26 Ağustos’tan 9 Eylül’e...


9 Eylül, 30 Ağustos Zaferi’nin karış karış Anadolu toprağına yazılışının tamamlandığı gündür.

Ulusal bayramlarımızın anlamını yeni kuşaklara öğretmek bir yana, sıradan bir kutlama yapmak bile “sorun” haline geldi.

Gelenektendir, sonu “0” ve “5”le biten yıldönümleri daha farklı algılanır, daha etkili kutlamalar, anmalar yapılır.

Ulusal Kurtuluş Savaşımızın 90. yıldönümündeyiz. Sonu sıfırla biten bu yıldönümünü anlaşılan hükümet farklı yorumladı ve “sıfır kutlama” kararı aldı!

Oysa 90. yıla, 26 Ağustos Büyük Taarruz’la başlayıp 9 Eylül İzmir’e ulaşma coşkusuyla noktalanan bir kutlamalar kervanı yakışırdı.

Böyle bir kutlamayı köşemizde yapmaya çalışalım, gün gün 26 Ağustos’tan 9 Eylül’e, Afyon’dan İzmir’e gelelim.

***

24 Ağustos’ta Başkomutanlık, Genelkurmay Başkanlığı, Batı Cephesi Komutanlığı karargâhları Afyon Şuhut’a geldi. Ertesi gün bütün karargâhlar Kocatepe’nin güneyindeki çadırlı ordugâha geçerek Büyük Taarruz’un son hazırlıklarını yapar.

26 Ağustos’ta, 05.30’da taarruz başlar. Rauf Orbay sabah saatlerinde TBMM’deki gizli oturumda taarruzun başladığını milletvekillerine duyurur.

27 Ağustos’ta saat 17.30 sıralarında Afyon’un kurtuluşu ilan edilir. 57. Tümen Komutanı Albay Reşat, Çiğil Tepe’yi söz verdiği saatte alamadığı için intihar eder.

28 Ağustos’ta 2. Yunan Kolordusu çekilme kararı alıp, savaşı daha geride göğüslemeyi planlar. İzmir’deki karargâhlarında Yunanlı subaylar gazetecilere verdikleri demeçte, “Mustafa Kemal perişan olan itibarını pekiştirmek için bir harp oyununa başvurmuştur. Belki birkaç gün sonra onu size esir olarak burada takdim ederiz” derler.

29 Ağustos’a Yunan tümenlerinin birleşme çabası ile Türk tümenlerinin bunu engelleme çabası damgasını vurur. Kimi Türk birlikleri tümüyle şehit olma pahasına Yunanlıların geçiş yollarını kesip geciktirirler. 23. Tümenimiz, Dumlupınar’daki Yunan birlikleriyle çekilmekte olan Yunan birliklerinin arasına girer, çekiliş yolunu tümüyle kapatır.

30 Ağustos’ta Dumlupınar ve çevresindeki tüm Yunan askerlerinin etrafı sarılır. Zafer kesinleşir. Aynı gün Ali Kemal köşesinde şöyle yazacaktır:

“Anadolu’da harp ve ateş yeniden tutuştu. Bu milletin varlığıyla böyle oynamak en büyük siyasetsizliktir.”

31 Ağustos’ta Atatürk savaş alanını gezer, yerdeki Yunan sancaklarını kaldırtır. Yunanlılar Uşak’a çekilir, kenti yakar.

1 Eylül’de Atatürk, “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” emrini verir, İzmir’e yürüyüş başlar.

2 Eylül’de Yunan ordusunun Başkomutanı Trikupis esir alınır. Eskişehir kurtulur. Atatürk Uşak’a gelir.

3 Eylül’de TBMM önünde büyük bir zafer kutlaması yapılır.

4 Eylül’de ordu İzmir’e yürüyüşünü hızlandırır.

5 Eylül’de İzmir limanına getirilen takviye Yunan tümeni karaya çıkmayı reddeder. Nazilli kurtulur.

6 Eylül’de TBMM Başkanlık kürsüsündeki siyah örtü kaldırılır. Balıkesir kurtulur.

7 Eylül’de Aydın kurtulur. Atatürk Alaşehir ve Salihli’ye gelir. İzmir’deki Yunan Yüksek Komiseri Stergiadis kaçar. Yunan hükümeti istifa eder.

8 Eylül’de Manisa kurtulur. Yunanlı asker ve yöneticiler İzmir’i terk eder.

9 Eylül saat 10.00’da Türk süvarisi İzmir’e girer. Saat 15.00’te Mustafa Kemal, Belkahve’den İzmir’i seyreder.

***

Atatürk eylül ortasında Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile İzmir’de sohbet ederken şöyle der:

“Milli mücadelemizin bu safhası kapanmıştır. Şimdi ikinci safhasını açmamız gerekiyor.”

İşte bu anlamda 9 Eylül iki önemli günün adıdır:

Emperyalist işgalden kurtuluş savaşının zaferle sonuçlanması ve modern, çağdaş, uygar bir Türkiye kurma savaşının başlaması.

Zimbabwe’den Filipinler’e, Yemen’den Guatema’ya kadar 80 ülke dolaştım. Pek çok ülkede saldırılardan, büyük işgallerden kurtuluş savaşının izlerini gördüm, bilgiler aldım. Görerek beynime kazıdım ki, asıl iş kurtuluş savaşından sonra başlıyor. Ne yazık ki pek çok ülke işin bu yanında tökezliyor.

9 Eylül’ü bir sonuçtan çok başlangıç olarak gören Mustafa Kemal’e, bugün 9 Eylül’ü adına yakışır bir bayram havasında kutlayan İzmir’e selam olsun...

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)