Dört yıldızı, bir kilime motif ettiler!


Kilim ve halı Türk evlerinin olmazsa olmazıdır... Onlar bizim toplumumuzda sadece yere serilen örtü anlamına gelmez... Asıl anlamları, üzerindeki motiflerde gizlidir!

İşte; Türk halı ve kilimlerindeki bazı motifler ve anlamları:

***


Nazarlık: Kem gözden korur...

Muska: Kötülüklerden uzak tutar...

Baykuş ve kara karga: Kötü şanstan yakınmayı anlatır...

Kumru, güvercin ve bülbül: İyi şansın mutluluğun, keyfin ve sevginin işaretidir...

Pıtrak: Şanssızlıktan kurtarır...

Küpe ya da saç bağı: Evlenme isteğini anlatır...

Sandık: Mutlu bir yuva özlemidir...

Çengel ve haç: Tehlikelerden korur...

Ejderha: Bereket, bolluk sağlar...

Kartal: Güç, kudret, iktidar getirir...

Göz: Kötülüğe, zarara, şansızlığa ve hatta ölüme karşı korur...

Elibelinde: Annelik, dişilik ve verimlilik işaretidir...

Koç boynuzu: Erkeği, üretkenliği, kahramanlığı ve gücü temsil eder...

Bukağı: Aşk ve birlikteliği gösterir...

El: Verimli olmayı sağlar, iyi şans getirir...

Tarak: Evlenme ve doğurma isteğidir...

Hayat ağacı: Sonsuzluğa, ölümsüzlüğe inançtır...

Kurt izi: Kurtlardan, canavarlardan korur...

Akrep: Akrepten, yılandan, çıyandan korur...

Yıldız: Neşe, ışık demektir...

Dört yıldız: Basiret bağlanmasını ve iradesizliği anlatır!

***


Bu sembollerin sonuncusu; önceki güne kadar kimse tarafından bilinmiyordu. Bu yüzden şimdilik hiçbir kilimde ya da halıda dört yıldız motifi göremezsiniz!

Ne zaman ki “dört yıldızlı” Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, 25 askerimizin şehit olduğu Afyon’a gitti ve Afyon Valisi’ni ziyaret etti... İşte; o anda onun omzundaki “dört yıldız” da Türk kilimciliğine girdi!

Çünkü Afyon Valisi, 25 şehidimizin daha kimliklerinin bile tespit edilemediğini umursamayıp, vilayetinin reklamını yapmak için Necdet Bey’in eline hemen bir “Bayat Kilimi” tutuşturuverdi! Yetmedi; bu sırada çekilen fotoğrafı da internete koydurdu.

İşin ilginci Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en yüksek rütbeli, en güçlü subayı, kendisini nasıl savundu biliyor musunuz?

“Sayın Vali’nin şahsına ve makamına nezaketsizlik olmasın düşüncesiyle, ani gelişen davranış karşısında herhangi bir reaksiyon gösteremedim.”

***


Gördüğünüz gibi omzunda “dört yıldız”lı rütbe taşıyan en güçlü komutan, o skandal hediyeleşmeyi “nezaketsizlik yapmama” gerekçesine bağlıyor!

Bu sözleri Genelkurmay Başkanı’nın ağzından duyunca, son günlerde tırmanan terör karşısında neden suskun kaldığını da anlamış oldum:

“Terör örgütüne nezaketsizlik etmemek...”

Eminim bu yüzden “herhangi bir reaksiyon gösteremiyordur...”

***


Yirmi beş delikanlı öldü; yirmi beş!

“Kısa künye”lerini ezberlemek bile; her babayiğidin harcı değil...

Bu çocuklar baba ocağından çıktıkları andan itibaren, Genelkurmay Başkanı’nın çocuklarıydı...

O ne yaptı?

Afyon’a gitti, olayın meydana geldiği yerde kısa bir tur attı, birkaç subayı fırçaladı, sonra vilayete gidip şilt verdi, kilim aldı!

Çünkü “nezaketsizlik edemedi...”

***


“Dört yıldız”ı “basiret bağlanması ve iradesizliğin” sembolü olarak kilim motifine dönüştürenlere elbette söyleyecek çok sözüm var...

Yani... Bayağı bir nezaketsizlik etmek istiyorum aslında; ama...

Neylersiniz; yasalar ortada!

*****


BODRUM!

Yolsuzluk yapmak için örgüt kurmak iddiasıyla tutuklanan Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, tahliye edildi.

Çünkü Belediye Meclis Üyesi M.F.Ö. mahkemede aynen şunları söyledi:

“Polis beni iki kez sorguya aldı ve Kocadon’un örgüt lideri olduğunu söylemem için baskı yaptı.”

Tamam; Kocadon artık serbest de... İnsanları yanlış ifade vermeye zorlayan o polisler de hâlâ görevde!

Bu durumda, “Yaşasın adalet” diyebilir miyiz?

*****


GÜNÜN SORUSU

Yirmi beş askerimiz kendi vilayetindeki bir cephanelikte ölmemiş gibi davranıp, Genelkurmay Başkanı’na kilim hediye eden Afyon Valisi kendisini savunmuş: “Genelkurmay Başkanımız çevresi olan bir insan. Bir yere o kilimi koysa, biri de ‘Nereden aldınız’ diye sorup Afyon’a gelip satın alsa fakir insanlar nasiplenecek..”

Sorum İçişleri Bakanı’na:

Bu durumda daha önce büyük kayıplar verdiğimiz kentlerin valileri hakkında, taziye için kente gelen devlet adamlarına hediye vermedikleri tanıtım yapmadıkları için “görevi ihmal”den işlem yapmanız gerekmiyor mu?

*****


O bayrak, doksan yıldır ilk kez çekilemeyecek!

Bugün ülkemizi işgal eden Yunan Ordusu’nun denize döküldüğü günün doksanıncı yıldönümü!

Tam seksen dokuz yıl boyunca her 9 Eylül’de süvariler tarafından getirilen ve İzmir Valiliği’ne çekilen Türk bayrağı, bu yıl çekilemeyecek!

İyi de neden?

Eleutherios Venizelos mu hortladı?

Yunan Ordusu, İzmir’i yeniden işgal mi etti?

Hayır... Ulusal ve Resmi Bayramlar ile Mahalli Kurtuluş Günlerinde Yapılacak Tören ve Kutlamalar Yönetmeliği değiştirildi!

Yunan Ordusu’nun doksan yıl önce yaktığı İzmir’de; bugün yaşayan milyonlarca “Gavur İzmirli”nin yüreği, şimdi de bu saçma karar yüzünden yangın yerine döndü!

Ne olacak yani; İzmir’de bugün bayrak çekilmeyecek de Türkiye daha çağdaş ve demokrat bir ülke haline mi gelecek?

Elbette hayır... Amaç belli:

Bu tür saçma sapan kararlarla ulusal birlik duygusunu yok edip, ümmet duygusunu hortlatmak ve yaymak!

Gavur İzmir bunu yer mi?

İşte; o, biraz zor!

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)