Bazı emekli generaller ocağa ihanet ediyor


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Afyonkarahisar'da 25 askerin şehit olduğu cephanelik patlamasıyla ilgili televizyonlarda açıklama yapan emekli askerleri eleştirerek "Bazı emekli generaller geldikleri ocağa ihanet ediyor" dedi.

Sarıyer'de, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Sarıyer-Çayırbaşı Tüneli ile 20 kavşak ve yolun açılışı dolayısıyla düzenlenen törende konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'un 7 tepesine 7 tünel anlayışıyla çıktıkları yolda, projenin ikincisini bugün hizmete açtıklarını belirtti.

Temel ilkelerini ''Ne aldatan olacağız ne aldanan olacağız'' şeklinde niteleyen Erdoğan, ''Biz yaparız birileri bakar. Onların zaten yapmak diye de bir derdi yok. Biz üretiriz diğerleri laf üretir. Farkımız bu'' diyerek, projenin ilk etabı olan Kağıthane-Piyalepaşa tünelini 2009 yılının Mart ayında açtıklarını hatırlattı.

O zaman gördükleri herkesin çok farklı bir mutluluk yaşadığını kendilerine ilettiğini söyleyen Erdoğan, bu insanların kendilerine ''Kağıthane'den 2-3 dakikada Dolmabahçe'ye gelebileceğimi aklımın ucundan geçirmiyordum. Siz bize bu mutluluğu yaşattınız'' dediğini aktardı.

Başbakan Erdoğan, Taksim'den Hacıosman'a doğru metro çalışmalarını başlattıkları günleri hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bizden öncekiler temel atmıştı ama yarıda kalmıştı. Benden önce İstanbul'da CHP'li belediye vardı ve 50 milyonluk yatırımı yapmış, orada kalmıştı. Para ödeyemez hale gelince müteahhit firmalar çekilmişti. Biz geldik, yatırıma başladık. 1'e 10 yatırım gerekiyordu. Bunu hamdolsun gerçekleştirdik. O zaman o boyutunu yaptık. Fakat ülkemizde bir şey var. Çok sıkıntılı. Sadece siyasetçide değil, siyasetin dışında da var. Bizi kıskançlık öldürüyor. Birileri bir şey yapamıyorsa yapanın attığı adımın da önünde duruyorlar. Bariyer oluşturuyorlar. Derdimiz neydi biliyor musunuz? Aslında Taksim'den gelen metroyu Maslak'taki İTÜ Kampüsü'nden çıkarmaktı ve orada 'Bir triyaj alanı oluşturalım' demiştik. Çünkü orada İSKİ'nin devasa bir yeri vardı ve biz yerin altında olmayan kotundan da istifade etmek suretiyle açığa çıkacak bütün vagonların bakımını vesaire yapabileceğimiz bir imkan vardı. Ne yazık ki o zamanın üniversite yönetimi, inanır mısınız bana hendek atlattı ve bize onu yaptırmadı.''

Erdoğan, fakat bunun da zorunlu olduğunu belirterek, mecburen Sanayi Mahallesi'nin orada, yerin altında bir triyaj alanı yapmak zorunda kaldıklarını söyledi. Erdoğan, bununda kendilerine o günün parasıyla 250 milyon liraya mal olduğunu dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, ''Biz bu ülkenin kurumları, evlatları, bu devletin birimleri olarak birbirimizle dayanışma halinde olmazsak kiminle dayanışma halinde olacağız. Bu tünelle birlikte Hacıosman çayırından Kilyos Caddesi'ne ulaşmak isteyen sürücülerimiz artık bir saatlik yolu 5 dakikada kat edebilirler'' diye konuştu.

Bunun hesabını iyi yapmak ülke ekonomisine getirisi, sağladığı katmadeğeri iyi değerlendirmek gerektiğini ifade eden Erdoğan, ''Ulaşımda kolaylık deniyor ya... İki ay köprülerin tamir bakımıyla alakalı bir adım atıldı. Yazılı ve görsel medyanın kopardığı kıyameti biliyorsunuz. Toplumu moralize etmeleri gerekirken karşıt güçlerle beraber demoralize etmenin gayreti içerisine giriyor. Bu köprüler tamir bakım olmayacak mı? Allah göstermesin bu bakımlar yapılmadı diye bir felaketle yarın karşı karşıya kalacak olursak, o zaman ne diyeceksiniz? O zaman da teneke takıp çalacaksınız'' diye konuştu.

