Turgut Özal, “Alışırsınız, alışacaksınız!” deyince bazıları ayağa fırlamış, “Hayır, alışmayacağız!” diye bağırıp çağırmışlardı.
Tepkiler, endişeler doğruydu!
Ama Özal’ın da “Alışacaksınız!” dediği doğruydu.
* * *
Özal’ın üzerinde o gün kısa bir şort pantolon, sırtında da tişört denilen kısa kollu bir fanila vardı.
Özelliği bu kıyafet değil, bu kıyafetle bir manga askeri teftiş edip, selamlamasıydı.
Cumhurbaşkanı ya da başbakan bu kıyafetle askeri selamlar mıydı?
Niye selamlamasın?
Özal’ın alışırsınız dediği buydu.
Öyle bir alıştık ki!
* * *
Bugün memlekette neyin tartışılması gerekiyor?
Zamlara kimin sesi çıkmıyor?
Herkes sus pus, birkaç televizyoncu alışveriş merkezlerinde müşterilere soruyor. Kimsenin sesi çıkmıyor. Kimilerinin ağzından kerpetenle laf çıkıyor.
* * *
Eskiden öyle olur muydu?
Zamların yedi sülalesine sayıp dökerlerdi.
Herkes halinden memnun, beyaz bayrak çekmiş, teslim olmuş.
“Alıştık!” demekten başka laf yok!
* * *
İlk şehit verdiğimiz günleri düşünsenize...
Haber, gazetelerin birinci sayfasını kaplar, televizyonlar durmadan şehitleri sayar, nutuk üzerine nutuk atar; “Akan kan yerde kalmaz” palavrası...
Şimdi şehit haberleri “vukuat-ı adiye”den, cemiyetin ellerinde kim bilir hangi şehidin cenazesinden kalan pankartlar ve kutsal yemin:
“Şehitler ölmez, vatan bölünmez...”
Yıllardır “Terörle bir yere varılamaz” diyene terörün cevabı:
“Terörle buralara varılır!”
NTV’de konuşan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, terör sorununun çözümü için Öcalan’ın görüşmelere dahil edilebileceğini ifade etti. (*)
Sayın Adalet Bakanımız çözüm için ilk toplantıda Öcalan’la yan yana, dirsek dirseğe oturabilir.
Kader bu!
Adama yıllardır anadilini yasakla, resmi dili öğretme, türkü okutup, şarkı söyletme; şimdi çık bakalım işin içinden.
“Kürt sorunu benim sorunumdur” demek yetmiyor...
Terörün bu laflara karnı tok!
————————————-
(*) Akşam, 26 Eylül 2012