre olan Büyük Çamlıca tepesinde yapılacak.

Böylelikle Beykoz’da denizden yüksekliği 201 metre olan Yuşâ Tepesindeki Hz.Yuşâ Türbesinden daha yüksek olacak. Israrlara dayanamayan Başbakan Erdoğan, adının bu camiye verilmesine rıza gösterecek!…

Emri-Hak vaki olduğunda da bu caminin avlusuna gömülmek istediği vasiyetinde açıklanacak.

İşte size yeni, yepyeni bir türbe. Vatana millete, tüm İslam alemine hayırlı ve uğurlu olsun…

Devlet ve Siyaset adamlarının, devletin kesesinden yapılan eserlere, kendi adlarının verilmesine rıza göstermelerini hiç anlayamadım ve bunu hep “ham’lık” olarak gördüm.
“Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi” , “Abdullah Gül Üniversitesi” gibi…

Bu üniversitelerin kuruluşlarını gerçekleştirmek, desteklemek zaten sizin göreviniz. Bunun için o makamlardasınız, bu yüzden maaş alıyorsunuz. Cebinizden beş kuruş para mı verdiniz de, isminizin oraya verilmesine ses çıkarmayıp, kabul ettiniz?

Eğer gerçekten hizmet etti iseniz, sizler görevden ayrıldıktan sonra Türk Milleti sizin adınızı da verir, heykelinizi de diker. Yoksa siz gidersiniz, gelen sizin adınızı da, namınızı da siliverir. Tıpkı Kenan Evren’in isminin bugün silindiği gibi…
Şimdi, Türkiyeli Başbakan bizi “niyet okumakla” suçlayacak.

Sayın Başbakan, bir kez olsun beni utandırın, Çamlıca’ya yapacağınız Caminin adını, bu ülkeyi düşman çizmesinden kurtaran, Türk Milletinin inancını-dinini özgürce yaşamasına olanak veren “Lâik Türkiye Cumhuriyeti Devleti”nin kurucusu büyük önder ATATÜRK’ ün adını verin.

Haydi civanım delikanlım, yiğidim kahramanım, utandır bu yazarı…


Rıfat Serdaroğlu
Yurt

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)