Yüzüğün irisi ahırda!


Ahırda yüzük olmaz. Danalar, öküzler, ineklerin tersi olur biliyorum. Halk sözü: “dananın büyüğü ahırda” dediği için ben de “yüzüğün irisi ahırda” diye başlık koydum.
Kibarlığıma sayın!
Siz başka bir başlık bulun.
“Malın irisi dosyada” deyin.
Bu dosya; hepimize hüzün veren, acı çektiren, gözyaşı döktüren “Uludere’de çoğu çok genç yaşta kaçakçı vatandaşların bombalanması” olayını hatırlattı. Bombayla ölen 34 kişi komşu ülkeye geçmişiler, Çin’den gelen malları eşeklere, katırlara yükleyip Türkiye’ye gümrük vergisi ödemeden sokup, katır başına üç beş bin TL “gümrük vergisi avantası” elde etmek uğruna ölmüşlerdi.

Bu dosyada katırlar yok.
Güneydoğu dağları da yok.
Yayan yola dizilmek de yok.
Havadan yağan bomba da yok.
Ölen ve öldüren de yok.
Bu dosyada kravatlılar var.

Xxx

Bu dosyada; “Yüksek mahkemede dava sonucunu ayar ediciler, Ekonomi Bakanlığı üst düzey müdürüne, müsteşarına pahalı hediyeler vericiler, İstanbul’da seçkinlerin gittiği Yeşilyurt Kulübü’nde dosya takip edici rüşvetçi ile bakanlık başmüfettişinin birlikte demli çaydan içiciler, Ankara’da kebaptan anlayanların uğradığı Edasa’da dosya takip edici ile Ekonomi Bakanlığı İhracat Şube Müdürü’nün acılı Adana yiyiciler, kebapları yiyip kahveleri de içtikten sonra kuyumculara uğrayıp hediyelik altın paketleri yaptıranlar, bu paketler ellerinde yüksek yargının çalıştığı binanın kapısından girenler, yüzüklerin irisini takmaktan hoşlanan Danıştay Başkanı ile görüşenler, banka şubelerine uğrayıp oradan bazı hesaplara Dolar, Euro, TL yatıranlar” var.

Xxx

Fazla uzattım.
Özet cümleyi yazayım.
Bombalanarak öldürülen 34 kaçakçı vatandaşın dosyası ile Ankara’da kebap yiyip altın paket hediye alıcıların dosyası arısında “tek ortak eylem” Çin mallarının “sınırdan gümrük vergisi ödemeden” sokulması.
Uludere’dekiler kaçak sokuyordu.
Ankara’dakiler izinle soktular.
“Geçici kabul” adı verilen sistemle Çin’den kumaşları, yüzde 30 gümrük vergisi ödemeden ve “bu kumaşlardan Türkiye’deki fabrikamızda gömlek, pantolon, tişört üreteceğiz ve tamamını yurt dışına ihraç edeceğiz” koşuluyla soktular.
Fakat yalan söylediler.

Xxx

Çin mallarını iç piyasada sattılar, yüzde 30 gümrük vergisi avantası elde ettiler. Ayrıca Çin mallarını, içerde işleyip ihraç etmiş gibi göstererek yüzde 8’de KDV iadesi aldılar.
Avanta büyüdü.
Soygun 100 milyon TL oldu.
Yakalandılar, mahkeme edildiler. Mahkum oldular. Şimdi Ekonomi Bakanlığı ile yüksek yargının en başındakileri, banka hesaplarıyla, kuyumcu altınlarıyla etkileyip, “karavatlı kaçakçılığı hesabına kitabına” uyduruyorlardı.
Kim bu işadamları!
İktidar bağlantıları var mı?
Kim bu bakanlık bürokratları?
İktidar bağlantıları nasıldır?
Kim bu yüksek yargı hakimleri?
Aldıkları altın hediye nedir?
Bu soruların cevapları haberlerde net olarak yok. Bu yüzden ben “Yüzüğün irisi ahırdadır!” diye yazmak zorunda kalıyorum.


(uyan borusu)

Akıllı binayı ne yaktı?
Hem klimacılar susuyor.
Hem izolasyoncular dilsiz.

Yangının üzerinden 11 gün geçti, İstanbul İtfaiyesi Müdürü raporunu açıklamadı. Rapor belki Belediye Başkanı’na sunuldu ama halka duyurulmadı. Akıllı binayı yakan ilk kıvılcım neden çıktı ve o ilk kıvılcım neyi yakarak 7 dakika içinde 152 metrelik Akıllı Bina’nın en tepesine kadar ulaştı? Kıvılcım klimadan çıktı diyorlar, klimacılar ise susuyor. Kıvılcım dış cephe izalasyonunu yaktı diyorlar. İzolasyoncular da susuyor.Yani klimalar kıytırık, izalasyon maddeleri berbat, öyle mi? Evine klima koyan, giydirme, mantolama izlosayonu yaptıran, rezidans, büzidans, konak, villa, tower gibi “akıllı binalarda” oturan, çalışan vatandaşları kim bilgilendirecek?

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)