"VIP" Müslümanlarımız!..


Sevgili okuyucularım, Türkiye’de Müslümanlar –bu hükümet döneminde- artık iki ana gruba ayrılıyor.

-VIP Müslümanlar.

-Sıradan Müslümanlar.

Bilmeyenler belki vardır, onlar için yazayım. “VIP” İngilizce bir sözcük dizisi. Türkçede genelde biz vip diye okuyoruz.

“Very important person.” (Çok önemli kişi.)

Çok önemli kişi ve çok önemli Müslüman olmak elbette çok önemli! Örneğin Türkiye’de bu açıdan bir sıralama yapmak gerekirse ilk sırayı mutlaka Abdullah-Tayyip ikilisi alır. Onlar çok önemlidir!

Sonra onları suikast mağduru Bülent vesaire gibiler izler.

Onların ardından bakanlar, müsteşarlar, para babası işadamları, AKP il ve ilçe başkanları, belediye başkanları, parti yöneticileri falan filan gelir. Hepsi de çok önemli kişilerdir, aynı zamanda çok önemli Müslümanlardır!

Onların ismi vip olunca, Müslümanlığı da vip olur.

Peki bu ne demektir? Ramazan ayından örnekler vereyim.

Vip Müslümanların iftar sofraları saraylarda, köşklerde, ya da beş yıldızlı otellerde kurulur. O sofraların bir bölümünün maliyeti devlet bütçesinden karşılanır.

Sadece kuş sütü eksiktir.

Çeşitli et, balık, tavuk yemekleri, salatalar, zeytinyağlılar, peynir zeytin çeşitleri, meyve ve tatlı tabakları…Sonra gelsin çaylar kahveler.

Gerçi o sofralara çöken bazıları oruçlu değildir ama hepsi oruç tutuyormuş gibi yapar…

Ve böylece Allah’ı kandırmaya kalkışırlar.

Vip Müslümanların iftar sofraları, devletin imamlarına Kuran okutarak başlar. Sofralarda devletin veya beş yıldızlı otellerin garsonları hizmet verir.

Yemek bitince, hele Abdullah-Tayyip vesaire gibiler o sofraları onurlandırmışsa, ille de bir siyasi nutuk atarlar. Sofrada tıka basa doldurulmuş mideyle nutuk atmak, sanırım bu işin en zevksiz ve zor tarafıdır.

İftara çağrılan yandaş medya ordusu da bunu “Sayın büyüğümüz buyurdular ki…” diye haber yapar.

Benim tahminime göre vip Müslümanların hepsi zengin ailelerden gelir! Kundak aşamasından beri mamalarını bile o cicili bicili, görkemli sofralarda yemişlerdir!

Büyüyünce saraylara geçmişler ve bu kez oralarda kurulan iftar sofralarına çökmüşlerdir.

Örneğin Tayyip’in bazı iftar yemeklerini Dolmabahçe Sarayında vermesi boşuna değildir.

O, anasından sarayda doğmuş, sarayda büyümüş, yemeklerini her zaman saray sofralarında yemiştir.

Günün birinde vip Müslüman olması, yaşamını asla değiştirmemiştir!

Onu ve benzerlerini lütfen kınamayın, ailesinden ne gördüyse o düzeni devam ettirmektedir!

Saray sofralarına, devlet parasıyla düzenlenen iftarlara alışıktır.

Şimdi vip Müslümanlığın yeni uygulamalarını görüyoruz. Tayyip geçenlerde İstanbul’da bir cami açılışı yaptı. Yanında Afrika kıtasından gelen birkaç kişi vardı.

Meğer bu camiye de vip bölümü yaptırmışlar.

Tayyip vip odasına çekildi ve görüşmeler yaptı.

Allah’ın evinde vip!..

Bunların iktidarı döneminde daha neler göreceğiz neler!

Bugüne kadar kaç kez tanık olduk. Bazı vip’ler camiye geç kalır…

Ve imam namazı bekletir. Allah’ın evinde vip kuralları işte böyle uygulanır.

Ülkemizi yöneten Vip Müslümanlar, bu işin kitabını yazmıştır. Toplumu gıdıklamak ve birilerini kafakola almak için yapmayacakları numara yoktur.

Bir gün şehit ailelerine ve gazilerimize iftar verip onları onurlandırırlar!

