ABD'de başkanlık yarışı kızışıyor


ABD'de 6 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimleri yaklaşırken, ABD Başkanı Barack Obama ile Cumhuriyetçi rakibi eski Massachussetts Valisi Mitt Romney cephesinde de saflar giderek daha belirgin hale geliyor.

ABD'de her kesimin üzerinde birleştiği husus, seçimlerin kaderini ekonominin belirleyeceği yönünde. Buradaki soru ise halkın 4 yıl öncesine göre durumunu "daha mı iyi, daha mı kötü" gördüğü yönünde.

Bu nedenle Romney cephesinin belki de tek ana gündem maddesi ekonomi. Ülkede ekonomik toparlanmanın yavaş seyir izlemesi ve işsizlik oranlarının hala istenilen seviyeye düşürülememesi seçim kampanyasında Romney'e, Obama karşısında en önemli kozu veriyor.

İşadamı kimliğini, Obama'nın ekonomi performansından memnun olmayanların kafasında, kendisine dair "en gerekli zamanda doğru kişi" imajını uyandırmak için paha biçilmez fırsat olarak kullanmaya çalışan Romney, Obama'ya ekonomi alanında en sert eleştirileri yöneltiyor ve iş dünyasındaki deneyimini örnek göstererek, Amerikan halkına "Aradığınız kişi benim. Ekonomiyi ancak ben kurtarabilirim" mesajını veriyor. Bu anlamda da Romney cephesi, seçimleri Obama'nın ekonomik performansına yönelik referanduma dönüştürme gayreti yürüttüğü izlenimi yaratıyor.

Romney, başkan yardımcısı adayı olarak Kongre'de ekonomi konusundaki en deneyimli isimlerden Temsilciler Meclisi Bütçe Komisyonu Başkanı Paul Ryan'ı seçerek de bu konuya vurgusunu netleştirdi. Romney, hem Ryan'ın ekonomi uzmanlığı hem de karizmatik kişiliğiyle hem parti tabanına hareketlilik getirmeyi hem de kararsız seçmeni kendisine çekmeyi hedefliyor.

Romney, dış politikada ise Obama'yı, "ABD'ye dünya sahnesindeki eski nüfuzu ve ağırlığını kaybettirmiş olmak ve ülkeyi, öncülük etmek yerine, geriden takip eden bir ülke haline getirmekle" eleştiriyor.


'Daha yapacak işlerimiz var'

Ülkede bir önceki seçimlerde "umut" ve "değişim" sloganlarıyla ortaya çıkıp, 8 yıllık George W. Bush iktidarından yorulmuş Amerikalıların, özellikle de bağımsız seçmenlerin gönlünü çelerek Beyaz Saray koltuğunu devralmayı başaran ve ABD tarihinin ilk siyahi başkanı olan Obama ise şimdi aradan 4 yıl geçtikten sonra, saçları grileşmiş ve Amerikan halkının artık tanıdığı bir isim olarak seçmen karşısına çıkıyor.

Obama cephesinin 2012 seçimleri için seçtiği slogan ise "ileri". Yani Obama, Amerikan halkına, 4 yıl önce ülke ekonomisinin içinde bulunduğu son derece kötü vaziyeti hatırlatarak, hem ekonomik toparlanma adına hem de diğer alanlarda kaydettiği başarılardan geri adım atmamalarını istiyor ve "Daha yapacak işlerimiz var. İleriye bakalım, başlattığımız değişimi tamamlayalım" mesajı veriyor.

Bu nedenle de Obama'nın tek ana gündem maddesi ekonomi değil, sosyal alandaki reformlar. Buradaki amaç ise hem ekonomik verilerin pek kendi lehine olmaması nedeniyle seçimin ekonomi odaklı olmasının önüne geçmek hem de 4 yıl boyunca sosyal alanda yaptığı ve özellikle orta sınıfa yarar sağlayan reformları ön plana çıkararak, seçimde bu kesimleri kendisine bağlamak.

Bu nedenle Obama, Amerikalıları, multi milyoner Romney'nin sıradan vatandaşın halini anlamadığına, zenginlerin vergilerini düşürerek, büyük şirketlerin çıkarlarını koruyacağına ve orta sınıfın aleyhine çalışacağına ikna etmeye çalışıyor. Obama Amerikan halkına, Beyaz Saray'daki 4 yılı boyunca göçmenlik, eğitim, eşcinsel hakları, sağlık gibi sosyal politika alanlarında hayata geçirdiği icraatları hatırlatıyor ve özellikle orta sınıfa "sizin temsilciniz benim" mesajını yolluyor.


