Asil Nadir zıvanadan çıkardı!


Asil Nadir mahkum oldu.
Ardından gözyaşı başladı.
Ağlayanlar; “Türkiye’ye faydası oldu. Para akıttı. Şirketler kurdu. Bu yüzden adamı yaktılar, İngiltere’den kaçmaya zorladılar, şimdi de hapse koydular” diyorlar.
Gerçek bu değil.
Asil Nadir Türkiye’de şirketler satın aldığı için değil İngiltere’deki şirketinin parasını kendi kişisel hesabına geçirdiği için mahkum oldu. Bir süre önce bizim ülkemizde de; şirketin parasını kendi hesabına geçirenleri hapse koyacak bir yasa Meclis’ten çıkmıştı. Başta TOBB olmak üzere işadamları, “dünyada kendi şirketinden para çekenleri hapse koyan hiçbir ülke yok” diye günlerce lobi yaptılar.
İktidara geri adım attırdılar.
İktidar yasayı geri çekti.

Kuşa çevirip değiştirdi.
Asil Nadir’in “şirketin parasını kişisel hesabına geçirmekten dolayı” 10 yıl hapse mahkum olması, bizim ülkemizde işadamı lobilerinin ne kadar güçlü olduğunu ve gerçekleri saptırarak iktidarı nasıl kukla gibi oynattıklarını ortaya koydu.

Xxx

Diyeceksiniz ki, ne var bunda?
Orası İngiltere…
Burası Türkiye…
Haklısınız. Benim asıl yazmak istediğim; “iktidarın Ortadoğu’da ABD’ye ve içerde de işadamlarına teslim olduğu” bilinen gerçeğini yazmak değil. Asil Nadir’in Türkiye’de “besleme basının zıvanadan çıkartılmasında” İngiltere’deki şirketinden hortumladığı paralarla (İngiliz mahkemesi mahkumiyet kararında Türkiye’de satın aldığı gazeteler için aktardığı milyonlarca sterlini de gösterdi) kötülük yaptığını hatırlatmak.
Asil Nadir, Türkiye’de gazete ve dergileri (Günaydın- Güneş Gazeteleri -Nokta Dergisi ve diğerlerini) satın alıp, medya patronu olduğunda gazetelerin genel yayın müdürleri ile yazı işleri üst yöneticilerine; “Sizi Sterlin milyoneri yapacağım. Yeter ki İktidar’ı eleştirmeyin, haberlerinizle yorumlarınızla Başbakanı (O yıllarda Turgut Özal’dı) üzmeyin ” ve “gazetelerim ne kadar zarar ederse etsin yeter ki çok satsınlar” teklifleriyle geldi.
Dediklerini yaptı.

Xxx

Gazetelerini yönetenlere bol maaşlar sundu. Neredeyse bir gazete alana bir cumhuriyet altını verecek ölçüde çılgın lotaryalarla gazetelerini çok sattırdı. Zararına çıkan fakat “iktidarı eleştirmeyen, üzmeyen, başbakanın uçağından inmeyen” gazetecilik ahlaksızlığını iyice zıvanadan çıkardı. Ülkenin bugün de sağ olan bazı ünlü kalemleri, “Ne mutlu bize ki, patronumuzun gazete dışındaki şirketleri çok kar ediyor, gazetecilik dışı şirketler sayesinde bize maaş veriliyor” diye özetleyeceğim yazılar bile yazdılar. Bugün “iktidardan besleme basınının altyapısını” Asil Nadir’in İngiltere’deki şirketinden çaldığı paralar güçlendirdi.
Asil Nadir battı.
Gazeteleri de elinden gitti.
Fakat altyapısı kaldı.
Tayyip Erdoğan iktidara gelince “besleme basının” altyapısına ve ondan güç alan ahlaksız üst yapısına son verecek tavır almak yerine “beslemeciliğe çıta yükseltip” devlet bankaları kredisiyle yandaşlarına gazete ve tv satın aldırdı. Kendi medyasını yarattı.


(uyan borusu)

Hocaefendi,
dinden çıkma!

Zenginler ölünce yakınları, şirketleri gazetelere paralı ilanlar veriyor, “ölümden bile reklam” çıkartıyorlar. Fetullah Gülen Hocaefendi de “paralı acil şifalar ilanı” yolunu açtı. Kulak rahatsızlığı nüks eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e paralı ilan yoluyla “acil şifalar reklamı” yaptı. Hocaefendi, bir elektronik posta ile Cumhurbaşkanı’na masrafsız acil şifalar dileyebilirdi. İsraf yolunu seçti. İsraf dinimizce günah değil mi? Hocaefendi sen sen ol, israfa gitme, dinden çıkma!

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)