Asker OHAL, Tayyip ise Sezen Aksu diyor!


Tayyip Erdoğan Kanaltürk’te, “Artık Kürt sorunu diye bir şeyi kabul etmiyorum” dedi mi?

Dedi.

Peki, bunu diyen biri bu sözlerinin 15 dakika sonrasında yine aynı programda Akil Adamlar formülüne nasıl yeşil ışık yakıyor?

Öyle ya, Kürt sorununu kabul etmiyorsan ve o doğrultuda bir esneklik sunmuyorsan Akil Adamlar heyetine yakıştırılan Sezen Aksu dağa çıkıp PKK’yı, “Salla salla, gül memeler çağlasın” diyerek mi ikna edecek?

Adam sanki Türkiye gibi bir devleti değil de, çadır kumpanyasını yönetiyor!

Bir gün topçu, ertesi gün popçu, akabinde Balık Ayhan ve Kibariye ile buluşup, Kürt açılımını tartışıyor ama çok geçmeden ansızın ya sev ya terk et noktasında geliyor.

Bir gün Oslo ve İmralı’ya sözler verip paketler üzerinde anlaşıyor, ertesi gün yani seçim bittiğinde ise köprüyü geçtim, sana şaka yaptım ya da kandırdım diyor.

Bu gelgitler sürecinde son olarak yukarıda işaret ettim, önce “Kürt sorunu diye bir şey mi varmış be ya!” diyor ama birkaç dakika sonra Sezen’e, gel aramızı bul çağrısını yapıyor.

Söyleyin bu tablonun adı dalga geçmek mi, alay etmek mi yoksa dağılma mı savrulma mı?

Bence sonuncusudur!

Erdoğan emin olun ne dediğini ve yaptığını bilmez durumdadır!

Tek derdi, Güneydoğu’da yaşanan vahametin geniş halk yığınları tarafından bilinmemesi ve de Çankaya’ya kapağı atmaktır ki, fiili sansür kararnamesi bunun içindir.

Arap Baharı, PKK baharına dönüştü lakin Erdoğan zerre oralı değil, zira dinlediğime göre askeri derhal olağanüstü hal ilan edilmeli ısrarına hayır demiş!

Bir tarafta Suriye gafleti, öbür yanda PKK delaleti, Türkiye’nin geleceğini ipotek altına sokarken, koca bir ülke bir ihtiras şampiyonunun ardında sürüklenip gidiyor.

Moralsiz güvenlik güçlerinin, kendini bile korumakta zorlandığı, devlete sadık aşiretlerin PKK’nın kucağına itildiği, psikolojik iklimin tamamen terör örgütünün lehinde olduğu ve en önemlisi durduk yerde, Türkiye’ye hasım yapılan devletlerin PKK’yı açıktan sahiplendiği bu süreçte olanlar, yakın geçmişin çok ötesinde somut sonuçları olur diye endişeliyim.

MİT’in Tarihi Yanılgısı

Bizim gibi 12 Eylül 1980 öncesinden üniversite öğrencisi olan politize kuşaklar için MİT efsaneydi.

Öyle ki, o dönem MİT’in adeta her taşın altında olduğuna inanırdık.

Bu bakışım, 20 küsur yıllık Ankara gazeteciliğim sürecinde her geçen gün aşındı!

Mesela, MİT’in PKK ya da Kürt meselesinin çözümünde BDP paralelinde çözümler önermesi yani Kürtçe TV’nin yayına geçmesinden, Habur aptallığı ya da açılımına kadar pek çok adımda, AKP’yi teşvik etmesi inanılır gibi değildi.

Özellikle Emre Taner, Cevat Öneş ve sonradan Hakan Fidan gibi MİT’in üst düzey yöneticileri, siyasi İslamcılar ve Kürt şovenistler gibi PKK’yı rejimimizdeki yanlışların doğal tezahürü gibi gördüler ve o yönde çözümler sundular.

Oysa PKK’nın arka planını yani emperyalizmin lejyoneri olduğu, realitesini herkesten önce bu isimlerin bilmesi gerekmiyor muydu?

Bizim MİT’ciler, IRA, ETA, Sandista Gerillaları , Aum Shinrikyo, El Kaide, Ebu Sayyaf, Baider Mainof, Kızıl Tugaylar ve Halkın Fedaileri gibi küresel terör örgütlerini hiç mi bilmezler ve onlardan ders çıkarmazlar.



Abdestli kopyacılar!

İslam’a göre kul hakkı en büyük günah.

TGRT’de çalışırken Enver Ören’den aynen şu sözü işitmiştim:

-25 kuruşluk ya da bir fiskelik kul hakkını, 70 bin vakit namaz bile karşılayamaz!

İslam’ım emri bu ise soralım, peki ÖSYM’nin sebep olduğu kul hakları nasıl karşılanacak ve kaç trilyon vakit namaz gerekiyor?

Son birkaç yıllık tablo ortada:

YGS’de şifre şaibesi.
KPSS’de soruların sızdırılması.
LYS’de puanların yanlış hesaplanması.
ALES’de hatalı kitapçık.
TUS sınavında yanlış soru.
Ve şimdi hâkimlik imtihanında yeni bir kopya skandalı.

Tablo bu, ama kul hakkı yiyen ne Enver Ören medyası ve benzeri çevreler ne de dindar geçinen AKP zirvelerinden tık yok çünkü ÖSYM başkanına onca rezalete rağmen sırf kolejli pardon imam hatipli diye dokunulmuyor.

Aziz Yıldırım Fener’in Tayyip’i mi?

Şike tezgahı sürecinde Tayyip Erdoğan ile F Tipi’ne direndiği için Aziz Yıldırım’a saygım var, lakin ne yalan söyleyeyim Yıldırım’ın Fenerbahçe’yi tıpkı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’yi yönettiği üslupla yönettiğini düşünmeye başladım.

Hot, zot, hanım seyirciye bile bağırıp çağırmalar… Olmuyor Aziz Efendi, sen Ali Kıran baş kesen misin?

Bir Fenerbahçeli olarak yaptığın hizmetleri elbette takdir ediyoruz ancak şımarıklığını gemlemen gerekiyor.

Bir başka şey, önceki gün Chelsa’dan Meıreles’ı aldın, çok iyi yaptın ama bu transferi bir ay önce Spartak Moskova maçı öncesinde yapsan olmaz mıydı?

Ayrıca sen, Alex’i yaşlı diye kovmaya çalışıyorken bak Cimbom 36’lık bir stoper aldı.

Evet, Aziz Yıldırım dün mazlumdun sana sahiplendik, şimdi mağrur pozlarındasın aman dikkat.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)