Mücadele bağımsızlar ve salıncak eyaletler üzerine

Bu yılki seçimlerin kaderinde bağımsızların ve ''salıncak'' eyaletlerin çok önemli bir yeri var. Seçmenlerin özelliklerine baktığımızda da sayıları giderek artan göçmenler, yaşlanan nüfus nedeniyle yaşlılar ve yeni yeni oy kullanan gençler, kazanılması gereken önemli bir kitle. Dolayısıyla, Obama, seçimlerde kadınlar, göçmenler, yaşlılar ve özellikle bu yıl ilk kez oy kullanacak olan gençlere odaklanıyor. Çünkü bu seçmenler aynı zamanda seçimin kaderinin belirlenmesinde önemli yere sahip bir kesim.

Romney'nin yardımcısı olarak seçtiği Ryan'ın mimarı olduğu bütçe paketinde, yaşlılara ve emeklilere yönelik devlet destekli sağlık sigortası Medicare'de kesinti öngördüğünü konuşmalarında sık sık işleyen Obama, bu sayede yaşlıların desteğini toplamayı hedefliyor.

Anketlere göre, kadınlardan Romney'ye göre daha fazla destek gören Obama, Romney ve Ryan'ın izleyeceği politikaların, kadınların sağlık konusundaki seçeneklerini kısıtlayacağını savunuyor ve Ryan'ın kürtaj gibi konularda geçmişte sergilediği katı muhafazakar tavırlarını hatırlatıyor. Missouri eyaletinden senatörlük için yarışan Cumhuriyetçi milletvekili Todd Akin'in tecavüz ve hamilelikle ilgili büyük tepki çeken sözleri de Obama'ya kadınların desteğini daha fazla çekebilmek ve kadınlara, "Cumhuriyetçilerle kendisi arasındaki farkı" vurgulamak açısından "çok değerli" bir koz verdi.

ABD'deki 2008 seçimlerinde gençlerden büyük destek gören ve son anketlere göre de gençler arasında Romney'nin açık ara üstünde yer alan Obama, bu seçimlerde de özellikle bu yıl ilk kez oy kullanacaklardan bulacağı destekle, bu yaş grubundan alacağı oyları artırabilmenin üzerinde duruyor. Öğrencilerin bol olduğu şehirlerde seçim mitingleri düzenleyerek gençlere hitap eden ve onlardan destek isteyen Obama, sık sık, Romney'nin öğrencilerin sorunlarını anlamadığı ve onlara yönelik yardımları kısacağı şeklinde uyarılarda bulunuyor.

Seçimlerin sonucunu belirleyecek en önemli seçmen kitlelerinden biri de hemen her ABD seçiminde olduğu gibi yine bağımsızlar olacak. Bu nedenle hem Obama hem de Romney, bağımsızların tercihini kendilerinden yana çekerek, yarışta ibreyi lehlerine çevirmenin hesabını yapıyor.


En sıcak dönem başlıyor

Anketlere katıların Amerikalı seçmenlerin büyük çoğunluğu zaten oy tercihlerini belirlediklerini söyleseler de seçmenlerin tercihlerinin şekillenmesinde seçime kadar olan bu son 2,5 aylık sürede yaşanan gelişmeler önemli rol oynayacak. Bu noktada, Obama ve Romney'nin, geniş kitlelerin önüne çıkacakları ilk önemli sınavları, gelecek ve ondan sonraki hafta düzenlenecek parti kurultayları olacak.

Cumhuriyetçi Parti'nin Ağustos sonu, Demokrat Parti'nin de Eylül başında yapacakları kurultaylarda Obama ve Romney'nin adaylıkları resmileşecek. On binlerce kişinin yerinde izleyeceği ve televizyonları başında da milyonların takip edeceği kurultaylar, iki adaya, özellikle de yeni bir isim olması itibariyle Romney'ye, halka kendilerini tanıtmak, kendilerine pek sıcak bakmayanların tavrında olumlu değişiklikler yaratmak, kafalarındaki politikaları daha açık izah etmek ve "neden ben sizin için uygun kişiyim ve diğeri değil" mesajını anlatmak açısından önemli bir fırsat sağlayacak.

Seçmenlerin tercihlerini belirlemede ikinci önemli platform ise, Ekim ayında başlayacak televizyon açık oturumları olacak. Hem Başkan hem de Başkan Yardımcısı adayları, canlı yayın yoluyla milyonlarca Amerikalının önünde kozlarını paylaşacaklar ve halkın en çok merak ettiği konulara dair görüşlerini son kez dile getirme fırsatı bulacaklar. Seçimlerin en önemli gündemi olan ekonomi alanındaki göstergeler de seçmenlerin tercihlerini son dakikaya kadar değiştirme potansiyeline sahip.

Seçime kadar olan sürede işsizlik oranları, ekonomik büyüme göstergeleri gibi hususlarda yaşanacak gelişmeler, seçimlerin kaderini değiştirebilir. Dış politika, bu yılki seçimlerde çok belirleyici değil gibi görünse de özellikle Ortadoğu'da yaşanacak gelişmeler, İsrail'in İran'a olası saldırısı ve böyle bir durumda Obama'nın alacağı tavır, Afganistan'da Amerikan ordusunda yaşanabilecek yeni kayıplar gibi gelişmelerin seçimlere etki edebileceği yorumları yapılıyor.


