Balyoz'da temyiz yolu uzun


Balyoz kararı veren mahkeme yasayla kapatılmasına rağmen hüküm kesinleşinceye kadar açık kalacak.

Balyoz davasının Yargıtay’daki temyiz incelenmesi sonrasında Türkiye’de bir ilk yaşanacak. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 3. yargı paketi kapsamında verdiği karar kesinleşinceye kadar “açık tutulacak” ancak yargılama yapmayacak. Temyizi görüşecek 9. Ceza Dairesi’nin üye sayı ve yapısı ise 7 ay önce değiştirildi ve Yargıtay’a yeni seçilen üyeler arasından yedi üye bu dairede görevlendirildi.

Balyoz davasında 325 muvazzaf ve emekli asker ile sivil memurlara hapis cezaları veren İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararını tamamlamasının ardından, temyiz başvuruları yapılacak. Balyoz davasının temyiz incelemesini terör ve örgütlü suçlara bakan Yargıtay 9. Ceza Dairesi yapacak. 24 Şubat 2011 tarihinde Yargıtay Yasası’nda yapılan değişiklikle 32 olan daire sayısı 38’e, üye sayısı ise 137 artırılarak 250’den 387’ye çıkarılmıştı. Yeni atanan 137 üye arasında Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Abdurrahman Kavun, Yargıtay Tetkik Hâkimi Ahmet Toker, Yargıtay Tetkik Hâkimi Fikriye Şentürk, Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hamza Yaman, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Cumhur Özer, Denizli Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Zekeriya Erdoğan ve Malatya Savcısı Hüseyin Sarıömeroğlu da yer almıştı. Mart ayında yapılan “yeni görevlendirmeler” kapsamında bu yedi üye, 9. Ceza Dairesi’nde görevlendirildi. Dairede “eskilerden” yalnızca daide başkanı Ekrem Ertuğrul ile Halim Aşaner kaldı.



Yalnızca avukatlar dinlenecek

Davanın dayanağını oluşturan 2 bin 400 sayfa “belgeyi” gazeteci Mehmet Baransu bavulla savcılığa teslim etmişti. Soruşturma ve dava aşamasında dosyadaki belge sayfa sayısı yeni “deliller”, savunmalar ve gelen evraklarla birlikte artık yüz binlerle ifade ediliyor. Ekrem Ertuğrul başkanlığında oluşturulacak olan beş kişilik heyetin, bu belgeleri de tek tek incelemesi ve ondan sonra karar vermesi gerekecek. 10 yıldan fazla ceza verilmesi nedeniyle sanıklar, temyizin duruşmalı yapılmasını isteyebilecekler. Heyet tetkik hâkim ve müzakere aşamasını tamamladıktan sonra yapacağı duruşmada, sanık avukatlarının savunmalarını yeniden dinleyecek. Sanıklar ise duruşmaya katılamayacaklar.

Dairenin, olası bir bozma kararı vermesi durumunda, dosya İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülecek. Bu noktada ilginç bir tablo gelişecek. 3. yargı paketi ile elindeki dosyaları bitirmesinin ardından kapanması karara bağlanan 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin hukuken varlığının sona ermesi için Yargıtay kararı beklenecek. Bu mahkeme temyiz sonuçlanıncaya kadar “açık tutulacak” ancak yargılama yapmayacak.


Kocasakal: Tuhaflık

İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, üyelerin oturup bekleyeceklerini söylerken şu yorumu yaptı: “Bir mahkemeyi kapattım diyorsanız, usul hukukunda bu derhal uygulama ilkesine tabidir. Bu mahkemeler kapatıldığı halde ellerindeki davaları görebileceğine ilişkin hüküm insanlarda ciddi bir soru işareti yaratıyor. Düzenlemeyle mutlaka bu üç hâkim bitirsin diyorsunuz. Türkiye’de bu davaları görebilecek bilgi donanımına sahip başka hâkim yok mu? Niye illa bu üç hâkim? Mahkeme başkanı da duruşmalar başlamadan 3 gün önce tayin edildi ve mutlaka da bitirilsin denilen bir ortamda AİHM’nin söylediği tarafsız ve bağımsız mahkeme düşüncesini insanlarda uyandırabilir misiniz, mümkün değil. Nereden baksanız tuhaflık.”


Cumhuriyet

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)