Asker niçin kayıp veriyor


Hükümet, Suriye’de Esad yönetimini devirmek için yönetim karşıtlarına her türlü desteği veriyor. Hatta bazı kamplarda ne olup bittiğini kendi milletvekillerinden bile gizliyor. Terörün kaynağı ve merkezi konumunda olan Kuzey Irak yönetimine karşı sessiz kalan hükümet, Irak’ı unutmuş, fırsatını bulsa vatan evlatlarını Suriye’ye savaşa gönderecek…

Biz, Suriye ile uğraşırken Güneydoğu’da yaşanan terör olayları nedeniyle vatandaş Devlete olan güvenini kaybetmeye başladı. “Şu kadar kilometrekarelik alan örgütün denetiminde” denilse de, bu doğru değil. Ancak, siz alan hakimiyetini kaybeder, karakolunuzdan, üs bölgenizden ayrılmazsanız, sizin gitmediğiniz yöreler tabii ki terör örgütünün denetimi altındaymış izlenimini yaratır. Hele bir de Çukurca yolunda olduğu gibi köprübaşında gündüz saatlerinde bile teröristler yol kontrolü yaparsa ve vatandaş da bu durumu görürse Devleti hakkında nasıl düşünecek.

İl başkanından istenen haraç
Terör örgütünün adam kaçırmasına gerek yok. Onlar haber gönderiyor, istedikleri yerine getiriliyor. Hakkari’nin AKP İl Başkanı Mecit Tarhan’a terör örgütünden “Bize 50 bin dolar getir, yoksa öldürülürsün” mesajı ulaştırıldı. Ancak, Tarhan istenilen parayı ilk anda bulamadı. Örgütten, kendisine bir süre tanındı ve o zamana kadar parayı bulması istendi. Para bulundu. İl başkanı, teröristlerin bulunduğu bilinen Kazan bölgesine otomobiliyle gitti.

Parayı verdiğinde serbest kalacağını tahmin ediyordu. Ancak kendisine “Amacımız para değil, sensin” denildi. İl Başkanı Mecit Tarhan, teröristler tarafından götürüldü. Serbest bırakılmasını diliyoruz. İl başkanının kendisinden istenen haracı istedikleri yere götürmesini, bölgeyi tanıyan birisi olarak hiç ama hiç yadırgamıyorum. Kendinizi il başkanının ya da orada yaşayan vatandaşların yerine koyun ve bir kez daha düşünün.

Beytüşşebap aşiretleri Devlete yakındı
Beytüşşebap, Uludere ile komşudur. Irak’la sınırı yok ama sınıra uzaklığı 4 kilometredir. Bu ilçede Jirki aşireti ağırlıktadır. Tahir Adıyaman da aşiretin reisidir. Yakın bir döneme kadar birisi hariç bütün aşiretler, kabileler Devlete bağlıydı. Bugün gelinen nokta ise tam tersi. O günlerde kimse PKK’lı olduğunu söyleyemezken, şimdi PKK’lı olduklarını ve Devlet kuracaklarını söylüyorlar. Aşiretler de Devleti yanlarında göremeyince, istemeyerek de olsa PKK’nın yanında yer alıyor. Devlet, varlığını göstermezse, olan gizli destek de bitecek gibi gözüküyor.

PKK’nın silahlı gücünün en fazla olduğu 1993 yılında da ilçeyi basmaya kalkıştılar. Kılıç ailesinden 4 kişiyi öldürdükten sonra kaçtılar. İlçeye yıllarca bir daha da inemediler. Ancak, bu ilçe de yaşanan bir boşluk, örgütün gücünü artırdı. Ne mi oldu? Terör örgütü, Beytüşşebap’ın BDP’li belediye başkanının oğlu da dahil çok sayıda çocuğu alıp dağa götürdü. Şimdi, o çocukları ilçeyi en iyi bilen kişiler olarak son eylemde kullandılar.

“komutanlık hatası” deniliyor
Hakkari’de, Şırnak’ta ne oldu da teröristler psikolojik üstünlüğü ele geçirdi büyük eylemler gerçekleştirir, yol keser, denetim haber hale geldi. İşte, bunların nedeni moralsizlik, Devleti arkalarında görememe ve “komutanlık hataları” olarak anlatılıyor.

Efsane birlik Bolu Dağ ve Komando Tugayı’nın, Güneydoğu’da üs bölgesi oluşturup orada kaldığına yakın dönemde kimse tanık olmamıştı. Komando tugayların biri operasyondan dönerken diğeri çıkar, arazide hep asker bulunurdu. Bir komutanı dinliyorum:

“Şu bilinmeli: siz karakolunuzdan, üs bölgenizden ayrılmayıp sadece oraları korumak için beklerseniz sizi gelip vururlar. Bolu Dağ ve Komando Tugayının üs bölgesi olmaz, gece-gündüz dolaşırdı. Çünkü operasyon birliğidir, gezginci birliktir. Üs bölgesi olan da, üs bölgesi içinde çakılı kalmaz, onların da sürekli yer değiştirmeleri gerekir. Teröre en büyük darbelerin vurulduğu dönemde komando üs bölgesi diye bir şey yoktu. Her yer askerindi. Gider bir yerde konaklar, orada devamlı hareketsiz durursan hedefsin. Duran her zaman kaybeder.”

Terör örgütünün gücünden değil
Üzülerek söylüyorum, Güneydoğu’dan hiç iyi haberler gelmiyor. Umutsuzluk, moralsizlik çökmüş. Özverili çalışan, kendini işine vermiş, azimle, kararlılıkla mücadeleyi sürdürenler de olmazsa bu umutsuzluk daha da artacak.

Halkta, “asker, teröristlerle baş edemiyor” düşüncesi başladı. Bunun bir an önce kırılması gerekiyor. 10 şehit vermişsiniz, bunu gazetelerde küçük göstermek, televizyonlarda vermemekle terörle mücadele kazanılmaz. Önemli olan kararlılık, önemli olan sınır ötesinden gelenlere karşı Devlet olarak gereğini yerine getirmenizdir. Yoksa şehitler de verilir, örgütün istekleri gündemde tutulur. Hem de bu pazarlıklar “akil adam” denilenler aracılığıyla yaptırılır.
Türkiye’nin getirildiği noktayla bakın…

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)