Bir başka gün güya habersizmiş gibi gecekondu ziyareti yaparlar, önceden adres verip çekim yaptırdıkları kameralar önünde Allah, din iman falan derler, fakirleri ne kadar çok sevdiklerini anlatırlar, AKP’ye kaydını yaptıranlara gıda paketi verirler!

Vip Müslümanların başka uygulamaları da vardır.

Para gücü, ihaleler, devletin malı mülkü bunların elindedir. Eşe dosta, partililere, yandaşlara rant sağlamayı bunlar yapar.

Yolsuzluk, peşkeş, hortumlama, yandaş zengin etme, gemiler ve gemicikler, beş yıldızlı oteller hep bunların tekelindedir.

Masum insanları cezaevlerinde süründüren de bunlardır.

11 ay günah işlerler, Ramazan boyunca günahlarının affedilmesini beklerler.

Bir de vip olmayan Müslümanlar vardır ki, sayıca vip’lerden çok daha fazladırlar.

Onlar sıradan, fakir fukara, ya da orta direk, memur, esnaf, işçi, ev kadını Müslümanlardır. İşlerine bakarlar, Allah’a yakarırlar, ibadetlerini Allah rızası için yaparlar.

Ramazan ayında evlerinde iftar açarlar.

Sofraları mütevazıdır. Vip’lerin yemeğini onlar asla yiyemez ama pek çoğu, oylarını o görkemli sofralara çöken vip’lere verirler.

Dönen sömürü çarkını, yandaşların nasıl zengin edilip kendilerinin ayın sonunu getiremediğini, müminlerin sırtından oynanan oyunları, vip’lerin oy avcılığı için tezgâhladığı vurgun düzenini, din ticaretini ve din sömürüsünü onlara kolay kolay anlatamazsınız.

Anlatmaya çalıştığınız zaman alacağınız yanıt şaşırtıcıdır:

“Ama onlar Müslüman, dinimize çok önem veriyorlar!”

Her Ramazan ayında Türkiye’nin çeşitli yerlerinde olaylar çıkar. Oruç tutanlar, oruç tutmayanları döver. İnsanlar dayak yer, bıçaklanır.

İstanbul ve Ankara’nın belli bölgeleriyle deniz kıyıları hariç, Ramazan’da Anadolu illerinden herhangi birine gidiniz.

Mahalle baskısı ve AKP’nin yarattığı siyasi baskı o boyutlara varmıştır ki, bir bardak su içecek, bir lokma bir şey yiyecek yer bulamazsınız.

Bu baskıya katlanan, ya da oruç tutmayanı döven Müslümanlar, vip olmayan Müslümanlardır.

Vip’ler böyle olaylara karşıdır ve şöyle derler:

“Aman olay çıkmasın, biz her şeyi çaktırmadan yapıyoruz. Din devletini yavaş yavaş kuruyoruz. Ramazan boyunca çıkacak her olay hükümetimizin aleyhine olur. Tekerimize çomak sokmayın…”

O kadar müsamahalı davranırlar ki, oruç tutmadığınızı bildikleri halde sofralarına otursanız bile size güleryüz gösterirler, “Aman efendim sizin burada olmanız yeter” derler.

Özellikle Anadolu’da mahalle baskısı ve siyasi baskı öyle boyutlara vardırıldı ki, oruç tutmayan bile kendisini oruçlu gösteriyor!

Öğle vakti “Biraz dinlenmek!” için evine giden memur veya esnaf, yemeğini güzelce yiyor ve işinin başına dönüyor!

Vip olmayan dindaşımız, vip’lerin çöktüğü o beş yıldızlı sofraların görkemini, oradaki yemekleri hayal bile edemez.

Onların kaderi iftarı belediye çadırlarında kurufasulye bulgur pilavı ile açmak, ya da verilen gıda paketiyle yetinmektir.

Vip Müslüman ayrıdır, vip olmayan ayrıdır.

Vip müslüman işini bilir. Saraylar, paracıklar, gemicikler, ihale, peşkeş, rant dağıtımı, hortumlama, siyasi güç, her şey onun elinde ve yetkisindedir.

Vip olmayan Müslüman bu tezgahı görmek ve nasıl sömürüldüğünü anlamak istemez.

O yüzden her seçimde gidip oyunu vip’lere verir…

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)