Köprüdeki bakımı yaz mevsimi en uygun olduğu için tercih ettiklerini ifade eden Erdoğan, bu süre içinde bunu süratle yapıp açmak istediklerini ancak birçok kulp taktıklarını söyledi. Erdoğan, ''Şu anda bitti. İnşallah okullarla beraber bu sıkıntı aşılıyor. Daha da iyi olacak'' dedi.



'Ya Kandil ya TBMM'

Erdoğan, ''Türkiye'deki ekonomik gelişmeden, güvenden, demokratikleşme sürecinden, özgürlüklerden rahatsız olanlar bize karşı kullandıkları argüman haline dönüştürmüşlerdir terörü'' dedi. Çünkü güçlü bir Türkiye'yi istemediklerini, güçlü bir Türkiye'nin onları rahatsız ettiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ''İsteseler de istemeseler de Türkiye bu hedefine muhakkak er ya da geç ulaşacaktır. Türkiye'de demokrasinin ulaştığı standartlar, özgürlükler, hukuk devleti anlayışı, insan hakları konusunda gelinen düzey asla geçmişle mukayese edilemez. Her türlü sorunun çözüm yeri, demokratik siyaset alanıdır. Dağda siyaset yapmak isteyenler, buyursunlar dağa çıksınlar. Teröristlerle kucaklaşanlar, parlamentoda millet adına mücadele veremezler. Vermeye kalksalar dahi saygı göremezler. Zira iki tercih var ya Kandil ya TBMM. Eğer Meclis diyorsan gel mücadeleni Meclis'te ver, o zaman seninle müzakere masasına oturacak siyaseti, iktidarı bulursun. Ancak eğer sen Kandil'in temsilcileriyle, 'Tokalaştım' diyor, ne tokalaşması, biz senin öpüşmeni veriyoruz, 'Merhaba' eğer buysa, biz yanlışız. Oradaki tabloyu benim milletim gördü, değerlendirdi ve sizi oturtulması gereken yere de oturttu. Biz bunları konuşacağız. Bunları 75 milyon vatandaşımıza Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abhazasıyla, bütün vatandaşlarımıza anlatacağız. Bunların kirli yüzünü, bunların hafıza kaydında ne varsa bunları açığa koymak, açığa dökmek durumundayız. Onun için CHP'ye, MHP'ye sesleniyorum. Gelin Sivas'ın ötesinde teşkilatlarınızı ayağa kaldırın, çalışsınlar, halkın arasına karışsınlar. Diyorum ki, tabela partisi olmayın, halkın arasına karışın. Orada sadece AK Parti olmamalı, siz de olmalısınız. Orada beraber demokrasi mücadelesi verelim, demokrasiyi birlikte güçlendirelim. Ama 'Ben Ankara'da kalayım, seçim zamanı şöyle bir uğrarım veya herhangi bir olay olduğu zaman gidip bir ziyaret yaparım.' Bu değil siyaset. Her zaman siyaset... Tabela partisi olmayacaksın. Demokratik mücadele bu. Normal zamanda gidin bakın kimseyi göremezsiniz. Teşkilatı çalıştıracaksınız sürekli... Bu süreklilik kazanırsa o zaman göreceksiniz ki, terör örgütü ve onun uzantısı bu ülkede ciddi manada kan kaybedecektir. Bizim terörle, silahla, korkutmayla, sindirmeyle bu ülkede varlık göstermeye çalışan hiç kimseye, hiç bir örgüte, hiç bir yapıya en küçük bir müsamahamız yoktur, olamaz. Biz siyaset yoluyla siyasetin meşru araçları ve dili yoluyla her şeyin konuşulmasına taraftarız. Bir sivil toplum faaliyeti olarak yürütülen her çalışmaya saygı duyarız. Türkiye bugüne kadar karşılaştığı pek çok badire gibi inşallah terör meselesinin de üstesinden gelecektir, buna canı gönülden inanıyorum. ''


'Köprülerde durmak olmayacak'

Erdoğan, bu ayın 17'sinden itibaren köprülerde KGS'nin kaldırılarak, tamamen HGS'ye geçileceğini hatırlattı. Erdoğan, ''Köprülerde durmak olmayacak. Hızlı geçişle inşallah bunu daha da hızlandırmış oluyoruz'' dedi. Üçüncü köprünün bitirilmesinden itibaren trafiğin daha da rahatlayacağını dile getiren Erdoğan, üçüncü köprünün ihalesinin yapıldığını ve çalışmaların başladığını anımsattı.

