Aşağılık filmin Türkiye’ye ettikleri


ABD’de İslamı aşağılayan bayağı bir film yapılıp, Facebook’da yayınlanınca kıyamet koptu. Müslümanların bulunduğu hemen her ülkede telin mitingleri yapıldı. Ancak, en ilginç ve vahşi tepki Libya’da yaşandı. 20 Ekim 2011’de Kaddafi’nin gaddarca öldürülmesinde büyük rol oynayan ABD’nin Libya Büyükelçisi Christopher Stevens hemen hemen aynı vahşette bir saldırı ile Selefiler tarafından katledildi!

Kaddafi’ye uygulanan vahşet nerede ise Büyükelçi’ye aynen uygulandı.

ABD, dünyanın en tehlikeli ülkelerinden Libya’da “oyun kuran” Büyükelçisini koruyamadı!

***

Büyükelçinin katli ABD’nin Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da “oyun kurucu” olarak imajını yerle bir etmiştir. Petrol diyarında birileri biz de “oyun kurucuyuz” diyor. (Bkz: Yurt Gazetesi-18.09.2012 tarihli yazım.) Onların bize diş biledğinden de adınız gibi emin olun.

***

Türkiye açısından ortaya çıkan vahim tablo şu şekilde özetlenebilir:

ABD’nin peşine takılan ve giderek kraldan daha kralcı olan Türkiye, Suriye’de Esad rejimini yıkabilmek için Vahabi-Selefi, Müslüman Kardeşler (Suriye kanadı), El Kaide ve dahi Libya’dan devşirilen Libyalılara Suriye’de savaşmaları için barınak-aş, silah, eğlence temin etmektedir. Hatay artık bu teroristlerin kentidir. Sınırımızda her an çatışmalar olmaktadır.

İşte böyle bir ortamda Libya’da işlenen cinayet, Kaddafi yıkılırken ABD’ye yardım eden Selefilerin esasında ABD’nin düşmanı olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır.

İşte Ahmet Davutoğlu’nun hesap kitap bilmez politikalarını bir başka açmazı!

Türkiye her türden caniye kucak açmıştır!

***

Türkiye önce Esad’ı, İran’dan uzaklaştırmak ve ABD’ye yaklaştırmak için tatlı dille ikna etmeye çalıştı. Olmadı! Sonra “muhalefeti” Esad’a karşı kışkırtmaya başladı. Ne kadar ipsiz sapsız varsa onları barındıran örgütlere kucak açtı.

Ancak, bu örgütlerin zamanı gelince ABD’ye ve müttefiklerine de saldırcağını hesap edemedi!

Libya’da yaşanan vahşi cinayet tüm dünyaya “ABD ve Türkiye kimlerle oyun kuruyor?”, diye sordururken Hükümet ve onun yalaka gazetecileri bu konuyu gündeme bile getirmiyor.

Suriye’deki sözüm ona muhalefet de işin içinden çıkamayınca bütün planları yüzüne gözüne bulaşan Davutoğlu bu sefer Mısır’ın kuyruğuna takılıyor.

“Mısır ile işbirliği içinde diğer devletlerin katılımıyla birlikte yeni bir Ortadoğu inşa edeceğiz!”

Şu sözlerdeki sakilliğe bakın. Ortadoğu’ya tek başına yeniden çeki-düzen vereceğini ilan eden “Yeni Osmanlı” Suriye’de sürekli çuvallayınca şimdi de Mısır’ın peşine düşmüş, kim olduklarını tam çıkaramadığımız diğer devletler ile birlikte ABD’nin arzuladığı Ortadoğu’yu inşa edecek!

Müttefik ABD yeni Ortadoğu’yu kiminle kurmaya çalışıyor?

i)İlk fırsatta kendisini Libya’da sırtından bıçaklayan Selefiler ile!

ii)1926’dan beri Mısır’da ısrarla: a)ABD’nin en büyük düşman, b)tek kutuluş yolunun da şeriat olduğunu savunan Müslüman Kardeşler ile!

ABD-Mısır-Türkiye-Katar-Arabistan (Vahabiler)- Selefiler- Müslüman Kardeşler v.b. yeni Ortadoğu’yu kurarken aptal ve geri zekalı oldukları için Rusya, Çin ve İran’ın eli de armut toplayacak!

***

“Laiklikte ısrarlı olmayan demokrasi” şiarı ile ABD Müslüman Kardeşlerle anlaştı ama ben yine de Davutoğlu’na hatırlatmak isterim:

1)Milli Görüş’ün “gün ola harman ola!” sabrının Müslüman Kardeşlerden devşirme olduğunu unutmasın.

2)Libya’da Büyükelçi katleden vahşilerin ardında Rusya mı, Çin mi, İran mı, yoksa 3’lü ittifak mı var, araştırsın.

3)Halkın büyük çoğunluğunun yanlış bulduğu “Türkiye’nin Suriye politikaları” ile “PKK’nın büyük ivme gösteren katliamları” arasında bağlantı kurduğunu aklından çıkarmasın.

4)Cansu Çamlıbel’in kendisine soramadığı (Hürriyet-17.09.2012) “ABD uğruna Esad’ı katletmek için yola çıkan Hükümet’in bu uğurda bu kadar çok evladımızı PKK kurşununa hangi hakla hedef kıldığını” birilerinin bir gün kendisine sorabileceğini de sürekli aklında tutsun!cüney

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)