Romney, aradaki farkı kapatıyor

ABD'de seçim günü yaklaştıkça, adaylara ilişkin ülke genelinde yapılan anketlerin sayısının da arttığı gözleniyor. Ülkedeki seçim sistemi, adayların seçimi kazanabilmek için, ülke genelinde aldıkları oyların toplamında üstünlük sağlamaları değil, eyaletlerden kazanacakları delege sayısında rakiplerini geride bırakabilmelerini gerektiriyor. Bu nedenle de özellikle çekişmeli geçmesi beklenen ve "salıncak eyalet" diye adlandırılan eyaletlerden çıkacak sonuçlar, seçimlerin kaderini belirlemede kritik önem taşıyor.
Bu yılki seçimlerde en çekişmeli geçmesi beklenen eyaletler, Colorado, Florida, Iowa, New Hampshire, Nevada, Ohio, Virginia ve Wisconsin olarak sıralanıyor.

"Salıncak eyaletlerde" yapılan anketlerin sonuçlarına bakıldığında, Obama'nın hala Romney'nin az farkla üzerinde yer aldığı, ancak Romney'nin birçok eyalette aradaki farkı kapatmaya başladığı görülüyor. Bu eyaletler arasında isimleri öne çıkan üç eyalet Florida, Ohio ve Wisconsin'a ilişkin, Quinnipiac/New York Times/CBS tarafından ortaklaşa düzenlenen anketin sonuçları dün açıklandı.

"Salıncak eyaletler" arasındaki en büyüğü ve en fazla delegeye sahip olması itibariyle ayrı bir öneme sahip Florida'da yapılan ankete göre, Obama burada yüzde 46'ya karşı yüzde 49 oranla Romney'nin üzerinde. Ancak 1 Ağustos'taki ankette, ikili arasındaki fark 6 puandı. Obama, 2008 seçimlerinde Florida'yı almıştı, ama eyaletin yaşadığı ekonomik sıkıntılar Obama'nın bu sefer de aynı başarıyı göstermesini engelleyebilir. Florida'da geniş nüfusa sahip Latinlerin desteğini almak iki aday için de kritik önemde.

Cumhuriyetçi Başkan Yardımcısı adayı Ryan'ın Kongre'de temsil ettiği eyalet olan Wisconsin'da ise, yine Obama yüzde 47'ye karşı yüzde 49 oranla önde. Ancak, Ryan'ı yardımcısı olarak seçerek Wisconsin'de atılım yapmayı tasarlayan Romney'nin bu eyalette de Obama ile arasındaki farkı kapadığı görülüyor, çünkü 8 Ağustos'ta yapılan ankette Romney Obama'nın yine 6 puan gerisindeydi. Wisconsin'da son 6 Başkanlık seçimini Demokratlar almıştı, ancak bunların çoğunda aradaki farkın çok az olduğu görülüyor. Romney, Wisconsin'dan bir başkan yardımcısı seçerek bu sefer buradaki dengeleri değiştirme niyetinde.

Obama'nın bu üç eyalet arasında en iyi durumda olduğu yer ise Ohio. Aslında Ohio, ABD'deki her başkanlık seçiminin kritik eyaleti, çünkü şu ana kadar hiçbir Cumhuriyetçi aday, Ohio'yu kazanamadan Başkan seçilmeyi başaramamış, ayrıca son iki seçimde Ohio'yu kazanan aday, Başkanlık seçimini de kazanmış. Anket, Obama'nın burada 1 Ağustos'ta Romney ile arasındaki 6 puanlık farkı koruduğunu ortaya koyuyor. Ohio'daki ekonomik durumun diğer eyaletlere nazaran daha iyi durumda olması da Obama için iyi haber niteliğinde.

Seçimlerde çekişmeye sahne olması beklenen diğer eyaletlerde yapılan anketlerde de buna benzer sonuçlar çıktığı, Obama'nın az farkla önde, Romney'nin ise giderek yaklaştığı görülüyor. Ülke genelindeki yapılan anketlere bakıldığında da durum pek farklı değil. Anketler, Obama ve Romney arasında kıyasıya bir çekişmeye işaret ederken, Romney'nin, özellikle Paul Ryan seçiminden sonra aradaki farkı azalttığı yorumları yapılıyor.

Anketlerin kimisinde Obama 1 puan önde, kimisinde de Romney 1 puan önde yer alıyor, bazılarında ise eşit sonuçlar çıkıyor. Cumhuriyetçilere yakınlığıyla bilinen Fox News'un anketine göre, Romney'nin ülke genelinde Obama'ya karşı yüzde 44'e karşı yüzde 45 üstünlüğü bulunurken, The Associated Press ve SurveyUSA'in son anketlerinde ise Obama 1 puan önde yer alıyor. Gallup ve Rasmussen'in anketlerine göre ise Obama ve Romney'ye destek oranları şu anda eşit düzeyde.


AA
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)