Komutanların genetik şifresi!


Emekli orgeneral Ergin Saygun, Kaynak Yayınları arasında çıkan “Türk Ordusuna Balyoz” adlı kitabının 251 ve 252’nci sayfalarında, Yeniçağ’da 22 Ocak 2010 tarihinde yayınlanan “Cami bombalamak CIA’nın 1998 planıdır” başlıklı yazımdan alıntı yapmış ve bunu dip notta belirtmiş ama alıntının sonuna doğru bir karışıklık olmuş.. (Yazının tarihi de kitapta 2009 diye geçiyor.)
Yazımın ilgili bölümü şöyleydi:
“30-31 Mayıs 1998 tarihlerinde ABD’de Amerikan Ulusal Savunma Enstitüsü bir toplantı düzenledi. Eski CIA Ankara İstasyon Şefi Graham Fuller ile ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi Planlama Dairesi görevlisi Prof. Henry Barkey, toplantıda senaryolarını açıkladılar.
Senaryoya göre ’Kahramanmaraş, Sivas, Erzincan, Kayseri ve Çorum’da cuma namazında camilerde bombalar patlayacak. Ayaklanan halk, valiliklere, kaymakamlıklara yürüyecek. Polis halkın önüne geçemeyince askeri birlikler devreye girecek. Laik-anti laik, Alevi-Sünni çatışması patlak verecek. Ağırlıklı olarak Sünnilerin safına geçen polis, askeri birliklerle çatışmaya girecek. Radikal İslamcılar, ayrılıkçı Kürtlerle birleşerek orduya karşı silâhlı mücadeleye başlayacaklar. Orduda çözülmeler baş gösterecek.’
Toplantıda bu olaylar sonrasında ABD’nin Türkiye’ye nasıl müdahale edebileceği de tartışıldı.
CIA, benzer senaryoları, 12 Eylül’den önce Kahramanmaraş, Malatya, Çorum, Hatay gibi illerimizde uyguladı.
Çorum’da 4 Temmuz 1980 Cuma günü Ulucami’de hoca vaaz verirken, bir kişi camiye girerek, ’Alaaddin Camisi’ni yaktılar’ diye bağırdı. Aynı anda Alevi mahallelerinde de ’Faşistler sizi öldürmeye geliyorlar’ diye kışkırtma yapanlar vardı.
Olayları sahneye koyan kişi Alexander Peck adlı CIA ajanıdır. Hedef, 12 Eylül darbesine zemin hazırlamaktır.
Cami bombalamak fikri de bir CIA tasarımıdır. Böyle şeytani bir plân Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir vatandaşının aklından geçmez. 11 Eylül olayında kendi kulelerine sivil uçakları çarptıran da CIA’dir! Benzer bir olayı, Anıtkabir’de bir tören sırasında yapmayı da planlamışlardı!
İstanbul’daki bütün ilgili subayların katıldığı bir seminerde cami bombalamak gibi CIA planlarının tartışılması düşünülemez. Dolayısıyla Fatih ve Bayazıt camilerine bomba atılması, böylece darbe zemini meydana getirmek senaryosu, harp oyunları plan tatbikatına sonradan eklenmiştir. Ekleyen de konuyla ilgili cd’leri Taraf gazetesine verenlerdir.”

***

Ergin Saygun, bu yazıma yer veriyor ama tırnağı erken kapatarak, özellikle Çorum olayları bölümünden sonra, “Neden bu seminerde görüşülmüş bir konunun 12 Eylül 1980’e gidişte Türkiye’de nasıl olup da aynen uygulamaya konulmuş bir senaryo olduğu kimsenin dikkatini çekmedi? Neden kimse Balyoz denilen plandaki cami bombalamalarını, Amerikalıların yazıp yazmadığını sormadı?” diye soruyor.
“İyi de Paşam, alıntı olarak yer verdiğiniz bu yazıda, biz neye dikkat çekmişiz?” diye soracağım ama Ergin Saygun, kitabını hasta yatağında yazdığı için bu karışıklığı belirttikten sonra kendisinin bir sorusunu bilginize sunuyorum:
“Veya neden hiç kimse burada sayılan şehirlerden biri olan Erzincan’da başlatılan davanın iddianamesinde, ordu komutanına isnat edilen suç olarak Alevilere yardım etmesinin gösterilmesiyle yukarıdaki senaryo arasında bir irtibat kurmadı?”
Evet ordu komutanı Saldıray Berk’in Alevi köylerini ziyaret ederek sorunlarıyla ilgilenmesi, suç olarak gösterildi. Çünkü, ordu komutanı, orada Amerikan senaryosunu bozuyordu.. Benzeri yaklaşımlara, Sıvas Madımak Oteli olaylarından iki sene sonra yine bir gerginlik üzerine gazeteci olarak gittiğim şehrin dağ köylerinde bizzat tanık olmuştum. Bölgedeki tugayın komutanı şimdiki Kara Kuvvetleri Komutanı Hayri Kıvrıkoğlu idi ve Alevi köylerinde çocuklara hediyeler veriyor, devletin içindeki ayrıştırıcılara karşı, birleştiricilik görevi yapıyordu..

***

Nitekim Ergin Saygun da bu tutumun, genelde bütün Türk devletlerinin, özelde Türk komutanlarının genetik şifresi olduğunu ispatlarcasına kitabını Bilge Kağan’ın sözleri ile bitiriyor:
“Ey Türk budun! Aklını başına topla, düşmanlarına kanma, birlik ve beraberlikten ayrılma, devletine sahip ol, sonra ölürsün ve bir daha dirilemezsin!!


Arslan Bulut

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)