Erdoğan, ağır vasıtaların FSM'den üçüncü köprüye sevk edildiğini, böylece FSM ve Boğaziçi köprülerinin ağır vasıtaların değil, şehir içi vasıtaların geçişi için kullanılacağını söyledi. Marmaray'ın da hizmete gireceğine işaret eden Erdoğan, 2015'te de lastikli sistem denilen, Ahırkapı'dan Haydarpaşa'ya gelecek 2 katlı tüp devreye girdiğinde, geçişlerin rahatlayacağını belirtti.

Erdoğan, İstanbul trafiğine günde yaklaşık 500 otomobil girdiğini dile getirerek, vatandaşlarda özellikle toplu taşıma aracı kullanma noktasındaki kültürün geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.



'İstanbul'da son 8 yılda yapılan kavşak ve yolların sayısı 259'

Başbakan Erdoğan, bugün Sarıyer-Çayırbaşı Tüneli ile birlikte İstanbul'un çeşitli yerlerinde 20 kavşak ve yolu da resmen hizmete açtıklarını ifade ederek, ''Bu yol ve kavşaklar, Bahçelievler, Bakırköy, İkitelli, Bayrampaşa, Beşiktaş, Çatalca, Çekmeköy, Esenler, Bahçeşehir, Kadıköy, Kağıthane, Silivri, Sultangazi, Ümraniye, Üsküdar ve Zeytinburnu'nda inşa edildi. Böylece İstanbul'da son 8 yılda yaptığımız kavşak ve yolların sayısı 259'a ulaşmış oldu'' şeklinde konuştu.

Cumhuriyet tarihi boyunca İstanbul'da yapılan kavşak ve yol yatırımlarının toplamından daha fazlasını sadece son 8 yılda yaptıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: ''Birileri bundan rahatsız oluyor. 'Niye Cumhuriyet tarihi diyorsun?' Ya bir gerçeği anlatıyorum. Anla diye. Anlamıyorsun. Sana sene dediğim zaman rakam bilmiyorsun. Bir gerçeği ortaya koyuyorum. Yarın bu 8 yıl da zaten tarihe kaydedilecek. Bunu bilmemiz lazım. Yaklaşık 240 milyon liraya mal olan tünel ve bağlantı yollarıyla, 131 milyon liraya mal olan 20 kavşak ve yolun KDV'siyle beraber söylüyorum, toplam maliyeti 432 milyon lira. Bunu yapan kim? İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Bir gerçeği söylemem lazım. Ana muhalefet zaman zaman bazı şeyler söylüyor. 'Efendim İzmir ilimiz şöyle çalışıyor, maliyetleri böyle düşük' filan. Önce bir defa metro nedir, hafif metro nedir, sayın Genel Başkan önce bunu bir öğren. Senin İzmir'le ilgili anlattıkların bir defa metro değil. Bunlar hafif metrodur ve bunların maliyetini hesaplamaya gayret eden bazı milletvekillerin var. Onlara da söyle bu işin hesabı kitabı öyle yapılmaz. İzmir bu ulaşım sistemlerini yapamamıştır. Yapamadığı için Ulaştırma Bakanlığımızdan bu konuda yardım istemiştir ve ben Ulaştırma Bakanımıza verdiğim talimatla oradaki raylı sistemlere, Ulaştırma Bakanlığımız devreye girmiş ve oradaki hizmetler beraber yürütülmüştür. Bunlardan bir tanesinin açılışında da sayın ana muhalefetin genel başkanıyla beraber bulunduk ve açılışı beraber yaptık. Ama onlar metro değil, hafif metro.''


'Hemen ertesi gün yazılı, görsel medya başlıyor vurmaya'

İstanbul'da ulaşım konusunda yeni metro, tramvay, metrobüs gibi büyük projeleri hayata geçirdiklerini ifade eden Erdoğan, metrobüsün çok süratle biten ve toplu taşımada önemli bir yükü alan ulaşım sistemi olduğuna işaret etti. Erdoğan, ''Zaman zaman bakıyorsunuz bir ufak kaza oluyor değil mi veya bir ufak durma oluyor, hemen ertesi gün yazılı, görsel medya başlıyor vurmaya. Kaza olur. Bunu hemen kalkıp da çalmanın ne anlamı var? Toplu taşımacılıkta biz farklı bir dönemi başlattık ve bu çalışmalarımızı süratle devam ettiriyoruz'' dedi.

