Ecevit, Başkent Üniversitesi'nde şifa buldu


Ergenekon davasında tanık olarak ifade veren eski Başkent Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof.Dr.Rengin Erdal, "Ecevit'e iş göremez raporu verilmek istendiği' iddialarını yalanladı. CHP Zonguldak Milletvekili Prof.Dr Mehmet Haberal ise Ecevit'in Başkent Üniversitesi'nde sağlığına kavuşturulduğunu söyledi.

Ergenekon davasında eski başkakanlardan Bülent Ecevit’in, 2002 yılında Başkent Üniversitesi (BÜ) Hastanesi’ndeki tedavi sürecinde bulunan yönetici ve hekimler tanık olarak dinlendi. Tutuklu sanık CHP Zonguldak Milletvekili ve BÜ Kurucu Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın savunma tanığı olarak dinlenen dönemin BÜ Hastanesi Başhekimi Prof.Rengin Erdal “Bülent Ecevit hastanemizden şifa bularak taburcu edilmiştir” dedi. Prof.Dr. Haberal ise “Bülent Ecevit taburcu olduktan sonra 6 ay başbakanlık yaptı, 4.5 yıl yaşadı. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nı tedavi eden Başkent Üniversitesi hekimlerine teşekkür ediyorum” diye konuştu.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi yerleşkesinin bitişiğindeki salonunda görülen davanın 230. duruşması yapıldı. Prof.Dr. Mehmet Haberal, kendisinin talep ettiği tanıkların dinlemesi nedeniyle duruşmaya katıldı. CHP İzmir Millevekili ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, emekli orgeneral Hasan Iğsız’ın da aralarında bulunduğu 44 tutuklu sanık katıldı.



İşgöremez raporu

Duruşmada “Bülent Ecevit’i, sağlık durumu bahane edilerek iktidardan düşürmek amacıyla BÜ Hastanesi’nde yanlış tedavi uygulandığı ve iş göremez raporu verilmek istendiği” iddialarına ilişkin Prof.Dr. Mehmet Haberal’ın talebiyle Prof.Dr. Rengin Erdal tanık olarak dinlendi. Tanık Prof. Dr. Rengin Erdal “Ecevit, BÜ Hastanesi’nde şifa bulmuştur” dedi. Kasım 2006’da yaşamını yitiren Ecevit’in tedavi gördüğü 2002 yılında Başkent Üniversitesi Hastanesi Başhekimi olan Rengin Erdal, “Sayın Haberal ve ben sayın Ecevit'in tedavi sürecine sadece ev sahipliği yaptık. Oluşturulan sağlık ekibinde yer almadık. Ancak tedavisine ilişkin bazı belgelerde görevim nedeniyle imzam bulunmaktadır” diye konuştu.


Pehlivan’ın iddiaları

Bülent Ecevit’in evine gizlice girerek tedavi eden Dr. Mücahit Pehlivan’ın 10 Temmuz 2012 tarihli duruşmadaki “Kortizonu kestik, iyileşme oldu” şeklindeki tanıklık ifadesine ilişkin olarak Rengin Erdal şöyle konuştu:

“Mücahit Pehlivan, tıp eğitimini Türkiye’de alamadı. Bulgaristan, Romanya, Macaristan gibi Demirperde ülkelerinde aldı. Demirperde ekolü, klasik tıp eğitimin dışında, en az ilaçla tedaviyi önerir. Pehlivan bu ekole göre kortizon tedavisinin yanlış olduğunu yorumlamaktadır. Pehlivan’ın bu değerlendirmeleri bizim gibi Amerikan ekolünden yetişmiş hekimleri rencide etti.”

Rengin Erdal, kortizonun adeta aspirin gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanılığını ifade etti.


Şehir efsanesi

Bülent Ecevit’in 4 Mayıs 2002 tarihinde BÜ Hastanesi’ne getirildiği ve 1 gün kaldığını anlatan Rengin Erdal “Hastanemiz, her aşamada hastaya yapılan tüm tedavilerin belgelendiği, kanıta dayalı tıp anlayışını uygulayan bir hastanedir. Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Cemil Çiçek, Ahmet Necdet Sezer gibi devlet büyüklerinin o tarihte hastanemizi tercih etmesi, güvenirliliğinin açık göstergesidir” diye konuştu.Başkan Hasan Hüseyin Özese “Bülent Ecevit’e 7-8 ay ev istirahati telkin edildi mi” sorusü üzerine Rengin Erdal, “Bu bir şehir efsanesidir” dedi.Rengin Erdal “Ecevit’e BÜ Hastanesi’nden 7-8 ay işgöremez raporu verilmek istendiği” iddialarına ilişkin de şunları söyledi:

“Bu bir iftira, cehalet. Bizim iş göremez raporu verme yetkimiz dahi yok. Ya hasta talep ediyorsa verilir, ya da idari amiri ‘iş görüp göremeceğine ilişkin rapor isterse böyle bir rapor düzenlenir. Başbakan Ecevit’in amiri Cumhurbaşkanı’nın böyle bir rapor istemesi gerekirdi. Ecevit’en oturarak 2 saat boyunca çalışma ofisinde mesai tavsiye ettik.”

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel’in tanık olarak dinlenen Ecevit’in Koruma Müdürü Recai Birgün “Mehmet Haberal, Ecevit taburcu olurken basın açıklaması yapması için telkinde bulundu. Ecevit’in ağır hasta olduğu algısı yaratıldı” iddilarını anımsatarak “Haberal’ın basın toplantısı için telkini oldu mu” diye sordu. Prof.Dr. Erdal ise böyle bir konuda bilgisi olmadığını söyledi.


