Suriye'den çırak çıkarız


Suriye’de hareketlenmeler başlayınca Ankara hemen tavrını koymadı..
Muhalefete anında destek çıkmadı.. 9 ay kadar Esad’la teması sürdürdü, reform yapmaya, yönetimi paylaşmaya, ikna etmeye çalıştı olmadı..
Esad bildiği yöntemden şaşmadı.. Şiddete başvurdu.. Ankara muhaliflere açık destek verdi..
Aklınıza ne gelirse her türlü yardımı yaptı.. Davutoğlu’nun oyun planı şuydu..
Esad’dan sonraki yeni yönetimi şekillendirmek, hamiliğini üstlenmek..
Evdeki hesap çarşıya uymadı.. Suriye parçalanmaya doğru giderken sınırımızda PKK kontrolünde özerk alanlar oluşmaya başladı..
Ankara şaşkın!..
Bu da nereden çıktı havasında.. Barzani şaşkın değil.. Yönetim boşluğunu doldurmak için iki bin adamını yollamış.. İki bin kişi elleri kollarını sallaya sallaya Suriye’ye girdi, vaziyete hâkim olmaya başladı...
Peşlerinden iki TIR dolusu silah da gitmiş..
Ne için derseniz..
PKK’nın Suriye kolu olan PYD ile Batı Kürdistan’ın temellerini atmaya..
Barzani’nin bu oyun planından ABD’nin haberi vardır mutlaka..
Barzani bu kaçın kurası.. ABD’nin izni olmadan adım atar mı?
*
Davutoğlu; Esad’ın gideceğini, Suriye’nin bir bütün olarak kalacağını, Müslüman Kardeşler‘in seçimle işbaşına geleceğini düşündü, bu karta oynadı..
Barzani; Esad’ın gideceğini, giderken yarattığı boşluğun Kürtlere yarayacağını düşündü.. İkinci Kürt Özerk Bölgesi planladı..
Şimdilik tuttu..
Gidişat o yönde.. PYD ile uzlaşırlarsa Barzani’nin hamiliğini kabul ederse -ki başka şansları yok- yeni bir komşumuz var demektir..
Güney komşumuz!
*
Bu gelişmeler olursa.. Nusaybin’in tam karşısındaki Kamışlı’da bölgesel yönetimin başkenti ilan edilirse ne olur?..
Ankara hop oturur hop kalkar..
Buna katkı sağlayan Barzani ile de papaz oluruz..
Bi fırça da ona kayarız!.


Fazlası evliyayı bile azdırır
Arjantin örneğinden yola çıkarak yüzde 50’nin üstündeki oy oranı yaramıyor demiştim..
Bütün dünyada böyle..
En demokrat liderin, en özgürlükçü siyasetçinin huyu suyu değişiyor.. Kendini her şeyi yapmaya muktedir görüyor..
Halkın yüzde 50’sinden fazlası yetki verdi diye dilediği gibi davranıyor..
Eee, hal böyle olunca, giderek otoriterleşiyor, diktatörleşiyor..
Dün bu meseleyi ele almıştım.. Eski milletvekili İlhan Kesici aradı..
Bir söz vardır bilir misin dedi; evliyayı bile azdırır derler..
*
Şöhretin fazlası, paranın fazlası, gücün fazlası, oyun fazlası..
Batı ‘evliyayı bile azdıran’ tehlikeye karşı demokrasiyi, özgürlükleri kırılmaz cam fanusa aldı.. İktidar oluyorsunuz, ülkeyi istediğiniz gibi yönetiyorsunuz ama o alana el atamıyorsunuz..
Cızzz diyorlar..
Hooop diyorlar..
Oy verenler bile ayağa kalkıyor..
Çünkü ağızları yandı; keyfi yönetimlerden, totaliter rejimlerden çok çektiler.. Seçimle gelip dünyanın başına bela olanı bile gördüler..
*
Bu sebepten olacak Avrupa ‘başkanlık’ sistemine hiç yüz vermiyor..


Ne diyelim bu ayıp bize yeter!
19 yaşındaki Sevil’in öyküsünü biliyorsunuz..
Hani Fransa’dan değişim programıyla Eskişehir Üniversitesi’ne bir yıllığına gelen kız..
Memleketimi yakından tanıyayım diye gelen kız..
Birtakım gösterilere katıldığı, parasız eğitim için afiş astığı, Grup Yorum’un konserine gittiği için terörist damgası yiyen kız..
Fransa’da parasız okuduğu halde, kendini ilgilendirmediği halde, bu bir haktır diye Türkiye’deki arkadaşlarına destek verdiği için başı belaya giren kız..
Şimdi tutuklu..
*
Bir ay kadar oluyor Le Monde gazetesinde ‘Sevil Sevimli ne suç işledi Sayın Erdoğan’ başlıklı bir başyazı yayımlanmıştı..
Şimdi de Fransızlar internette imza kampanyası başlatmışlar: Sevil Sevimli’ye özgürlük..
Yaşadığı şehir Lyon’da da, Strasbourg’daki Avrupa Binası’nın önünde de gösteri yapmışlar..
Duruşması ne zaman derseniz.. Belli değil!..
Diyelim ki tahliye oldu Türk kızı bir daha Türkiye’ye gelir mi?
Bence hava sahasından bile geçmez..

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)