Kayıp Aranıyor


Cumhurbaşkanı Gül’ün “Vatanı Sevmek” konusundaki duygularını bileniniz
var mı?
Vatanı sevmenin, “Uğruna can vermek değil, onu yaşatmak için yaşamak” olduğunu,
Vatanı sevmenin, “Dilin konuşması değil, Yüreğin dile gelmesi” olduğunu bilir mi Cumhurbaşkanı?
Ya bu vatan için genç yaşta şehit olan, gazi olan çocuklarımızın ailelerinin yüreklerindeki fırtınanın hiç dinmeyeceğini bilir mi Cumhurbaşkanı?...
Bu çocukların yitirilmesindeki sorumluluğun vereceği ateşin, cehennem ateşinden beter olduğunu bilir mi Cumhurbaşkanı?

Bunun takdirini sizlere bırakıyorum.
Anayasamızın 104. Maddesi Cumhurbaşkanını “Devletin Başı” olarak yazar.
Devletin başı olan şahıs, ülkesinde her gün çok sayıda vatan evladı, sapır sapır kara toprağa dökülürken, ülkenin belli bir bölgesinde “devlet otoritesi” kalmamışken, trafik kontrolünü bile terör örgütü yaparken, o bölgede kimse Türk Bayrağını asamaz hale gelirken, niçin susar?
Niçin, Anayasamızın kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmekten kaçınır?
Niçin, Bakanlar Kuruluna Başkanlık edip, ülke yönetimindeki aksaklıklara el koymaz?
Niçin, terörün önlenmesi için, gereken çalışmayı-incelemeyi yapmaz?
Niçin, ülkenin süratle bölünmeye gittiğini gördüğü halde müdahale etmez?

Cumhurbaşkanı’nın sessizliğinin sebebi, Başbakan Erdoğan’dan çekinmesi olabilir mi?
AKP Hükümeti’nin iç ve dış politikalarını tamamen desteklediği için olabilir mi?
Ne Mutlu Türküm Diyene, diye her yere yazmanın ilkellik olduğuna inandığından olabilir mi?
Ulus Devlet’e ve Üniter yapıya inanmadığından olabilir mi?

Siyasetin %80’i “moral değerlerdir..”
Türk Milletine birlik, bütünlük, bir arada yaşama duygusunu pekiştirecek konuşmalar yapmanın, milletin derdi ile dertlenmenin, ülkedeki moralin yükselmesine sebep olacağını Cumhurbaşkanı Gül bilmez mi? Niçin susar?

O zaman şunu sormak hakkı doğmaz mı;
“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasa’ya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk İlke ve İnkılaplarına ve Lâik Cumhuriyete ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, Milli dayanışma ve Adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve Tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim” diye
niçin yemin ettin be arkadaş? Niçin?...

Sağlık ve başarı dileklerimle

Not: Hafta sonu, iki konferans ve bir röportaj yapmak üzere yurt dışına gideceğim.
Zorunlu olarak 3 Ekim Çarşamba gününe kadar ara veriyorum. Saygılarımla..

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)