Haberal’ın teşekkürü

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel’in tanık Prof.Dr. Rengin Erdal’ı soruları üzerine söz alan Prof.Dr Haberal, “Ecevit BÜ Hastanesi’nden sağlığına kavuşturularak taburcu edilmiştir. 6 ay başbakanlık yapmış, 4.5 yıl daha yaşamıştır. Başbakan Ecevit’te yapılan her şey belgelenmiştir. Türkiye Cumhuriyet Başbakanı’nı tedavi eden Başkent Ünivesitesi hastanesi hekimlerine, herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. Mahkeme heyetine “Siz adaleti temsil ediyorsunuz” diyen Haberal “Her şeyi belgeleriyle ortaya koymamıza rağmen İddia makamı bazı duyumlara tanıklık yapan kişilerin beyanlarından soru soruyor” dedi.


Kortizon tartışması

Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu da tanık Rengin Erdal’a “Ecevit’e ne kadar ve ne zaman kortizon tedavisine başlanmıştır” diye sordu. Erdal, Ecevit’in parkinson ve bir tür nörojik rahatsızlık olan bimyastenia gravis gibi kronik hastalıklarının olduğunu ve kortizon tedavisine ilk olarak Hacettepe Üniversitesi’nde verildiğini anlattı. Erdal, Ecevit’e en düşük dozda kortizon verildğini belirtti. Prof.Dr. Hilmioğlu, tanık eski Ankara İl Sağlık Müdür Yardımcısı Mustafa Bolkar’ın “Rengin Erdal’a acil durumda hangi sıvının verilmesi gerektiğini sorduğumda ‘hasta sizin, bizi ilgilendirmez’ dedi” şeklindeki beyanıyla ilgili olarak “Hastadan sorumlu hekim buna karar verir. Ben de böyle söylerdim” diye konuştu.



“Mustafa Bolkan’a hiç görmedim"

Tanık Prof.Dr. Rengin Erdal, Mustafa Bolkan’ın “Ecevit’e hangi sıvı verileceğini sorduğumda Rengin Erdal ‘Hasta sizin beni ilgilendirmez’ dedi” iddiasına ilişkin “Mustafa Bolkan’a hiç görmedim. Bu bir iftiradır” dedi. Prof.Dr.Erdal, tanık Dr.Mücahit Pehlivan’ın “Kortizonu kestim, Ecevit iyileşti” ifadesinin basında yer alması üzerine hastaların kortizon kullanmak istemediklerine dikkat çekti. Prof.Dr.Erdal, Ankara Tabipler Odası’na Mustafa Bolkan ve Mücahit Pehlivan hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, kendilerinden savunma istendiğini anlattı.

Flaş bellek kimin

Tutuklu sanık Hasan Ataman Yıldırım’ın talebi doğrultusunda Balyoz davasından tutuklu bulunan Deniz Kurmay Albay Murat Ünlü tanık olarak dinlendi.

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, sanık Hasan Ataman Yıldırım’da bulunan flaş bellek içindeki bazı belgeler oluşturan kişinin Murat Ünlü olarak göründüğüne dikkat çekerek belgenin bir kopyasının gösterdi. Murat Ünlü, belgeyi kendisinin yazmadığı belirtti.

Savcı Pekgüzel, Hasan Ataman Yıldırım’ın mahkemeye verdiği dilekçelerde “Yıldırım’ın ofisinde bulunan Kington marka 512 megabaytlık flaşbelleğin Murat Ünlü’ye ait olduğunu savunduğunu” anlattı. Pekgüzel, “Hasan Ataman Yıldırım, Ankara’da Aralık 2008 ile Şubat 2009 tarihleri arasında yapılan ve TSK personeli ile Emniyet mensuplarının da katıldığı Milli Güvenlik Akademisi’ne katılan Murat Ünlü’den bu flaş belleğin Fethullahçı polisler tarafından çalındığını ve kendi ofisine konulduğunu anlatıyor. Akademi de Fethullahçı polisler var mıydı? Sanık Ataman Yıldırım, Emniyet Strateji Daire Başkan Yardımcısı Sabri Dilmaç’ın çaldığını iddia ediyor. Sabri Dilmaç ile samimiyetiniz var mıydı, Fethullahçı mıdır” diye sordu.

Tanık Murat Ünlü ise “Benim zaten flaş belleğim yok. Sabri Dilmaç ile bir samimiyetim yoktu. Merhabalaşırdık. Fethullahçı olup olmadığını bilemem” diye konuştu.

Hasan Ataman Yıldırım ise Tanık Murat Ünlü’ye hitaben şunları söyledi: “Sizinle tanışmıyoruz. Sizi üzerinize gittim. Sizin özgeçmişinizden pırlanta gibi subay olduğunuzu görüyorum. Sizin flaşbelleğinizin çalınıp benim ofisime konulduğunu düşündüm. Ama şimdi anlıyorum ki bu belgeler sizin adınıza yazılmış bu flaşbelleğe konulmuş.”

Duruşmayı Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Başkanı Arne König, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi ve Haber-Sen Temsilcisi Osman Köse, Balbay’ın da aralarında bulunduğu gazeteci sanıklara destek amacıyla duruşmayı izledi.

Bu arada İzmir’in Konak ilçesi Belediye Başkanı Hakan Tartar, Mustafa Balbay ve Prof.Dr. Mehmet Haberal’ı cezaevinde ziyaret etti.

Duruşma 17 Eylül pazartesi gününe ertelendi.


Cumhuriyet
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)