Kaos ve Sonuç


ANA BABALAR için hiçbir konu çocuklarının sağlıklı ve iyi yetişiyor olmasını sağlamaktan daha önemli ve öncelikli olamaz. İşte tam da bu noktada, 75 milyonluk Türkiye halkının çocuklu aileleri 17 Eylül tarihini düşünerek o tarihte başlayacak büyük kaosun sonuçlarını şimdiden yaşamaya başlamışlardır. Hazırlıksızlık dizboyu.

Kaosun birkaç nedeni birden var. İnsanları şaşkına çeviren de bu.

Ama asıl şaşkına çevrilmiş olanlar, yaygın endişe havasını gidermek üzere televizyonlara çıkıp bir şeyler söylemekle görevlendirilen bakanlık görevlileri galiba. Onlar da, durup dururken ortaya atılan bu sözde “reform”un anlamını ve gerekçesini tam sezememiş olmalılar ki, ne diyeceklerini pek bilemiyorlar. Bakanla aileler arasına sıkışmış durumdalar.

İnandırıcı biçimde açıklanamayan sorunların başında okula başlama yaşının aşağı çekilişi geliyor. Kimse bunun hangi amaçla yapıldığını tam anlatamıyor. Gerçekten, 60-66 ayını henüz doldurmuş çocukları okula başlatmanın hikmetini kavramak çok zor. Tıp biliminin o yaştaki çocukları “okul eğitimine hazır” saymadığına ilişkin ciddi iddialar var. İstanbul Tabip Odası çocuğun toplumsal, zihinsel, duygusal durumunun, dil ve hareket becerilerinin ancak 72 aydan, yani altıncı yaştan sonra tamamlanmış sayılabileceğini gösteren bilimsel testlerden söz ediyor. Bundan kalkarak, ancak yeni becerilmeye başlanan okulöncesi eğitimi “okul eğitimi” çerçevesine sokmanın yanlışlığı vurgulanmakta. Bunları ve ilgili mesleklerdeki uzmanların, eğitimcilerin, psikologların, psikiyatrların değerlendirmelerini öğrendikçe, bu sözde “reform”a niçin kalkışıldığını sormadan edemiyor insan.

Yanıt açık galiba: Hedef, Sayın Başbakan’ın “dindar” dediği ve laiklikle pek bağdaşmayan büyük ve güçlü bir toplum yaratmaktır. Öyle bir toplum olmalı ki; her yönüyle ve bütün meslekleriyle yeryüzünde İslamın bayrağını Osmanlı’nın yükselttiği yüceliklerde dalgalandırsın. Belki, Dolmabahçe Sarayı’nı çok seven bir politikacıya o yapının görkeminden gelen bir esintidir bu. Ama, o zeki bir insan olarak bilir ki; öyle bir hedef, ancak hem inançlı hem sımsıkı sıkıştırılmış “dört artı dörtler”den oluşan ve çok erken başlatılması gereken uzun bir eğitimle olur.

N’apalım, kabak beş yaşını yeni bitiren bebelerin başına patladı.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)