İmansız İmam Eğitimi


“4+4+4 düzenlemesinden sonra bütün okulları imam hatip yapma şansını yakaladık.”

AKP Muğla Milletvekili Ali Boğa’nın yukarıdaki açıklaması gerçeği seriyor ortaya.

Zaten düzenlemeyi de o amaçla yapmışlardı. Maksat laik eğitimi bitirmekti!

Herkes de neyin ne olduğunu gerçekte neyin amaçlandığını biliyor.

Ali Boğa’nın lafın eveleyip, gevelenmeden, söylenmesi, yine de kimseyi kandırmasın.

Kimse bunları açık sözlü sanmasın.

Bunlar açık sözlü falan değiller. Açık sözlülük görünüşü altında, kandırmaktadırlar herkesi.

Örneğin Ali Boğa, kendi getirdikleri sistemin, imam hatiplerin tarihini bilen, milletini seven, inancıyla barışık, küresel yenilik ve gelişmelere açık bir nesil yetiştirmeye yönelik olduğu sözlerini seçmenlerine karşı söylüyor.

Laiklik karşıtlarının kendi arka bahçeleri olarak gördükleri imam hatip okullarıyla ilgili kurumların toplantılarında da Ali Boğa bu tür laflar ediyor.

Ama sonra arkadaşımız Erdem Gül ortaya çıkarıyor ki, Ali Bey’in torunu, Fransa’nın okuluna gidiyor.

***

Ali Boğa birçok benzeri gibi, seçmenlerine bunu söylüyor ama doğruluğuna kendi de inanmıyor.

İnansaydı eğer, o okullara kendi ailesinin fertlerini, kendi çocuklarını, kendi torunlarını gönderirdi.

Oysa Ali Bey’in torunu anaokulundan başlayarak, müfredatı, Fransız milli eğitimi tarafından saptanan Ankara’daki Fransa’nın okulunu tercih etmiş durumda.

Ali Bey durumu, hanım kızımızın babasının diplomat olmasıyla açıklamaya çalışıyor.

Hani ne demişler:

Çevir “kızı” yanmasın!

Bunlar böyledirler.

Sağlık reformu derler, kendi tedavilerini Amerika’da yaptırırlar. Sağlık yasası çıkarırlar.

Ama “Yüce Rabbim onlara tedavi için Cleveland buyurur.”

İmam hatip okulları açarlar, kendi çocuklarını yabancıların okullarına gönderirler.

İmanlı gençler yetiştirmek savındadırlar. Kendi savlarına kendileri iman etmezler.

İmam hatip okulları konusundaki tutumlarına bakınca insanın gülesi ve “bunlar imansız imam okulları” diyesi geliyor.

***

Laik Cumhuriyetin temelinde ise yaptığı işe iman etmek yatar. Laik Cumhuriyetin öncüleri kendi yaptıklarına kendileri inanırlardı.

Türkiye Cumhuriyeti eğitim alanında devrim yaptı. Yaptığı devrime de sonuna dek inandı.

Bu devrimin mimarlarından biri olan İsmet İnönü, Cumhurbaşkanı iken çocuklarını Milli Eğitim’in okullarına yolladı.

Neden?

Çünkü onların çağın gereklerine yanıt veren en iyi eğitim kurumlarını oluşturduklarına inanıyorlardı da ondan.

Nitekim, Türkiye’de ve dünyada en yüksek makamlara kadar gelmiş olan eski bakan, eski Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Atila Karaosmanoğlu, “İzmir Karşıyaka’dan Dünyaya” adlı anı kitabında ısrarla, bütün eğitimini Cumhuriyetin kurumlarında tamamladığını, onların insanı dünyanın her yeri için hazırlıklı kılacak nitelikte olduklarını vurgular.

Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün, Fizik Profesörü olan oğlu Erdal İnönü de 1943 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın Gazi Lisesi’nden, 1947 yılında da Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi’nden mezun olmuştu.

Laik Cumhuriyetçilerin sisteminin temelinde bilime eğitime olan iman yatar.

Kandırmacaya dayalı olanların eğitimlerinin temelinde ise iman yoktur.

Gidinin imansız imamları sizi!..

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)