'Kıyamet Topu'ndan İranlı ajanlara


Birkaç gündür televizyonlarda sürekli döndürülen bir haber var: Iğdır'da İranlı ajanlar yakalandı.
Habere bakıyorsunuz ki bir masa başında üç kişi oturmuş konuşuyor. Konuşmalar Türkçe... Güya İranlı ajanlara Türkiye'nin sırları veriliyormuş. Verenler de bazı korucular...
Allah aşkına, diyelim ki karşıdaki İranlı ajan... Iğdır'daki korucunun bildiği şey devlet sırrı veya askeri sır olabilir mi? Bu kadar mı ayağa düştü Türkiye'nin sırları? Orada anlatılanlardan çok daha fazlasını İnternet'e girip elde etmek var iken böyle bağıra çağıra casusluk mu yapılır? Hem de o korucunun bildiğini bir otomobile atlayıp çevrede dolaşarak herkes kolayca öğrenebilecek iken...
Sonra bu İranlı ajanlar o kadar mı aptallar ki sıradan bir korucu ile casusluk yürütecekler.
Nasıl olsa bizim millet duyduğuna inanır; 'Doğru mudur; uydurma mıdır?' diye sorgulamaz ya... Televizyonlar emrinizde; uydur uydur yayımla...

IRAK'A SALDIRI SEBEBİ
1980'lerin sonlarına doğru; Hürriyet Gazetesi'nde çalıştığım dönemde, bir haber geldi önüme: 'Saddam'ın kıyamet topu yakalandı' diyordu. Top iki parça halinde imal edilmişmiş de son parçası Habur'dan Irak'a sokulurken ele geçirilmiş imiş... Bir de fotoğraf: Uzun bir boru...
Bu top Bağdat'tan bir mermi atsa ta Marmara bölgesine kadar ulaşıyormuş. Kısacası Türkiye büyük bir tehlike ile karşı karşıya imiş...
İşte böyle haberlerle Türkiye'de Saddam korkusu yaratılmaya başlandı. Buna bir de 'Irak'ta kimyasal silah var. Komşu ülkeler hatta ABD bile tehdit altında!' propagandası eklendi. Peşinden de Saddam'a; 'Kuveyt'i ele geçirirsen ABD bunu görmezden gelecek!' mesajı verildi. Sonrasını biliyorsunuz? Amerika Irak'a girdi; bu ülke parçalandı; Saddam Hüseyin da asıldı. Çünkü o bir BAASÇI idi.
Şimdi Amerika; İran ile çatışacak ya... Bizim kamuoyunu İran düşmanı yapmak için çeşitli haberler uydurulup basın aracılığı ile milletin kafasına çekiçle vurur gibi vuruyorlar.
Bunun adına siyasi propagandada dezenformasyon, yani bilgi kirliliği yaratmak denilir.
İşte İranlı ajanlar yakalandı haberi de bu tür dezenformasyonlardan birisidir. Tamamen İsrail-Amerikan kampının Ortadoğu'daki planlarına hizmet etmek üzere üretilmiştir.

ESAD'A KARŞI TEKRARLANACAK
Bunun yanına şimdi bir de 'Şam yönetiminin elinde biyolojik silah var. Bunu kullanırsa Beşar Esad'a karşı güç kullanacağız.' diyen ABD Başkanı Obama'nın açıklamasını koyun.
Tıpkı Saddam Hüseyin'e uygulanan yöntem. Onu, 'Kimyasal silahı var!' diye alaşağı etti ABD; bunu da 'Biyolojik silahı/Kimyasal silahı var!' diye aynı oyunla yok etmeye uğraşıyorlar. Yakında Suriye'nin bir yerinde biyolojik silah kullanılır ise hiç şaşırmayacağım. Onu da Beşşar Esad'a yıkarlar ve ülkesini teröristlere karşı savunan Esad'a karşı ABD ordusu devreye sokulabilir.
Çünkü Arap dünyasında kala kala BAASÇI olarak Beşşar Esad kaldı. Beşşar, İsrail'e ölümüne düşman; ABD'nin Arap dünyasının zenginliklerini Amerikan tarafının sömürmesini de istemiyor. Üstüne üstlük Suriye'de laik bir yönetim tarzı var.
İster mi böyle bir hükümeti Amerika?
O gidecek; yerine Müslüman Kardeşler tarzı; El Kaide destekli bir Müslüman yönetim biçimi gelecek.
O zaman Suriyeliler kendilerini dine verecekler. Kimse Arapları, ABD'nin sömürdüğünü aklına getirmeyecek. İsrail ile de dostça geçinecekler.
Bu manzarayı görünce; AKP iktidara gelmeden önce her cuma Beyazıd Camii önünde toplanıp İsrail bayrağı yakan Sünni kardeşlerimiz bir rahatlayacaklar bir rahatlayacaklar ki değmeyin gitsin keyflerine...
Üstüne bir de türban altı 'coffee' içtiler mi kaymaklı kadayıf olur.
Afiyet olsun ey müminler ey mümineler...
-Haa! Van münit nereye gitti bilen var mı?

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)