Balyoz darbesi...


Kırk yıllık Avukat Celal Ülgen: - Meslek hayatımda bu kadar absürt, bu kadar haksız bir karar görmedim, diyordu mahkeme kapısında...
Bu ağır cezaları sanıklar belki biraz bekliyor ama sanık yakınları beklemiyordu.
Sanık avukatları ise ortaya bir hukuk faciası çıkacağından emindi...
Deliller değerlendirilmeden, en önemli tanıklar dinlenmeden, dijital belgelerdeki sahtecilikle ilgili bilirkişi raporları görmezden gelinerek, iddianamedeki 1560 maddi hata ve 23 teknik bilirkişi raporuna rağmen verilen hüküm çok tartışılacaktır...
Bir sanık yakınından gelen e-posta notu diyor ki:
- Mahkeme en kritik tanıkları dinlemeyi reddetmişken, kanıtların sahteliği kimsenin reddemeyeceği kadar açıkken... Bu karar içinize sinecek mi? Adalet duygusunu yitirmemiş halkımızın içi rahat olacak mı?
Bu sanık yakını devam ediyor:
- Cuma günü mahkemeden ne karar çıkarsa çıksın, yakınlarımızı sanık durumuna düşüren sahte CD’leri üretenleri bulana ve onların “adil” Türk mahkemelerinde yargılandıklarını görene kadar Anadolu’nun ve dünyanın dört bir köşesinde haklı mücadelemize yılmadan ve sabırla devam edeceğiz.
* * *
Hapis cezaları eksik tüşebbüsten verildi.. Eksik teşebbüsten söz edilebilmesi için birilerinin darbeye teşebbüs etmesi birilerinin de bunu engellemesi gerekiyor. Darbeye teşebbüs olduysa bunu kim engelledi? İddianameye göre bu kişi zamanın Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’dır. Ancak savcılar nedense Aytaç Yalman’ın ifadesine başvurmamış. Yalman’ın mahkemede tanıklık etmesi talebi ise mahkeme heyetince kabul edilmedi. “Eksik teşebbüs” iddiasının kilidi çözülmedi ama cezalar buradan geldi... İçinize sinerse...



TSK terörle mücadele uzmanı bulamıyormuş.
Terörle mücadele edenleri yıllar sonra terörist diye içeri atan bir yargı varken zor bulursunuz uzmanı...
Haldun Ertem

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, “Oslo’yu hazmetmedik, hazmetmeyeceğiz” demiş.
Aman Emine Hanım, lütfen dikkat; bu sözleriniz yüzünden “Yeni CHP” de sizi hazmetmeyebilir!
Fahrettin Fidan



Sütler kesildi...
İktidar geçen yılın sonlarında okul sütü uygulamasına başlamıştı... Zehirlenme olaylarına rağmen program ders yılının sonuna kadar devam etti.. Ancak yeni ders yılı başlarken sütten haber yok. Çocuklar unutuldu. Sorulduğunda bütçede yeterli para olmadığı söyleniyor... Anlaşılan umut da yok...
Dönelim İzmir’e... İzmir Büyükşehir Belediyesi geçen yıla kadar kentte 246 okula süt dağıtıyordu. Hükümet süt dağıtımına başladığı için... İzmir Belediyesi programı değiştirdi... Bu yıl 46 bin fakir çocuğun evine süt dağıtımına başladı. Evlere 2 haftada bir 4 litre süt veriliyor. Haftada iki litre... Ancak... Hükümet işin içine girdiği için İzmir’de okullar sütsüz kaldı...
Hükümetin geçen yılki fiyakası buna yaradı...



Çözüm Oslo’da mı?
CHP Sözcüsü Haluk Koç, hükümetle PKK arasındaki Oslo görüşmesini “Anayasa suçu” diye eleştirirken Genel Başkan Kılıçdaroğlu kalktı:
“Eğer PKK ’ya silah bıraktıracaksa terör örgütüyle görüşmelere devam edilmeli” deyiverdi. Kemal Bey’in görüşünü arkadaşımız Fikret Bila’ya yaptığı açıklamalardan anlamaya çalışalım:
“Eğer PKK’ya silah bıraktıracaksa elbette bu tür görüşmeler yapılabilir. Bizim Oslo’yla ilgili itirazımız, müzakerenin içeriğinedir.”
“Oslo’da görüşülen metnin içeriğini kabul etmemiz mümkün değil.”
“Metinden de anlaşılıyor ki, o masada anayasa değişikliği dahil yeni bir Türkiye devleti konuşulmuş, bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Biz, bu tür görüşmelerin silah bıraktırmak üzere yapılabileceğini söylüyoruz.”
* * *
Bu noktada akla gelen en basit soru: Sizi silah gücüyle masaya oturtmuş olan PKK sizinle silah bırakmayı neden görüşsün? Olsa olsa sizin masaya koyacağınız tavizleri görüşecektir. O yüzden bugüne dek hiçbir devlet ve hükümet, terör örgütü silah bırakmadan onunla masaya oturmuş değil. Kaldı ki PKK da bugüne dek silah bırakmaktan söz etmemiş en fazla ateşkesi ağzına almıştır. Kılıçdaroğlu’nun Oslo yorumu mantıkla bağdaşmıyor....
Onur Öymen şunları söylüyor:
“PKK terör örgütüyle müzakerelerde bulunarak soruna çare aramak, teröre son vermek için terör örgütlerinden medet ummak anlamına gelmektedir...”
Talepleri yerine getirmezseniz terör azar.. Önünü alamazsınız... Nitekim öyle de oldu. Oslo görüşmesinden sonra terör azalmadı aksine adeta patlama yaptı... Hâlâ ne Oslo’su?



Barış niye öldü...
THY’de 305 kişinin iş akdine telefon mesajı ve SMS’lerle geçen mayıs ayında son verildi. Bu kişilerden biri de Afyon’daki patlamada vefat eden Barış Öztürk’tü. Barış, iş akdi feshedildikten sonra gittiği askerde şehit oldu.
THY çalışanları direnişlerine Taksim’deki THY bürosu önünde devam ediyor...
İşveren kadar... Türk İş’in bu kavgada işverenin yanında yer almasını da kınıyorlar... Türk İş, işçilerin görevlerine dönmesi için hiçbir şey yapmıyor.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)