İstanbul, İstanbul


Bir arkadaşım Bostancı’da oturuyor. İşyeri İkitelli’de. Her sabah arabasıyla işe gelip akşam tekrar karşıya geçiyor. Hayatının büyük bir bölümü aslında yolda arabanın içinde harcansa da taşınmamakta kararlı. Çünkü eşi oturduğu semti seviyormuş, taşınmak istemiyormuş.

Yeğenim Bebek’te otururken okula Kemerburgaz’a gidip geliyordu. Çocukcağız yıllar boyunca sabahın körü kalkıp o yolu gitti. Çünkü ailesi bu okulun iyi olduğuna inanıyordu. Ama oraya da taşınmak istemediler, oturdukları semti seviyorlardı.

Zekeriyaköy’de yaşayan arkadaşlarım var, her gün hem iş için merkeze geliyor ve dönüyorlar hem de akşam yemeğe, eğlenceye, dost, ahbap ziyaretine yine kente geliyorlar.

İnsan gününün büyük bölümünü evinden başka yerde geçirecekse ve trafikte saatler harcayacaksa neden ille bu kadar uzak bir yerde oturmak ister diye soruyorum, “Orman havası güzel, alıştık, eve dönünce insan nefes alıyor” türünden cevaplar veriyorlar.

***

Bir kentin planlanması biraz da o kentte yaşayanlara bağlıdır. İstanbul’da çalışan bir insanın hayatını planlaması öyle kolay değil. Örneğin İkitelli’de çalışmaya başlayan biri evini oraya taşıyamıyor, çünkü o işi ne kadar zaman yapacağını asla bilemiyor. Kendisine bir araba almak yerine toplu taşımayı kullananlar var, ama her sabah kalabalıkta bu çileyi çekmektense bütçesinin büyük bir bölümünü benzine, mazota vermeyi tercih eden çok.

Kabul edelim ki aynı zamanda keyfimize de düşkünüz. Ben bile evden kalkıp on beş dakikalık yere yürüyeceğime araba çağırıyorum.

Londra, Paris gibi metropoller eski kentler olmasına karşın geçmişte yeraltı tünelleriyle sorunu çözmeyi başarmışlar ve tabii onlar bizim gibi sürekli göç almıyor.

***

Yollar yapıldıkça, tüneller açıldıkça trafik sorunu azalacağına artıyor. Yeni köprünün yapılması da farklı bir durum yaratmayacak. İstanbul çekim merkezi olmaya devam ettikçe bu sorun da böyle katlanarak artacak.

İkinci köprüden sonra nüfus neredeyse iki kat arttıysa üçüncü yapıldığında ne olacağını kestirmek zor değil.

Yeni yerleşim bölgeleri açılıp bunların merkezle bağlantısı kuruldukça keşmekeş azalmıyor, artıyor.

Yakın bir gelecekte, bugünlerde, “denizi fazla kullanmıyoruz” diyenler bu sözlerine pişman olacaklar, çünkü Boğaz bile irili ufaklı teknelerle dolacak.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)