Mezarlıkta Uygulamalı Din Dersi!..


Yazı masamın başına geçip “ne yazmalıyım” diyorum kendi kendime. Elbet yazılacak çok konu var.

Suriye’deki iç savaşı, Şemdinli’yi, Gaziantep kıyımını, çocuklarımızı, hayatın sayfalarında yazılıp çizilenleri, gün batımında bir kıyı kasabasını, şafağın söküşünü...

Gecenin yıldızlarını yazabilirim, gizli kahramanları, bağımsız Türkiye’nin ve devrimlerinin önünü açan 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sönük geçtiğini...

Ulusal kimliğimizi yitirdiğimizi.

Türkiye’nin yanlış bir dış politika izlediğini, komşularımızla aramızın bozulduğunu, ABD emperyalizminin Ortadoğu’da kurduğu tezgâha girdiğimizi...

Hepsini ama hepsini!

***

Oturup düşünmenin tam zamanıdır aslında...

Yapılmamış bir darbenin hesabının sorulduğu bir ülkede verilmiş muhtıranın hesabı sorulmuyor...

Bugün baktığımızda 362 generalin bulunduğu TSK’de 68 general tutuklu.

Can Dündar, “İki yenik ordu” derken toplumun gözünden kaçan bir konuya değiniyordu önceki gün...

Dediği şuydu:

“Bürokrasinin ‘milli’ sıfatını yakıştırdığı iki bakanlığı vardı: Milli Savunma ve Milli Eğitim...

Bu ikisi, iki büyük orduyu yönetir:

Silahlı kuvvetler ile eğitim ordusu...

Ne yazık ki ikisi de ‘Büyük Zafer’i iki yenik ordu gibi kutladı, bu 30 Ağustos’ta...”

Milli savunma ve milli eğitim...

Yani ulusal savunma ve ulusal eğitim, badem bıyıklıların elinde yerle bir olmuş, dinsel öğelerin ağır bastığı birer kuruma dönüşmüştü.

***

Din derslerinde çocuklar toplu halde cuma namazına götürülüyor, mezarlıklarda uygulamalı din dersi veriliyordu.

Bu yıl yeni bir eğitim sistemi getiriliyordu ki dostlar başına.

Veliler şaşkın, ne yapacaklarını bilmiyordu.

Tüm bunlar benim için şaşırtıcı değildi...

Türkiye yönünü çoktan belli etmiş, demokrasiyi, özgürlükleri, sivil demokratik anayasayı bir çırpıda silip atmıştı.

Bir süre “darbeciler ordudan ayıklandı, demokrasi geldi” masallarıyla oyalanan toplum, TSK’deki 362 general ve amiralden 68’inin tutuklu, Balyoz davasının kanıtlarının “faso fiso” olduğunu bilmiyordu.

Çünkü sözlü kültürden yazılı kültüre geçmemiş toplumlarda bu böyleydi...

Bu arada denizci yüzbaşılar, binbaşılar, yarbaylar ve albaylar...

Bunların suçu neydi?

Öteden beri askeri darbelere karşı çıktım...

Bunu yapmaya yeltenenler varsa somut kanıtlarla yargılanıp cezalandırılmalı.

Öyle çürük kanıtlarla değil...

***

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ tutuklu.

Yöneltilen suç ne Başbuğ’a:

“Bir terör örgütünü yönetmek!”

Peki terörist(!) Başbuğ’u o koltuğa oturtanlar kimler?

Başbakan ve Cumhurbaşkanı!

Fotoğraf ortada...

Darbe savları ne zaman gündeme geliyor?

2003-2005 yılları arası...

Eski Genelkurmay Başkanı dışarıda, Kara Kuvvetleri Komutanı dışarıda, Jandarma Genel Komutanı tutuksuz yargılanıyor.

İçeride Hava ve Deniz kuvvetleri komutanları, ordu komutanları ve subaylar var.

Bir askeri darbe denizcilerle, havacılarla, jandarmayla yapılmaz...

Yakın tarihi okuyanlar bilir...

Darbe karacılarla yapılır...

Ancak darbe olmamış!

Ergenekon çuvalına önüne gelen doldurulmuş, dava içinden çıkılmaz hale gelmiş, Balyoz’da ise iddianame çürütülmüş.

***

30 Ağustos kutlamaları iptal edildi geçen yıl olduğu gibi.

Kurtuluş Savaşımız unutturulmak isteniyor...

Sözü fazla uzatmaya gerek yok.

Ah bu akşam İzmir’de Deniz Restoran’da oturup balık yemek vardı... Yanında bir kadeh beyaz şarap... Roka, fava, çoban salatası, patlıcan ezme, peynir ve kavun...

Belki yan masada Hilmi Paşa’yla 2007 seçimleri öncesi e-muhtıra verip AKP’ye oy patlaması yaptıran Büyükanıt Paşa olurdu.

Hayal bu ya, olsun!

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)