Battal İlgezdi’nin ilginç yolculuğu!


Başbakan’ın bizzat ilgilendiği ve desteklediği Ataşehir’deki Mimar Sinan Camii’nin açılışıyla ilgili tek satır yazmadım.

Önce kimin ne diyeceğini, ne söyleyeceğini görmek istedim.

Herkes Başbakan’ın açılış töreninde söylediği, “İstanbul’a cuma ve selatin camileri yapacağız” sözlerine odaklandı...

Ama o törendeki “ilişkiler” göz ardı edildi.

O açılışta su yüzüne çıkan çok önemli bir “yakınlaşma” kimsenin umurunda olmadı.

Biliyorsunuz; Başbakan aynı konuşmasında, “Ataşehir Belediye Başkanımıza gösterdiği kolaylık, ilgi sebebiyle teşekkür ediyorum. Zira bir olmaya mecburuz, birlikte olmaya mecburuz” dedi.

Başbakan’ın sözünü ettiği kişi, Ataşehir’in CHP’li Belediye Başkanı Battal İlgezdi’ydi...

***


Hemen hakkını teslim edelim:

Battal Bey; İstanbul’daki tüm belediye başkanları arasında icraatıyla (!) öne çıkan bir isim...

Ama öne çıkması; CHP tabanının kendisine hâlâ kuşkuyla bakmasını engellemeye yetmiyor.

Çünkü Battal İlgezdi CHP’li ama AKP’lilerle çok daha yakın ilişkilere sahip... Özellikle de Başbakan’la...

Çünkü Başbakan’ın hiçbir ricasını kırmıyor; tüm taleplerini, yetkilerini aşma pahasına yerine getiriyor...

***


Şimdi size ilginç bir inşaat hikâyesinden söz edeceğim:

Başbakan’ın yakın ilişkiler içinde olduğu Sabah Gazetesi’nin sahibi Çalık Holding bir süre önce İstanbul’un en yüksek gökdelenini Ataşehir’e dikmek üzere harekete geçti.

İlçe belediyelerinin bu tür binalara inşaat ruhsatı verebilmesi için, Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Dairesi’nin olumlu görüş bildirmesi gerekiyor.

Ne ilginçtir ki AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili dairesi, bu inşaat için “onay” yazısı göndermedi.

Böyle bir durumda, ilçe belediyesinin ruhsat vermesi asla mümkün değil...

Ama Battal İlgezdi, bu yazının gelmesini beklemeden ruhsatı verdi ve Çalık’ın önünü açtı.

***


Battal Bey’in AKP’ye ve yandaşlarına hizmeti bununla da sınırlı değil...

Elimde daha nice bilgi var; doğrulatmaya çalıştığım...

Tabii; AKP’ye ve yandaşlarına saygıda kusur etmezken, CHP’nin bazı önde gelen isimleriyle de benzer ilişkileri titizlikle ve başarıyla yürütüyor.

Bir “yeşil alanın ticari alana dönüştürülmesi” hikâyesi var ki; romanı yazılır...

Yani; her iki partinin “en tepedeki isimleri”yle iyi ilişkiler kurarak kendisini garantiye alıyor Battal Bey...

Yukarılara çıkarak, yukarıdan bakmayı seviyor,

Böyle olunca da “taban”ın tepkisi; umurunda bile olmuyor... Çünkü o tepki, “yukarılara” ulaşmıyor!

***


Sonuçta Başbakan, Battal İlgezdi’ye teşekkür ediyor; CHP’nin kurmaylarından Gürsel Tekin her fırsatta saçını okşuyor; o da yoluna devam ediyor...

Şimdilik iyi yolculuklar Battal Bey...

Bu yolun sizi nereye götüreceğin gerçekten çok merak ediyorum!

*****


SUSUN LAN!

Tam yukarıdaki yazıyı bitirmiştim ki VATAN’ın internet sitesinde bir başka CHP’li belediye başkanıyla ilgili bir haber çarptı gözüme...

Büyükçekmece’de bir asfalt fabrikası varmış ve çevreyi zehirlediği için zabıta tarafından mühürlenmiş...

Buna karşın harıl harıl çalışıyormuş...

Muratbey Mahallesi’nin sakinleri iki yıldır mahalleye zehir saçan bu ruhsatsız tesisi Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün’ün de katıldığı bir iftar yemeğinde protesto etmeye başlamış...

Hasan Bey de göstericileri, “Susun lan, o fabrikanın çalışması lazım” diye azarlamış...

Bizde böyledir; seçilene kadar, “Sayın vatandaşlarım...”

Seçildikten sonra, “Susun lan...”

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu...

Belediyeleriniz S.O.S veriyor...

Neredesiniz?

*****


GÜNÜN SORUSU

Günün sorusu, arkadaşımız Deniz Güçer’le konuşan CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’den:

1999 depreminden sonra İstanbul’da çadır alanı olarak tahsis edilen 480 alan, bugün 315’e düştü... 165 alan buharlaştı mı, rantlaştı mı?

*****


SEVDA’NIN KÖY İZLENİMLERİ (6)

Türkiye Gençlik Birliği üyesi Sevda Gül Tuncer, Malatya’da kayısı toplayan köylülerle birlikte... İzlenimlerini yayınlamaya devam ediyorum:

6. GÜN

Birlikte kalkıyoruz, birlikte çalışıyoruz, birlikte yemek yiyor, birlikte şarkı türkü söyleyip birlikte yatıyoruz...

Bir arkadaş çantasında bulduğu bisküviyi otuz, kırk kişiyle birlikte yiyor...

“Ben”in biz olduğu yerdeyiz.

Dev bir TGB’li kütlesiyiz... Şehirlerimizde mücadele ederken de bir kolektifin içindeydik ama buradaki biraz daha farklı.

Bu kolektifliği yaratan şey “emek”, şehirdekini de aynı şekilde...

Buradakini, şehirdeki mücadelemize göre daha farklı yapansa bence “emek yoğunluğu...”

Bugün bahçede kaldım. Arkadaşlarla çalışmaya devam ettik. Ne zaman bir yorgunluk belirtisi olsa hemen marşlar, türküler söyleyerek birbirimize destek oluyoruz. Akşam olduğunda her gün olduğu gibi ateş başına toplanıyoruz.

Önce günü değerlendiriyoruz, sonra eleştiri - özeleştiri yapıyoruz. Bir arkadaşın işini geç yapmasından dolayı verdiği özeleştiriden tutun başka bir arkadaşın diğerine kendisini çok yormasından dolayı yaptığı eleştiriye kadar her şeyi konuşuyoruz...

Bugünkü konumuz; köylünün, ırgatın sorunları ve çözüm önerilerimiz... Keşke yer olsa da yazabilsem konuştuklarımızı... Ama genel olarak söyleyebileceğim şu; gümbür gümbür bir gençlik geliyor...

YARIN: SON

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)