İslam ile kundaklanıp, Haçlı’nın keşişi olmak!


Takip edemeyenlere mini bir özet:
Tayyip Erdoğan, Suriye bağlamında kendine mektup yazan Kemal Kılıçdaroğlu’na gönderdiği cevabi mektupta mealen şu mesajları veriyor:
- “Suriye politikasında zalim Beşar Esad’ın yanındasın!
- Tarihi yanlış okuyorsun!
- Bölgemizde yaşananlarda dış güçlerin katkısı ve etkisi yok.
- Hadiseler bölge halklarının bağımsız iradelerinin yansımasıdır?”
Sakın bu ifadelere köpürüp hiddetlenmeyin, tersine beklenen açıklamadır.
Niye mi?
Büyük Ortadoğu Projesi’nin Eşbaşkanıyım diyen biri her halde Mağrip’den Maşrik’e, bütün Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmek adına kana boğanın, AB-D yani Avrupa Birliği ile Amerika olduğunu ilan edecek değildi ya!
AKP güruhunun, haçlı ideallerinin abdestli keşişleri olduğu artık tarihsel bir olgudur.
Kahredici olan, bu güruha kuyruk olan kitlelerin İslam ile afyonlanmış olmasıdır!
Eskilerimiz hani kıyamet alameti derlerdi ya aynen o!
İslam ile kundaklanıp, İslam’a ihanet kusmak!
Bugün Suriye’de olanlar, zalim(!) Esad’ın katliamlarının sonucu değil, tersine   Washington’un, “seni süpürürüz” tehdidine boyun eğenlerin figüranlığında yürütülen bir haçlı operasyonudur.
Yahu, zalim dediğiniz üç günde savrulur oysa Beşar Esad, kendine karşı başlatılan küresel  taaruza rağmen halk çoğunluğunu yanında tutarak bir buçuk yıldır dimdik ayakta ülkesini savunuyor.
Bugün Suriye’deki kaos tablonun sorumlusu ise Esad değil, ABD’nin emrini iman vecdi ile yerine getiren abdestli zangoçlardır.
Doğu Perinçek önceki gün yazdı, Esad’ın varlığı Türkiye’nin bütünlüğü adına teminat zira tersi olursa Türkiye’yi bir ve bütün tutmak mümkün olmayacak ama kimin umurunda!
Bölgemizdeki son yaşananlara emperyalizmi vareste tutmak ve halkların özgür iradesinin tezahürü yorumunu getirmek sadece bu milletin zekasıyla alay etmek değil aynı zamanda tarihi de yanıltmaya kalkmaktır lakin tarih yanılmaz!

Roketli militan gazeteci ama Silivri’dekiler terörist öyle mi?
Ahmet Davutoğlu önceki gün neredeyse dokunsan ağlayacak!
Niye mi?
Cüneyt Ünal’ı kaçırdılar da ondan!
O kim mi?
Suriye’yi kana boğan teröristlere pardon Özgür Suriye Ordusu’na ait roketler ile fotoğraflar çektirip, bunlarla Esad’ın ordusu tarafından yakalanan sözde gazeteci!
Davutoğlu feveran ediyor:
- “Bütün medya ayaklanmalı, bir gazeteciye terörist demek olacak şey midir?”
Orada dur Ahmet Davutoğlu!
Gazetecilere terörist demek elbette alçaklıkların en büyüğü ama senin buna itiraz hakkın olamaz!
Niçin mi?
Silivri’de tezgahlarla hapsedilen gerçek gazetecilere, üstelik yargı kararı olmaksızın günler ve haftalarca yandaşlar tarafından terörist denilirken gıkını çıkarmadın da ondan!
Ama ben Hariciye vekiliyim deme sakın. Pekala, bu yargısız infaz ülkemizin dış itibarını bozuyor diyebilirdin!
Dolayısıyla senin derdin gazeteci ve basın özgürlüğü değil onu kullanarak toplumu Beşar Esad’a karşı kışkırtmaktır desek haksızlık etmiş olur muyuz acaba?

PKK denetimindeki 400 km ve Cemil Çiçek’e dikkat!
Hakkari kaybediliyor diyen Osman Pamukoğlu’na, “Kaç gramlık adamsın, general olsan ne yazar” diye hücum eden Tayyip Erdoğan, şimdi merak ediyorum “400 kilometrelik alanı  artık PKK kontrol ediyor” diyen BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş için ne diyecek acaba?
Göreceksiniz, kafasını eğip susacak zira Erdoğan’ın PKK güruhuna karşı dili ne hikmetse tutuluyor.
Sakın o kesimi muhatap almıyor falan demeyin işte Leyla Zana olayı ortada, bu hanımefendiyi kapılarda  karşılayan ve saatlerce dinleyen ben değil kendisiydi.
Evet, Meclis’te grubu bulunan bir partinin başkanı açıktan ülkedeki PKK  hükümranlığından  söz ediyor ama Tayyip Erdoğan’ın tek derdi heyhaat Beşar Esad’dır!
Gelelim Cemil Çiçek’in verdiği muhtıraya!
Belli ki Başbakan, TBMM Başkanı’nın bu çıkışına çok alınmış ve bunu hükümet sözcüsü aracılığı ile dışa vurmuştur.
Bakın buraya not düşüyorum, Parlamento’nun en deneyimlisi Cemil Çiçek öyle laf olsun diye böyle bir açıklama yapmaz.
Çiçek’i izleyin, kim bilir AKP’den kopuşlar onun ve çevresinden başlayacak ki gerekçesi de  bölünüyoruz olacak!

Beleş Umre’ye susan TOBB ve Yalçıntaş projesi!
Bu sütunu izleyenler hatırlayacaktır .
Kısa bir süre önce, TOBB yönetiminin toplu olarak özel uçakla Umre’ye gittiğini ve yapılan masrafları kuruma ödettirdiği iddialarını aktarmıştık.   
Yıllardır TOBB ve Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun adının geçtiği bütün yazılarımın yayınlandığı günün sabahında beni arayan ya da aratan Rıfat bey günlerdir susuyor, niye acaba?
Biz ibadetimizi TOBB’un kasasından değil, kendi paramızla yaptık demek çok mu zor!
Susuyorsa vardır bir sebebi değil mi?
Rıfat bey bu konuyu unutturmam. Söyle, milletin parası ile ibadet mi yaptın?
Ve Prof. Nevzat Yalçıntaş’a yapılan garip Musevi heyeti ziyareti.
Yalçıntaş ailesi de o yazıma suskun, yani İsrail’in Murat’ı Tayyip Bey’e karşı hazırladığı iddialarını yalanlamadı. Bu konudaki son spekülasyon Murat Yalçıntaş projesine F Tipi yapının da omuz verdiğidir.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)