Hadi!.. Bir Kez Daha Yırttınız Sayın Gül!.. Diyorlar!..


30 Ağustos’larla bir türlü karşılaşamadınız!.

Siz varken o olmuyor; o varken de siz bulunmuyorsunuz!..

Sokrat’a ölümden korkup korkmadığını sormuşlar hani; O da hayır demiş, “hayır!.”

-- Hiç karşılaşmayacağım ki… niçin korkayım ölümden!?.. Ben varken o gelmeyecek; o geldiğinde de ben olmayacağım!..

Siz de öyle!.. O varken siz yok; siz olduğunuzda O yok.

Geçen yıl da öyle olmuştu. Van depremi ve terördü engel... iki musibet birden.

Bu yıl da öyle oldu…

Musibetler gelince; çift gelirmiş zaten... Öyle derler atalarımız… Bu yıl; yine çift geldi.

Şükür, deprem yok.. Sel felaketleri de, daha önceden vurup geçmişti ama; yine de çift geldi. Terör, zaten defolup gitmemişti. Üstelik, daha da azgınlaştı. Yol da kesiyor!...Kaymakam-öğretmen-sağlıkçı ile yetinmiyor; milletvekili kaçırıyor.

Büyüklerimizin ifadesine göre, üstelik vurup kaçmıyor; vurup kalıyormuş da...

Onca “Püskürtmelerimize(!!!???)” rağmen on’ar on’ar şehit verir olduk aynı bölgede!..

Bu yılki musibetin ikincisi de; Allah düşman başına vermeye, kulak ağrısı.. Sanki tam sırası!.

Aksilik işte!.. Olan 30 Ağustos Bayramlarına; en çok da resepsiyonlara oluyor!. Yapılamıyor!.

Oruç değil, namaz değil… ki; ertelenip; kazaya kalsın…

Terör azgın olunca; ağrı da kulağa vurunca; gel de katıl bayrama; hele ki resepsiyona!...
Yoksa kim ister, bayramlar Başkomutan’dan mahrum kalsın!?...

H a k l ı s ı n ı z !...

*******

Ne var ki; sebepleri yeterli bulmuyor bazı densizler. Bahane” d i y o r l a r!..

Kese değil ki ağızlar!...;Bir kez daha yırttınız(!) d i y o r l a r !..

“Ne deprem; ne de terör, ne kulak ağrısı; engel olmamalıyMIŞ ulusal bayramlara.

Zira; bayramlar; birlik ve beraberliğin tescil edildiği, yaraların sarılmasında dayanışma çağrılarının doruğa çıktığı günler…MİŞ!..

Hasta olabilirmiş insan ama; “temsil edilme” diye bir durum da var…MIŞ!..

Kişilere tabi kılınamazMIŞ kutlamalar!...

Teröre gelince; çeyrek asrı aşkın süredir terörle iç içe yaşamakta…yMIŞIZ!.. Bu bahanelerle törenlerin – resepsiyonun iptali, hainlerin kazanmışlığının, törenleri bile iptal ettirecek güce erişmişliklerinin tescili… değil miyMİŞ!?.. Konuşuyor işte ağzı olan!...

Ulusal Bayramlar; asker – sivil tüm ulusal güçlerin birlik ve dayanışmasına çağrıda bir vesile olması için daha görkemli kutlanması… gerekmez miyMİŞ!?...

Bayram kutlamamak; veya geçiştirmek; hangi acıyı azaltMIŞ!? Hangi terörün önünü kesMİŞ!

Bir-şey daha var: mutlak cevaplanmalı!.. Yoksa; mazeretleri “bahane” diye tescillerMİŞ tarih.

“O ne menem bir ağrıdır ki; 24 saat önce; Milli Güvenlik Kurulu toplantısına katılmaya engel olmuyor da; sıra kutlamalara katılmaya gelince, ağrıyor.. çınlıyor… sızlıyor da yatağa bağlıyor… İnandırıcı değil, d i y o r l a r!... Ve ekliyorlar:

Kutlamaların bittiğinin hemen ertesinde de taburcu oluşunuza akıl sır e r d i r e m i y o r l a r ! “Bugün makamında oturduğunuz kişi; “Ölümünden sadece 8 ay önce, bir daha kalkamayacak kadar hastalığından sadece 3-5 ay öncesine kadar kaçırmadı bu kutlamaları” d i y o r l a r…

2 Şubat 1938’deki Bursa’da verilen Cumhuriyet Balosu’ndaki Atatürk’ü izlediniz mi!?...

Diye s o r u y o r l a r… İzlemediğinize eminiz d i y o r l a r !...

