Ağalar, Beyler, Paşalar...


Bu ölümler toplumu ayrışmaya sürüklüyor. Babalar ölüyor, bebeler ölüyor, gençler ölüyor.

Birkaç Mehmet!

Birkaç Ayşe!

Birkaç Erhan!

Birkaç Elif!

O birkaç Mehmet’i, Elif’i, Erhan’ı, Ayşe’yi tanır mıydınız?

Gaziantep’te bir akşam vakti kurulan o hain tuzakta ölen bebelerimizi, anaları, babaları...

Kin ve öfke nöbetleri...

Kör terör, katliam...

Ölüm!

Analar, babalar, kardeşler...

Kaçırılan kaymakam adayımız, askerimiz, polisimiz, işçimiz, emekçimiz, sağlık memurumuz...

***

Birkaç Mehmet, Elif öldü diye yüce Meclis toplanır mı hiç, öyle değil mi Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli?

Haydi gelin Kandil’e ay yıldızlı bayrağımızı dikelim de terör belasından kurtulalım...

Ölen varsılın çocuğu değil, yoksulun ve emekçinin çocuğu...

Cami avlusunda hep birlikte bağırıp rahatlayalım:

“Şehitler ölmez vatan bölünmez!”

***

O birkaç Mehmet’in, Elif’in, Erhan’ın yaşamöykülerini biliyor musunuz?

Ya Foça’da bombalı tuzakla askeri aracın içinde şehit düşen uzman çavuşun, iki erin adını?

Unuttunuz çoktan!

Olsun daha çok var bizim ölecek, şehit düşecek Mehmetimiz, Elifimiz, Erhanımız, Ayşemiz...

O derin vadilerde, dağların öte yakasında, yollarda, kentlerde...

Bakın Şemdinli’ye, iyi bakın, neler oluyor anlatın topluma...

Terör örgütü bombalıyor devlet kurumlarını...

Hiç düşündünüz mü arkasındaki dış ve iç güçleri?

Kuşak kuşak ölüyor çocuklarımız.

Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Boşnak hiç fark etmiyor...

***

Şırnak’ta o ananın Kürtçe ağıdını duyuyor musunuz:

“Bir oğlum dağa çıktı öbür oğlum askerde!”

Ölümlere alıştık artık vız geliyor bize...

Toplum duygusal bir kopuş yaşıyor...

Sahi vicdanınız hiç sızlamıyor mu sizin?

Kaç ölümüz, kaç gazimiz, kaç faili meçhulumüz var bizim?

30 bin, 40 bin ölü yetmedi...

Bir askeri araç devrildi, 9 şehit...

Kürt yurttaşlarımız yardıma koştu.

Bir Kürt anaya yalvardı Türk delikanlı:

“Kurtar beni anam!”

O ana kurtardı onu, evladı gibi saçlarını okşadı, alnından öptü...

Gözyaşlarını tutamadı.

Ne hissettiniz o haberi okuduğunuzda, anlatır mısınız?

***

Birkaç Mehmet, Elif öldü diye Meclis falan toplanmaz...

Televizyonlar dolaşılır, günde üç-dört kanala çıkılıp ahkam kesilir, terör lanetlenir, TOKİ evlerinde ölenler için masallar anlatılır.

Tam bunlar olurken terör Foça’da vurur, Gaziantep’te, Hakkâri’de...

Ben gözlerimi kaparım, bulutların üzerinde, kuşların kanatlarında yaşama doğru uçup giderim.

Yıllardır unutulmuş Tunceli, Hakkâri, Şemdinli, Şırnak, İskenderun...

Amanos Dağları...

Türkiye’den Suriye’ye giden El Kaide militanları...

Neler olup bittiğini toplum olarak anlamış değiliz...

Çocuklarımız ölüyor beyler, efendiler, paşalar...

Cami avlusunda, şehit cenazelerinin başında toplanan siyasetçiler, niçin Meclis’te bir araya gelemiyorsunuz?

Cici beylerimiz, paşalarımız, günlük yaşam sürüyor; maviler yiterken siyahlar toplumun üstünü örtüyor...

***

Çocuksu avuntularımızı, düşlerimizi çaldınız...

Sevgimizi!

Tutkumuzu!

Umutlarımızı!

Bizi kıyıma uğrattınız...

Doymadınız bir türlü, doymadınız...

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)