Duruşma bir türlü başlamadı


Deniz Feneri e.V davasında başlangıcından bugüne hangi gelişmeler yaşandı?..

Tam “4 yıl” öncesiydi...

Tarih: 17 Eylül 2008... Yer: Frankfurt Eyalet Yüksek Mahkemesi... Kürsüde mahkeme başkanı hâkim Dr. Johann Müller konuşuyor...

“Deniz Feneri e.V. Almanya’da yaşayan Türkleri dolandırmak için kurulmuş bir organizasyondur. Baştan beri insanlara yardım etmek gibi niyeteri yoktur. Toplanan paraların ne yapılacağı Türkiye’de belirleniyordu. Hiyerarşinin üst kademeleri, talimatı verenler ve asıl suçu işleyenler Türkiye’de. Arka planda Zekeriya Karaman, İsmail Karahan, Mustafa Çelik, Harun Kapıyoldaş ve Zahid Akman var. Türkiye’deki Deniz Feneri ile Almanya’daki Deniz Feneri aynı sistemle kurulmuştur. Asıl suçlular Türkiye’de olduğu için Almanya Deniz Feneri davasındaki cezalar düşük tutulmuştur. Burada dolandırıcıların basit bir eylemi söz konusu değildir. Siyasi ve İslami bir ideoloji vardır...”

Müller bu sözlerinin ardından Deniz Feneri e.V’nin kurucusucu ve Euro 7’nin genel müdürü Mehmet Gürhan’a 5 yıl 10 ay, Deniz Feneri e.V.’nin son başkanı Mehmet Taşkan’a 2 yıl 9 ay, hem Deniz Feneri e.V’nin hem de Euro 7’nun muhasebecisi Firdevsi Ermiş’e 1 yıl 10 ay hapis cezası verildiğini açıklıyordu. Bir gün sonra Türkiye’deki gazetelerin başlıkları şöyleydi: “Şimdi sıra Türkiye’de!”

Ne var ki o sıra bir türlü gelmedi...


Kara mizah örneği

Türk savcılar Almanya’dan döndükten 6 ay sonra 2011 yılının Temmuz ayında düğmeye bastı. Dönemin Ankara Basın Savcısı Nadi Türkaslan ve ekibi Almanya’nın asıl failler diye nitelediği isimler için tutuklama talep ettiğinde Ankara’da ibre tersine döndü. Karaman ve Akman’ın tutuklanmasından sonra hedefte failler yerine savcılar vardı. AKP iktidarına yakınlığıyla bilinen asıl failler 3 ay tutuklu kaldıktan sonra “uzun tutukluluk hali” dikkate alınarak serbest bırakıldı. Onlar serbest kalırken Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturmanın Türkiye ayağının başındaki en önemli isim Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan’ın başına gelmedik kalmadı.

Almanya’nın asıl suçlular diye nitelediği isimlerin avukatlarının yaptığı şikâyet başvurusunun ardından jet hızıyla hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca (HSYK) soruşturma başlatılan Türkaslan ve ekibi; HSYK’nin soruşturması sürerken Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın emriyle Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturma görevinden el çektirildi. İlk önce HSYK 2. Dairesi savcılar hakkında kovuşturma açılmasına izin verdi, sonra iddianame hazırlandı ve Türkaslan ve diğer iki savcı Yargıtay’da 11 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmaya başlandı.

Bu süreçte Ankara’daki mahkeme asıl failler hakkında hazırlanan iddianameyi görevsizlik kararıyla İstanbul’a gönderecek; İstanbul’daki mahkemede ilk duruşma tarihi olarak 16 Ocak 2013 tarihini belirleyecekti. 7 yıldır Ankara Basın Savcısı olarak görev yapan Türkaslan, 2012’de alınan son kararla Basın Savcılığı Soruşturma Bürosu’ndan da alındı. Türkaslan artık Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosu’nda görev yapacaktı. Sahi!.. Bu sırada asıl failler nitelemesinde bulunulan isimlerden Zahid Akman’a ne oldu derseniz? Akman, Almanya’nın asıl failler diye nitelediği Başbakan Erdoğan’ın akrabası Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman tarafından Deniz Feneri’nin doğduğu Kanal 7’nin genel yayın yönetmeni yapıldı...


Cumhuriyet
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)