4+4+4’te iyi ve kötü senaryolar?


Yüz binlerce velinin kafası karma karışık. 5, 5.5 yaşındaki çocuklarını okula göndersinler mi, göndermesinler mi?
Milli Eğitim Bakanlığı bu konudaki inanırlığını çoktan kaybetti. Sağlık Bakanlığı ve doktorların o noktaya gelmesine de ramak kaldı.
Tabipler Birliği, bu konuda, doktorların devreye sokulmasına karşı. Hastane yönetimleri de heyet raporuna sıcak bakmıyor. Şimdi top, çocuk doktorları ve çocuk psikologlarında. Onlar da yakında isyan ederse, hiç şaşırmamak gerekir...
Peki, böylesi önemli bir konuda, kime güvenilecek? Neye göre hareket edilecek?
60 ila 72 arasındaki çocuklar, okula başlasın mı, başlamasın mı?
İsterseniz gelin bu konudaki iyi ve kötü senaryoları tek tek ele alalım ve son sözü oturup siz kendiniz söyleyin. Çünkü, çocuğunuzu sizden daha iyi kimse tanıyamaz...

Erken başlarsa ne olur?
60-66, hatta 68, 70 aylık çocukların okula başlamasının eksileri kadar elbette artıları da var. İsterseniz önce gelin bir durum tespiti yapalım:
* Hayata bir yıl erken atılacaklar.
* Eğer okulöncesi eğitime devam ettilerse, devamı artık onlara sıkıntı verir.
* Yok eğer hâlâ oyun çocuğu ise okula ayağını sürterek gider.
* Bu yıl erken başlarlarsa, 72, 78 aylık öğrencilerle birlikte aynı sınıfta ezilme olasılığı söz konusu.
* Gelecek yılı bekleyip, ufak öğrencilerle aynı sınıfta olmak, sıkıcı hale gelebilir ve eğitimden soğuyabilir.
* Sınıf mevcutları bu yıl çok kalabalık olacak ve 50, 60 kişilik sınıflarda iyi bir eğitim hayal olabilir.
* Bu yaş kuşağına eğitim verecek yeterli sayıda öğretmenin olmaması, başlı başına bir sorun.
* Bu proje de fiyasko ile sonuçlanıp gelecek yıllarda kaldırılırsa ne olacak?
* İlk 4’te, sınav yarışı olmadığı için yaşı ufak da olsa öğrenci muhtemelen zorlanmayacaktır, ama ikinci 4’ün sonunda sınav yarışı başladığında, o yükü kaldırabilecek mi?
* Birinci sınıfta kendi yaş aralığındaki öğrencilerle öğrenim gören “ufaklıklar”, ileriki yıllarda, karma sınıf uygulamasına geçildiğinde, sınıfın en küçüğü ya da en büyüğü olursa, her iki durum da kaygı verici noktaya gelebilir...

Ya okula küserse?
Okula erken başlama pek çok riski de beraberinde getiriyor. Özellikle okumuş velileri tedirgin eden de zaten bu. Çocuğunu bırakacak bir yakını olmayan ya da bir yere gönderemeyecek anne-babalar, çocuk sokaktan kurtulur diye karara sevinirken, çocuğunu okulöncesi eğitim kurumlarına gönderen veliler, bunun devamından yanalar. Yani bu yıl, bırakın 66 aylıkları, 68, 70 aylık çocuklarını bile okula göndermek istemiyorlar.
Bu yıl sınıfın en küçüğü, ezileni olacaklarına, gelecek yıl en büyüğü olsun, acelesi ne ki görüşündeler.
Onlar için iyi senaryo, elbette kaybedecekleri bir şey yok; çocukları, çocukluklarını doya doya yaşamış olurlar ve ezilen değil, büyük abi, büyük abla pozisyonunda olurlar. Sınıfın susanı, parmak kaldırmayanı değil, kendine özgüveni olanı haline gelirler.
Kötü senaryo ise, bu bir yıl içerisinde, okula gitmeseler de, okuma-yazmayı da öğrenirler, diğer pek çok şeyi de. Gelecek yıl okula başladıklarında, sınıfın seviyesi onlar göre değil de ufaklar ve yeni öğrenenlere göre düzenlendiğinde, benim bu sınıfta ne işim var moduna girip okuldan da, eğitimden de soğuyabilirler...

Erken kalkan yol alır!
Okula erken başlamanın dönem dönem sıkıntıları oluyor. Ama bir şekilde telafi edilip yola devam ediliyor. Yaşıtları hâlâ oyun oynarken, o okuma yazma öğreniyor, onlar hâlâ lisede okurken o üniversiteye gidiyor, hayata da onlardan bir adım önde başlıyor. Her şey yolunda gittiğinde, kazanç hanesine koskoca bir yıl yazılıyor ki, bu, bugünün dünyasında az bir şey değil.
72 aydan önce çocuğunu okula gönderecek velilerin, özellikle bu yıl başta olmak üzere, önümüzdeki birkaç yıl ve SBS ve LYS gibi kritik sınav dönemlerinde çocuklarına yakın ilgi göstermelerini de özellikle hatırlatırız. Çünkü o dönemleri, tek başına atlatmaları çok kolay olmuyor. Yaş farkı, en fazla o dönemlerde, kendini hissettiriyor.
Ve eğer bu zamanı ayıramayacaksanız, okula erken göndermeyi hiç ama hiç düşünmeyin..
Özetin özeti: Bu konuda en kötü karar, kararsızlıktan daha iyidir. Bir an önce kararınızı verin ve onu bir daha da sorgulamayın. Yoksa, çocuğunuza MEB’den çok daha büyük kötülüğü yapan siz olursunuz!..

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)