Cemaat adını kullanan canavar


Başlıktaki sözler, biraz sonra açıklayacağımız, değerli bir yazar ve vatansever bir Türk milliyetçisinin kitabında yer alan ifade.

Son biri iki yıldır, ülkede yoğun olarak gündeme gelen oluşumlardan biri ve en önemlisi, adına kısaca “cemaat” denilen, sözde dinsel yapıda bir oluşum…

12 yıldır ABD’de yaşayan ve “cemaat” olarak tanımlanan oluşumun lideri olduğu söylenilen Fethullah Gülen:

Yıllar sonra, sürekli olarak ülke gündemine oturarak, hükümete ve siyasete yön verecek; gerektiğinde tavır alacak resmi otorite görüntülerinde açıklamalar yapacak, tartışılmaz bir fenomen durumuna geldi.

Yıllar önce, Erzurum’un Hasankale ilçesinin Korucuk köyünden tahta bir bavulla ayrıldığı ve ilkokul mezunu olduğu öne sürülen sıradan bir vaiz durumunda ki zat:

Bugün ABD’nin Pensilvanya eyaletinde bilmem kaç dönümlük bir arazide şu kadar villasıyla yaşam süren; zaman zaman CİA ile bağlantıları olduğu iddia edilen, çeşitli ülkelerde sayıları yüzleri geçen okullara sahip, adeta “dokunulmaz” bir kişi durumundadır…

Gelelim şimdi, başlıkta ki ifadenin açılımına ve acı bir Türkiye gerçeğine…

Önümüzde çok önemli bir kitap var. Adı “Cümbür Cemaat.” Yazarı İlhami Yangın. Kitap bu yılın başında, Şubat ayında “Bilgi Yayınevi”nden piyasaya çıktı.

Kitabın önsözünde de yer alan, arka kapağındaki çarpıcı açıklamayı okuyalım:

“İslamiyetle uzaktan yakından hiçbir alakası olmadığı halde ‘cemaat’ adını kullanan bir canavar, ülkemizin kalbine, beynine çöreklenmiş en yetişmiş insanlarımızı bile bir değirmen gibi ezerek un haline getiriyor, bütün kadroları eline geçiriyor, önemli mevkilerde görev yapanlar, işadamları, kanaat önderleri, herkes dinleniyor, izleniyor, kasetleniyor; bütün bunları da vatandaşın vergileriyle yapıyor.”

Kitabın önsözünden birkaç cümle:

“Türkiye’nin en köklü partisinin genel başkanı Deniz Baykal, özel hayatı gizlice kasete alınarak saha dışına itildi.

Ardından MHP’ye yapılanları da gördünüz. Seçime günler kala Başkanlık Divanı alaşağı edildi.

Ve olaylar unutulup gitti…

Hiç merak etmeyin bu konu kapanmayacak.

Elinizdeki kitapta kasetleme olayının dibine iniyoruz; bu işi kim yaptı, nasıl yapıtı, ne amaçla yaptı, hepsini ilk ağızdan ve en ince ayrıntısına kadar okuyacaksınız.

Sadece CHP ve MHP yöneticilerinin mi kasetlendiğini sanıyorsunuz?

Önemli mevkilerde görev yapanlar, işadamları, kanaat önderleri, herkes kasetlendi.

Kitapta sadece kasetleme olayını değil, başka dinleme, izleme olaylarını da aktardım.

Son bir söz de, ‘cemaatten üç beş kuruş fayda elde ederim’ diyerek, bunlara kendisini kullandıran sözde ülkücülere, solculara ve İslamcılara olacak: Bu kitapta yazdıklarımızı okuyun, bu adamların ihanetlerine ortak olmayın. Yarın bir gün bu tür kitaplar çoğalacak, bütün gerçekler tek tek ortaya çıkacak, o zaman hiç olmazsa sokağa çıkacak yüzünüz olsun.”

Şimdi yazımızın başlığında ki “Cemaat adını kullanan canavar” tanımlamasının ne denli önemli ve gerçeği yansıttığını anladınız mı?

Kitabın yayınından sonra, internette, antigazete.com sitesinde yazmış olduğu “off” başlıklı yazıda, (halen sitede yer alıyor) kitabın yazarı Sayın İlhami Yangın, meselenin ve yazdıklarının ne denli gerçekçi olduğunu vurgulamak adına şöyle bir çağrıda bulunuyor.

“Şimdilik.
Delikanlı bir savcı arıyorum. Gerisini ona anlatacağım.
Yalçın Küçük'ten, Soner Yalçın'dan vakit bulurlarsa buyursunlar buradayım.
Her daim buradayım.
Korkmayın gelin.
Yarın değil bu gün, bu sabah gelin.
Hepiniz gelin. Devir sizin devriniz.
Cemaatin yaptıklarını yazdım, bunları tek tek ispatlamayan namerttir.
Yarın bu sayfalar zaten açılacak. Bu adamlar zaten yargı önüne çıkacak.
Bu devran böyle sürmeyecek.
Biz bugünler için doğduk, bugünler için varız, bugünler için yaşıyoruz.
Bu günler için yaşayacağız.
Sizi ise sifonu çekip deliğe süpürecekler.”

Bu zamana değin, kimseden “cemaat” hakkında bu denli vurucu açıklamalarla “hodri meydan” diyen ve açıkça savcılara çağrıda bulunan, her şeyi ispatlamaya hazır olduğunu belirten “Güçlü bir yürek” görmedik…

“Dokunan yanar” diye simgeleştirilen “Cemaat korkusu” toplumda, özellikle siyasetçilerde dağları taşları sarmış durumda.

Toplum daha doğrusu millet önünde bu denli açık ve yürekli çağrıdan sonra, yargısal açıdan hiçbir işlem yapılmamışsa, söylenecek tek söz var. O da “PES!”

Yazar, “güçlü, temiz ve vatansever yürek”Sayın İlhami YANGIN, bu konuda, kitabının yayınından sonra ne gibi gelişmeler olduğunu, savcılıkla herhangi bir girişimde bulunup bulunmadığını antigazete.com sitesinde ki köşesinde açıklarsa, sanırız bizim gibi konu hakkında ne yapıldığına yönelik merak ve beklentisi olan çok sayıda okuru da bilgilendirmiş olur…

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)