Kuvvet sizinle, hak bizimledir


Balyoz Planı davasında son sözleri alınmaya başlanan sanıklardan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, ''Vereceğiniz karar hakkınızda hayırlı olsun'' dedi.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada dosyaya gelen evrakı okuyan üye hakim Ali Efendi Peksak, Fatih'te İsmailağa Camisi'nde öldürülen emekli imam Bayram Ali Öztürk'ün oğlu Mahmut Öztürk'ün davaya müdahil olmak için dilekçe verdiğini söyledi.
Peksak, Öztürk'ün dilekçesinde, dosyada İsmailağa Cemaati liderlerine yönelik eylemlerden söz edildiğini, babasının katili Mustafa Erdal'ın da dava sanıklarıyla ilişkisinin araştırılmasını talep ettiğini belirterek, davaya müdahil olmak istediğini kaydetti.
Duruşmada daha sonra ifadeleri alınmayan 3 tutuklu sanık esas hakkındaki savunmalarını yaptı.

Tutuklu sanık emekli Albay Cengiz Köylü, ''Tank üzerinde Kızılay'dan Meclis'e giderken tutuklanmadım. Başkalarının ürettiği CD'lerden yargılanıyorum. 2003'te üretilen CD içinde Temmuz 2009'a ilişkin belge ve bilgiler var. CD'lerin güncelleştirildiği söyleniyor. Eğer güncelleştirildiyse ben Temmuz 2009'da Hasdal'da tutukluydum. Cezaevinde nasıl güncelleştireyim. Gün olur gerçekler ortaya çıkacaktır. Adaletin yerini bulmasını talep ediyorum. Beraatimi istiyorum'' dedi.

Tutuklu sanıklardan Hakan Büyük de delillerle ilgili yaklaşık 45 dakika beyanda bulunmak istediğini söyledi. Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, esas hakkında beyanda bulunması için daha önce söz hakkı verildiğini hatırlatarak, Büyük'e söz vermedi.
Duruşmada tutuklu 250 sanığın esas hakkındaki savunmalarının tamamlanmasının ardından beyanda bulunmayan tutuksuz sanıklara söz verildi.

Tutuksuz sanıklardan İhsan Çevik, ''Balyoz'un b'si, darbeni d'siyle hiçbir alakam yok. Çoluğumun çocuğumun rızkını suçsuz yere avukat, yol parası olarak harcamama sebep olanlara hakkımı helal etmeyeceğim'' diye konuştu.

Tutuksuz yargılanan Fikret Coşkun da, sağ beyinciğindeki hasar nedeniyle 4 yıl tedavi gördüğünü belirterek, hakkındaki suçlamaların hastalığı dönemine ait olduğunu söyledi.
Tutuksuz Ayhan Türker Koçpınar da, yine suçlandığı dönemin ölümsüz hastalıkla mücadele ettiği bir zamana geldiğini ifade etti.

Duruşmada, taleplere ilişkin görüşü sorulan savcı Hüseyin Kaplan, müdahillik talebinin kabul edilmesini istedi.

''Vereceğiniz karar hakkınızda hayırlı olsun''

Yargılama sürecinde, davanın bütününün nasıl ve kimler tarafından kurgulandığını gözler önüne sermeye çalıştığını belirten Doğan, savcılığın ileri sürdüğü delillerin yasal delil niteliği taşımadığını, varsayım ve kanaatlere dayandığını savundu.
Doğan şunları söyledi:

''Mahkemenizin son perdesinin oynandığı bugünde, bundan 18 ay önce bu duruşmada salonunda söylediklerimi tekrarlayarak sözlerime son vermek istiyorum. Tarih, ülkemizde ve dünyada siyasal iktidarların belirli politik hedefleri uğruna nice kişi ve grupları düzmece bahanelerle yargılandığına şahittir. Adaletin ayaklar altına alındığı, insanların korku ile sindirildiği, özgür basının büyük ölçüde susturulduğu bu gibi durumlarda geçici olarak gerçek suçluların, zorbaların itibar görmesi, hatta yüceltilmesi, toplumların yanıltılması doğaldır. Ancak bugün saygı ve rahmetle anılanlar ise, dünün düzmece davalarının sanık ve mahkumlarıdır. Lanet ile anılan ise Nemrut Mustafa Paşa Divan-ı Harbi benzeri mahkemeler ile bu tür mahkemelere ruhsat verenler, kol kanat gerenler, haksızlık ve hukuksuzluğa alkış tutanlardır. Burada kendi cemaatleri dışında herkesi düşman gören bir zihniyetin, muvazzafı ve emeklisi ile yaşamlarını ülkelerine adamış Mustafa Kemal'ın askerlerinin, cumhuriyete ve onun ilkelerine bağlılıklarının kefaretini ödetmek için kurgulanan bir dava görülüyor. Bu davanın Türk adalet tarihinde önemli bir tutacağına kuşku yoktur. Hatırlayacağınız gibi, burada haksız, hukuksuz yargılanmaya tepki olarak 'Bu haksız ve hukuksuz davayı inatla sürdürmekte cüret ve cesareti nereden aldıklarını' açıkça sorduğumda sizden aldığım yanıt 'Türk ulusundan' olmuştu. Bu yanıtın inandırıcılığını davanın geldiği bu son aşamada bütünüyle yitirdiğini sanırım. Vereceğiniz karar hakkınızda hayırlı olsun''

Tutuklu sanıklardan MHP İstanbul Milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan, ''Söyleyeceğim her şeyi söyledim. Başka bir şey yok'' dedi.

Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, ''Atılı suçlamayı reddediyorum'' diye konuştu.

Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ise ''Söyleyeceklerimi söyledim'' dedi.


'Kuvvet şu anda sizdedir, hak hala bizimledir'

İddianamenin bir çok hatasının ispatlandığını söyleyen emekli Orgeneral Ergin Saygun, davanın sonucunun etkileyebilecek bilirkişilerin ve bir çok tanığın dinlenilmediğini ifade etti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP milletvekili Yaşar Karayel'in görülmekte olan dava ile ''28 Şubat'' arasında irtibat kuran bazı beyanları olduğunu söyleyen Saygun, 'Bütün bunlar varken bu davayı nasıl bitireceksiniz bilmiyorum. Sanırım bu davaya yakın bir gelecekte yeniden dönülecektir. Balyoz'un ne olup, ne olmadığı bütün bunlar incelendikten sora ortaya çıkacaktır herhalde. Kuvvet şu anda sizdedir, hak hala bizimledir'' diye konuştu.
Tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri dava konusu seminere, aldığı emirler doğrultusunda görevi gereği katıldığını söyledi.

Hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini belirten Tanyeri, ''Suçsuz olduğuma henüz karar vermediyseniz, eski genelkurmay başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök, eski kara kuvvetleri komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman ve 'benim de bildiklerim var' diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın davada tanık olarak dinlenilmesi gerekir'' dedi.
Tümgeneral Gürbüz Kaya da, daha önce bir çete tarafından sahte belge üretilerek suçlandığını söylediğini ve mahkemeden bunun ortaya çıkarılmasını istediğini hatırlattı.
Askeri hiyerarşi içerisinde planlanan ve uygulanan seminere ilişkin suçlanmalarını ''vahim ve fahiş'' bir hata olarak niteleyen Kaya, ''Aziz milletim, size, vatanıma ve bayrağıma asla ihanet etmedim. Vatan sağ olsun'' diyerek sözlerine son verdi.

''Özgürlüğümü, onurumu iade edin''

Emekli Koramiral Kadir Sağdıç da, ''Usul hükümleri ihlal edilen bir mahkemede adil bir yargılama yapılmamıştır. Son söz de söylenemez. Özgürlüğümün ve onurumun iadesini talep ediyorum'' dedi.

Emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü de, iddianamede ve mütalaada hakkında hiçbir delilin sunulmadığını belirterek, ''Tüm meslek hayatım boyunca hukuk dışı hiçbir faaliyette bulunmadım. Düşünce bazında bile darbeyle ilişkim olmamıştır'' dedi.

Emekli Albay Dursun Çiçek ise, kendisinin de hukuk fakültesini okuduğuna atıfta bulunarak, ''Sizin okuduğunuz kitapları son 3 yıldır ben de okuyorum. Ama aynı dünyalarda yaşadığımıza inanmıyorum. Adil ve dürüst bir yargılama, evrensel hukuka dair bir karar beklemediğim için son söz söylemeyeceğim'' dedi.

Emekli Tuğamiral Cem Aziz Çakmak ise, ''Davada ne karar çıkarsa çıksın bence maksat hasıl olmuştur. TSK'da tavsiye gerçekleşmiştir'' şeklinde konuştu.
Emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın, adil yargılandığına inanmadığını belirtirken, emekli Korgeneral Yurdaer Olcan ise, çocukken giydiği üniformasını temiz bir şekilde taşıdığını ve iade ettiğini söyledi.

Emekli Albay Kemal Dinçer ise, dava hakkında konuşması gerekenlerin hep sustuğunu, beyanda bulunmaları için çağırmalarına rağmen gelmediklerini söyledi.
Emekli Albay Harun Özdemir de, ''Allah'ın tek olduğu ne kadar gerçek ise benim suçsuzluğum da o kadar gerçektir'' diye konuştu.

Duruşmada, son sözlerini söyleyen bazı sanıklar da, adil yargılama yapılmadığını, davanın son söz aşamasında olmadığını belirtirken, bir kısmı da beraatlarını istedi.
İddianame sırasına göre söz verilen tutuklu sanıklardan 155'inin son sözlerinin alındığı duruşmaya öğle arası verildi.

Bu arada sabah saatlerinde duruşmaya katılmayan tutuklu sanık emekli Albay Ahmet Küçükşahin de bir süre sonra salona geldi.


AA
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)