Curcuna!..


Dünyada örnekleri var mıdır bilmiyorum, ama Türkiye’de bir ilk yaşanıyor.

Muvazzaf-emekli 365 sanıklı Balyoz davasında sanık komutanlar, mahkeme heyetini oluşturan yargıçların yüzüne,

tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitiren mahkemeden beraat kararları beklemediklerini söylediler.

Yargılamayı etkileyecek tanıkların dinlenmesini reddeden, yerli yabancı ilgili kurumlardan savcılığın sunduğu belgelerin gerçekler tahrif edilerek yeniden düzenlendiğini kanıtlayan bilirkişi raporlarını dikkate almayan Balyoz yargıçları adlarını…

…kısa, özlü son sözlerle tarihe tarafsızlığını ve de bağımsızlığını yitiren yargıçlar olarak yazılmasını sağladılar.

Dava yargıçlarının aylarca hukuka yan çizen, sanıklar aleyhine tutum ve davranışlarını izledikten sonra, dün açıklamaları beklenen kararların neler olacağını merak etmenin olanağı da kalmamıştı.

***

Herhalde Balyoz yargıçları:

“Bugün saygı ve rahmetle anılanların (Menderes ve arkadaşları) dünün (Yassıada’daki) düzmece davaların sanık ve mahkûmları olduğunu” anımsatan emekli Org. Çetin Doğan’ın “Vereceğiniz karar hakkınızda hayırlı olsun” cümlesini…

…emekli Org. Ergin Saygun’un davanın sonucunu etkileyecek pek çok tanığın dinlenmediğini, dinlenmemiş bilirkişilerin de mevcut olduğunu içeren, “Kuvvet şu anda sizdedir, ancak hak bizimledir” diyen tarihsel saptamasını…

…pek çoğunun söylenecek söz kalmadığını içeren, hatta Astsubay Bülent Akalın’ın kararı, “Hayırlara vesile olur” diye alaya alan son sözlerini yargıçlık mesleğinin onurlu bir aşaması olarak -herhalde- çocuklarına, torunlarına vasiyet edecek değillerdir.

***

Ülke hukuksal, siyasal ve toplumsal bir curcuna dönemi yaşıyor.

Son örneklerden biri, Balyoz davası!

Ergenekon davasında tanıklık eden eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, silah arkadaşlarına yönelik savcılık suçlamalarını destekledi. Org. Çetin Doğan’ın yönettiği “seminerde icra edilen senaryonun amacını aştığını” söyledi.

Mahkeme, Org. Çetin Doğan’ın Org. Özkök’ün Balyoz mahkemesinde de tanık olarak sorgulanması talebini reddettiği gibi, eski Genelkurmay Başkanı’nın suçladığı konularda Org. Doğan hakkında, bizzat neden soruşturma açmadığının sorgulanmasını da engelledi.

İnsancıl, yaşamsal hatta hukuksal derslere vesile oldu Balyoz davası: Hilmi Özkök de adını tarihe; bir mahkemede asker arkadaşlarını suçlayan, ama öteki mahkemede, suçladığı Org. Doğan’ın tanıklık çağrılarına karşın duruşmalara gelmeye gönüllü olmayan Genelkurmay Başkanı olarak yazdırdı.

***

İşte toplumsal curcunaya örnek: Aylarca babasının, kocasının zehirlenerek öldürüldüğü iddialarıyla toplumu sarsan Özal ailesi; savcılığın zehirlenme olayını kanıtlamanın tek yolu Özal’ın cesedinden alınacak saç ve benzeri örneklerle saptanmasına karşı çıkıyor.

Zehirlenme iddialarının baş aktörü oğlu Ahmet ile Semra Özal, hem kocasının sakladığı bir tutam saçını laboratuvar analizleri için vermiyor hem de açılacak mezardan alınacak son saç örnekleriyle Özal’ın zehirlenip zehirlenmediğinin saptanmasına karşı çıkıyor.

Ailenin bu tezatlı tutumu; rahmetlinin eşi ve oğlunun gerçek peşinde olmadığını, eceliyle ölen değil, öldürülen bir cumhurbaşkanı ailesi olarak gündemde kalmak istediklerini gösteriyor.

***

Siyasal olaylara gelince: RTE’nin akıl ve mantık almaz kavgacı, saldırgan üslubu ve davranışlarının yanı sıra ana muhalefet, şimdi de Oslo belgeleri nedeniyle gündemde.

Genel başkanının silah bırakması koşuluyla PKK ile Oslo’da yapılan görüşmeleri onaylamasına Grup Başkanvekili Emine Tarhan karşı çıkıyor.

Kimi üyeler de konunun MYK’de görüşülmeden kamuoyuna açıklanmasını eleştiriyor.

Kılıçdaroğlu’nun liderlik notuna bir eksi daha yazan gelişmeler. Gün geçmiyor CHP’yi destekleyen, öven değil eleştiren yorumlar içeren köşe yazıları yayımlanıyor. Son örnekler: Dün Hürriyet’te İsmet Berkan’ın, “CHP Kürt sorunu konusunda ne diyor bilen var mı?” başlıklı sorgulayan yazı ile Mehmet Yılmaz’ın aynı konuyu işleyen yazısı…

Bu iktidardan kurtulmanın yegâne aracı gördükleri CHP’yi ve genel başkanını kuşku yok içtenlikle destekleyen, önceleri Samsun’dan giy çizmeleri gel Ankara’ya, RTE’den kurtar bizi, diye yazanlar bile bugünlerde düş kırıklığı içinde, artık Kılıçdaroğlu’ndan umutlarını yitirdiklerini ifade ediyorlar.

***

İktidar ve muhalefet ile her alanda curcuna içinde bir ülke! Bugünkü Türkiye!

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)