“Dizüstü bilgisayarınız var, vaktiniz de vardı. Açıp bir izleseydiniz” d i y o r l a r!...

“Oturduğunuz; pardon yattığınız yerden sevenlerinizle(!) kulağınızdakini merak edenlerinizle sanal sohbete bir ara vermiş ve farklı bir şey görmüş olurdunuz” d i y o r l a r!...

O hasta haliyle bile; yaptığı Vals ile Zeybeği ayni salonda buluştururken; doğu ile batının hem medeniyetini hem de emperyalizme meydan okumanın; mesajını veriyordu “ d i y o r l a r !…

“Sonuçta; çoğunluğun cumhurbaşkanı olamadınız!.” D i y o r l a r !.

******

Sahi nesi var kulağınızın?... Daha doğrusu ne var kulağınızda?.. Bende meraktaydım.

Anadolu’da böylesi bir soruya verilen cevap bellidir de; ben o densizlerin cevabına hiç itibar etmedim. Doktorlardan öğrenmeyi tercih ettim…

Stresten ve aşırı yorgunluktan olmuş diyormuş doktorlarınız…

Bu “resmi” açıklamayla “30 Ağustos sendromu” diyen densizler aldı ağızlarının payını…

Strese inanıyorum da; teşhisin aşırı yorgunluk faslına ben de katılamıyorum biliyor musunuz?

Yurtdışında 300-500 ; yurtiçinde de 1000’leri aşan geziye çıkan siz değilsiniz ki…

Gerek yurt içi, gerekse yurtdışı gezileriniz, bir elin parmakları kadar!.. Yurt içinden benim aklımda“güzel şeyler olacak” gezisi, bir de “Norşin” gezisi…kalmış.

Yurtdışından ise belirgin iz yok kafamda… İngiltere’den alınan o “büyük nişan” dışında.

Hem yorgunluktan olsaydı; Civanı için gözyaşı döken Sayın Arınç; size de “bigane” kalmazdı.

Stres için neden çok ama…Bir tarafta;.binlerce çözümsüz soru. Tilkiler dolaştıkça; olmuşlar düğüm!... Diğer tarafta, edilen yemin!... “…ilkelerine bağlı kalacağıma, ….şerefim üzerine...”

*Silivri mahkemeleri çarşafta mı!?.. Balyoz’u, Yakamoz’u… Ay ışığı…Diğerleri…

*Genel Kurmay Başkanı çete reisi!.. Terörle mücadele komutanları terör örgütünden içerde!...

*Gizli tanıklar, hukukta ak mı; kara-leke mi!?

*Suriye’nin düşürdüğü uçak ne oldu!?.. Kapandı mı konu?

*Mavi Marmara davaları ne oldu!?..

*Uludere soruşturması… 8 aydır ses nefes yok!...

*Davutoğlu’nun “kak”ı dost mu düşman mı!?... Kuzey Irak… şimdi de Kuzey Suriye…

*Hergün gelen on’arlı tabutlar son bulacak mı!?... Halk camiye alınmazken; Bilal yine Bakan amcalarının arasında namaza duracak mı!?..

*“Güzel şeyler” olacağın, güzeli buysa; belası ne!?.” sorusuna cevap….

*Heronlar uçuyor mu hala; Bize istihbarat uçuruyorlar mı!?... CİA… Petraeus…niye geldi!?.

*Dünün Kanka Esad’ını, bu gün düşman Esed kim yaptı!?..

*Suriye krizinin savaşa dönmesi halinde; ne olacak “Başkomutanlık”!?..

*4 +4+ 4 karanlık eğitim yasasının onay makamı olarak yüklediği vebal… ağır!..

*Düşünülmeden çıkarılan kanunların, düşünülmeden onaylanmasının vicdani yükümlülüğü!...

Bunca strese ekle bir de yeni dönemdeki “ön kesme” manevralarını!... Çatlar insan be!..

******

Stres; bazılarında baş dönmesi, baş ağrısına, bazılarında da, iştahsızlık, ateş, öfke, ve uykusuzluğa neden olurmuş.. Bazılarının da midesine vururmuş!..

Sizde de kulağa vurdu besbelli!.. Haklı Muhibbi!...

“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi”// Olmaya cihanda bir nefes sıhhat gibi”

Göze dize vurmadığına şükür!...

Sesler geliyor derinlerden…Belli ki yine o densizlerden!...

“Bu yıl da yırttınız Sayın Gül.. Gelecek yıla Allah kerim” d i y o r l a r !...


_______

Mehmet Halil ARIK
Emekli Eğitimci
Denizli-Türkiye
mehmethalilarik@gmail.com

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)