Geçen ay Kadıköy-Kartal metrosunun hizmete açıldığını hatırlatan Erdoğan, ''Ana muhalefet genel başkanına tavsiye ederim -Kadıköy Belediyesi zaten kendilerinden- Kadıköy'e geldiğinde, Kadıköy-Kartal ziyareti yaparsa isabetli olur. Zira hiç olmazsa metroyu görür. Bu arada bir seyahat etmesi, oradaki lüks bir taşımacılığın ne olduğunu görmesi bakımından önem arz ediyor. Biz burada muhalefetin belediyesi var diye bakmıyoruz. Burada benim halkım var, burada benim insanım var, dolayısıyla biz hizmet siyaseti üretiyoruz'' şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, Marmaray çalışmalarının, yeni metro hatlarındaki çalışmaların devam ettiğini, üçüncü köprü bağlantı yollarıyla ilgili çalışmaların başladığını ve metrobüs hatlarının ilerlediğini anlattı.



'Biz, İstanbul için bunları yeterli görmüyoruz'

Başbakan Erdoğan, geçen yıl 12 Haziran seçimleri öncesinde İstanbul için 2023 hedefleri kapsamında hazırlanan Kanal İstanbul, İstanbul'a 2 Şehir, Adalardaki Özgürlük ve Demokrasi Projesi, Şehir Hastaneleri, Üçüncü Havaalimanı, Marmaray ve Boğazdan Tüp Geçiş, Yeni Demiryolu Hattı projelerini hatırlatarak, bütün projeleri aşama aşama hayata geçirdiklerini söyledi.

Hedeflerinin, İstanbul'u bölgesinin ve dünyanın saygın şehirlerinden biri olmanın ötesinde daha örnek bir şehir, cazibe merkezi haline getirmek olduğuna işaret eden Erdoğan, turizmde, ticarette, finansta, sporda, kültürde, sanatta, sağlıkta, eğitimde İstanbul'un her geçen gün sıçramaya devam ettiğini belirtti.

Erdoğan, ''Özellikle bu çalışmalarla, 'Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar olmaz' sözünü sadece söylemekle kalmayacağız, hayata geçirerek uygulamaya koyacağız'' dedi. Sadece devam etmekte olan projeler bittiğinde dahi İstanbul'un yepyeni bir çehreye kavuşacağını dile getiren Erdoğan, ''Biz, İstanbul için bunları yeterli görmüyoruz. İstanbul'un ufkunu daha da derinleştirmek, iddiasını daha da güçlendirmek peşindeyiz. Gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla, inşallah marka şehir İstanbul, çok daha güçlü hale gelecek. Şu anda otellerimizde doluluk oranı İstanbul'da yüzde 100'e dayanmış vaziyette'' diye konuştu.



'Avrupa bile gıptayla bakıyor'

Başbakan Erdoğan, vatandaşlara, ''Geçtiğimiz 10 yılda, sadece İstanbul'u değil, Türkiye'yi nereden nereye getirdiğimizi en iyi sizler biliyorsunuz'' şeklinde seslenirken, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Ben, tüm İstanbullulara değil, ekranları başında bizi izleyen tüm halkıma sesleniyorum; ne olur başınızı iki elinizin arasına alın, şöyle kendi kendinize sorun, muhasebe edin. '10 yıl önce ben neydim? Türkiye'de bizim yaşam koşullarımız ne idi? Şu anda ne?' Her alanda bunu sorun. Bunu bir sorun ve eğer biz o güne göre bugün geri gittiysek, çıksınlar ispat etsinler, her zaman söylüyorum, bir dakika burada durmam. Ama bu ülkede, eğitiminden, sağlığından, adaletinden, emniyetinden, ulaşımından, tarımından, enerjisinden bütün alanlara, bütün gerçekleri samimi şekilde müzakere edeceğiz. Bu işin siyasetini yapmayacağız. Her zaman söylüyorum, biz hizmet siyaseti ürettik, ideolojik siyaset değil. Çünkü bu iş ideoloji götürmez. Biz, milletimize efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Ekonomisi, siyaseti, yönetimi, hukuku alt üst olmuş, devletin vatandaşına güveninin kalmadığı bir Türkiye'den işte bugünkü hale geldik.''

Türkiye'nin, ekonomik istikrarına Avrupa'nın bile gıptayla baktığı, demokrasinin, hukukun, özgürlüklerin en ileri standartlarda tesis edildiği bir ülke olduğunu kaydeden Erdoğan, ''Türkiye, bölgesindeki, tüm gelişmelerde dikkate alınan, görüşü sorulan bir ülke haline gelmiştir. Türkiye'nin bugün gündeminde olan sorunlarla, bunların mahiyeti ve büyüklüğüyle 10 yıl önce gündeminde olan sıkıntılar arasında dağlar kadar fark var'' dedi.




AA
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)