Türbeden Külliye’ye



“Türbe Hazırlanıyor” başlıklı yazımıza çok sayıda yorum ve katkı içeren yazılar geldi. Vicdanı, mantığı ve demokrasi anlayışı eksik olanlarla, Tayyip Bey’in “tasmalarını çıkarmadığı” kişiler elbette ki yazıyı beğenmediler. Bunlar, yazıda anlatılanlarla yetinilmemesini, Tayyip Bey için daha fazla eserler yapılmasını isteyenlerdi.

Ne yapalım da, Erdoğan Ailesinin tamamını memnun edelim derken, Sayın Fatma Sibel Yüksek’in “Açık İstihbarat” sitesinde yayınlanan yazısını okudum. Benim anlatmak istediklerimi çok güzel bir şekilde özetlemiş. Bu nefis yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Eğer “evet ama yetmez” diyorsanız, önerilerinize açık olduğumuzu bilmenizi isterim. Tek amacımız var; Sultan ve Hanedanı memnun ve mutlu etmek. Gayret bizden, yardım Allahtan. Ya Allah, Bismillah…

“Vapurla Eminönü’nden Üsküdar’a geçerken Fethi Paşa Korusu’nu görünce aklıma geldi… İstanbul boğazına boş gözlerle bakan 26 hektarlık koskoca tepe! Ağaçtan başka bir şey yok. Ağaç dediğin nedir? Rant getirir mi, kiraya verilir mi?… Olsa olsa kozalak çıkarır. Kozalak da para etmez.

Deniz ortasından Fethi Paşa Korusu’na bakınca, büyüklerini seven minnettar vatandaş olarak duygularım coşup taştı birden. Bu heyecanla eve geldim, hemen klavye başına oturdum. Naçizane önerim şudur:

Valide Emine Sultan Hazretlerinin adını, şanını dünya durdukça yaşatacak bir eser kazandırılmalı güzel İstanbul’umuza…

Tayyip Erdoğan gibi büyük bir liderin, bir cihan yıldızının vefalı eşi, Ahmet Burak-Bilal Necmettin-Esra ve Sümeyye gibi ay parçalarının biricik anaları; kömür isteyene kömür, makarnasız kalana makarna yetiştiren, mübarek Ramazan aylarında çadırlar kurdurarak aç karnımızı doyuran, devlet tarafından bombalanmış vatandaşlarımızın yakınlarına taziye ziyaretinde bulunma yüceliğini gösteren Valide Emine Sultan, sayılamayacak hasletleriyle sadece Ahmet Burak, Bilal Necmettin, Esra ve Sümeyye’nin değil bu fakir milletin de anasıdır…

Öyleyse, İstanbul’un bomboş duran bir tepesine onun adını taşıyan bir eser dikmek çok mudur?.. Asla değildir, haşâ değildir, zinhar değildir!..
Kocası hemen bir kararname çıkarsın. Hatta kararnameye de gerek yok, o mübarek kafacıklarını hiç yormasınlar. Karı-koca akşam evde otururken, memleketin önde gelen mimarları huzura çağırılsın. Oracıkta bir proje çizdirilsin. Emine Sultan son rötuşları yapsın ve ertesi gün Fethi Paşa Korusu’na dozerler girsin. Ağaç,sincap,kaplumbağa demeyip silsin süpürsün…

Eşref-i mahlukatın yanında sincabın lafı mı olur? Hem de eşref-i mahlukatın daha da “eşrefi” olan Emine Sultan Validemizin yanında.

Şöyle içinde cami, medrese, sübyan mektebi, darüşşifa ve imaret olan bir küllüye hayal ediyorum Emine Sultanımıza.

Medrese ve sübyan mektebi için Talim Terbiye Nazırı Ömer Bey derhal bütçe çıkarsın. Darüşşifa ile İmaret, Hanedana sadakatini ispat etmiş Fettah Tamince, Ahmet Çalık gibi işadamlarımıza ihale edilsin.

Emine Sultanımız, ayın belli günlerinde kendi mübarek elleriyle çorba kaynatsın, şifa dağıtsın. Vatandaş, bu mübarek kadına bir kez olsun dokunmak için sabah erkenden kuyruğa girsin. Pırlanta taşlı ayakkabılarının, Bursa ipeği eteklerinin altında hizaya gelinsin.

İmaret ve şifahanenin dekorasyonu bizzat Emine Sultan ve kerimeleri Sümeyye Sultan tarafından yapılsın ki, ince zevk neymiş, kültür neymiş cihan görsün…
Perdeler, bazı densizlerin “pavyon perdesi” tabir ettiği şekilde kat kat insin, aralarından simli püsküller sarksın. Kumaş, atlastan ve mor ile kırmızı renklerden oluşsun.

Bütün masa ve sandalyelerin kenarları Swarovski taşlarla bezensin. Mobilyalarda, geleneksel oymacılık sanatımız konuşturulsun. Koltuklar şal desenli döşemelik kumaşlarla, yerler göbekli halılarla donatılsın. Masa ve yatak örtülerini simli kumaştan isteriz. Üzerine yine ince Swarovski taşlar serpilsin. Havluların kenarına dantel işleme, peçetelerde karanfil deseni olmalı.

Oda kokuları alkol ihtiva ettiğinden köşelere on beş saniyede bir “pısstt” diye gül suyu püskürten koku matikler konulsun. Bütün bu “ince zevk”, sonradan zengin olma AKP zevatının evlerini döşeyen, Kervan Mağazalarına ihale edilebilir.
Kocasının camisi Çamlıca’dan yükselirken, Emine Sultan’ın külliyesi de Üsküdar sırtlarından selamlasın cihanı.

Sümeyye ve Esra Sultanlar için de projelerim var…
Rumeli Hisarı ile Anadolu Hisarı diyorum…
Birbirine karşıdan bakan iki hüzünlü kızkardeş gibi…
Öyle boş boş duruyorlar da…”

Gördüğünüz gibi öneri gayet iyi, fakat eksik. Ahmet Burak ve Bilal Necmettin ne olacak? Ya onların zevceleri, kerimeleri, mahdumları!…

Bakın değerli okurlar, öyle boş oturmak yok. Sizler de elinizi projelerin altına sokun. Proje üretin, çalışın. Bu dünyada hiç olmazsa Hanedan için hayırlı bir iş yapmış olun.

Bakın Boğaz Köprüleri de mahzun, mahzun durmuyorlar mı? Yazık değil mi köprücüklere?…
Önerilerinizi bekliyorum. Türkiye’nin diğer 80 ilini, yavru vatan Kıbrıs’ı da öksüz komayın lütfen…


Rıfat Serdaroğlu
Yurt

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)