Ağlaya ağlaya teslim alıyorlar


Ağlaya ağlaya bir kara sessiz devrim gerçekleştiriyorlar…

19 Mayıs kutlamaları kaldırıldı… Diğerleri de yavaş yavaş…
Nereye kadar? Belli ki sonuna kadar!... Az kaldı…

“Sessiz devrim” dedikleri bu olacak herhalde…

Neden olmasın ki, insanımızda ki, BU KAHREDİCİ SESSİZLİK VE TESLİMİYET devam ettiği sürece, “sessiz devrim” yapmakta ne zorluk olabilir ki?

Zamanın Endülüs Kralı Abdullah, yenildiği için ülkesini keferelere teslim edip kaçarken, bir tepeden son kez Endülüs’e doğru bakar ve hüngür hüngür ağlar.

Yanında oğlunun gözyaşlarına boğulmuş perişan halini seyreden annesi dayanamaz ve şunları söyle:

“Zamanında aslanlar gibi savaşıp ülkeni savunamazsan, bugün işte böyle karılar gibi hüngür hüngür ağlarsın. Ağla oğlum ağla!..”

İnternette yayınlanan geçmiş tarihli bir yazımızı sizlerle, günümüzün mana ve önemine binaen yeniden sizlerle paylaşmayı uygun gördük…

“BAMBU AĞACININ BÜYÜME ÖYKÜSÜ

Çinliler bambu ağacını şöyle yetiştirir. Önce ağacın tohumu ekilir,
sulanır ve gübrelenir.
Birinci yıl tohumda değişiklik olmaz.
Tohum yeniden sulanıp gübrelenir..
Bambu ağacı ikinci yılında da, toprağın dışına filiz vermez.
Üçüncü ve dördüncü yıllarda her şey yapılan işlem tekrar edilerek, bambunun tohumu sulanır ve gübrelenir..
Tohum bu yılda da dışarıya filiz vermez.
Çinliler sabırla, beşinci yılda da bambuya su ve gübre vermeye devam ederler.
Sonunda beşinci yılın ikinci yarısından sonra bambu yeşermeye başlar.
Altı hafta gibi kısa sürede de yaklaşık 27 metre boyuna ulaşır.
Akla gelen önemli soru şudur:
Bambu ağacı 27 metrelik boyuna altı haftada mı, yoksa beş yılda mı ulaşmıştır?
Sorunun yanıtı tabi ki beş yıldır.
Sabır ve ısrarla tohum beş yıl sürecince sulanıp gübrelenmeseydi,
ağacın büyümesinden hatta var olmasından söz edebilir miydik?
Bir kararlılığın başarıya dönme koşulu demek neymiş?
Çalışmak sabırlı olmak, inanmak ve kararlılıktan hiçbir zaman dönüş yapmamak
TÜRKİYE NASILKUŞATILDI
Mülkiye, adliye, askeriye ve emniyet teşkilatının kan damarlarının içerisine girip işgal edeceksiniz.
Hissedildiğinizde geri çekilip zıplayacaksınız. Boşluk bulduğunuz, kuvvet dengesi oluştuğu zaman yürüyeceksiniz.
Kuvvet dengesini kaybettiğiniz zaman hissedilmeden geri çekileceksiniz.
(Fethullah Gülen)
Fikirleri vilayet imamları, şehir imamları, bölge imamları,
semt imamları taşır ve örgütü yönetir.
Geri dönüşü olmayan bir yeminle Kur’an üzerine ‘vallah billah’ kasemleri ile
Kur’an’a el basarak bu oluşum halktan saklanacak diye karar alındı”
(Fethullah Gülen Hareketi’nin Perde Arkası Türkiye Nasıl Kuşatıldı -
Merdan Yanardağ)

***
Bambu ağacının büyümesiyle nasıl benzerlik taşıyor,“çeteleşmiş cemaatin” büyümesi ve ülkenin yavaş yavaş elden gitmesi değil mi?

Evet sevgili okurlar…

Durum ve vahamet bir kez daha bilgi ve takdirlerinize sunulur…

Televizyon ekranlarında, miting meydanlarında, Meclis genel kurullarında timsah gözyaşlarıyla ağlaya ağlaya bir “kara sessiz devrim” yapılıyor…

SON SÖZ

Bu yazıya şimdi ne gerek vardı, neden yazdık bu yazıyı?

Hemen söyleyelim…

Bambu ağacı toprağın üzerine çıktı çıkacak da ondan,,,

Ağlaya ağlaya teslim alıyorlar…

Neyi alıyorlar?

Bizi, milletimizi, özgürlüğümüzü, demokratik yaşamımızı, laikliğimizi, cumhuriyetimizi ve ATATÜRK’ümüzü…

Haberiniz ola…

Başka söze gerek var mı?

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)