O şimdi asker!


Özellikle Anadolu kasabalarındaki minibüslerin arkasına yazılır: “O şimdi asker!”
Ya minibüsün sahibi askere gitmiştir ya da şoförü...
O şimdi asker!
“Balyoz davası”yla birlikte orduyu eleştirmek modası var, çağdaş orduların gerisinde kaldığı kulaktan kulağa yayılıyor.
Genelkurmay Başkanı’na, kuvvet komutanlarına, üst rütbeli subaylara yöneltilen “darbeci” sıfatının, mahkeme kararıyla, ilk aşamada hükümleşen karar kesinleşinceye kadar “masumiyet karinesi”nin farkında bile olmayanlardan başka bir şey beklemek mümkün değil!
* * *
Fırsat bu fırsat, orduyu nasıl yıpratacağız?
Aklınıza ne gelirse söyleyerek...
Doğru mu, yanlış mı bakmaya gerek yok, yeter ki yıpransınlar.
Elbette, silahlı kuvvetler tümüyle hatasız değildir, tıpkı doktorların, mühendislerin ve siyasetçilerin pir-ü pak olduğunu söylemek mümkün değildir.
Öyle şeyler ortaya dökülüyor ki!
Bunlara bakıp, ordu hakkında hüküm vermek mümkün mü?
Evet, ama tümüyle de lekelemek doğru mu?
Sanki yerine koyacağımız, ikame edeceğimiz başka ordu varmış gibi...
Ordu ithal etmek mümkünmüş gibi...
* * *
Hatasıyla, sevabıyla ordu bizim ordumuzdur.
Düzeltilir hataları bulun, o başka!
Ordu eleştirilemez mi?
Ama bilerek, siyaset karıştırılmayarak...
Örneğin Kuzey Irak’a yapılan ilk hava harekâtı...
O günleri yaşayanlardan üst rütbeli biri anlattı:
“Kuzey Irak’a yapılan ilk hava harekâtında, harekâta katılan uçaklarımız Türkiye’nin çeşitli yerlerinde meydanlardan kalkıp, Irak hududumuza yakın bir yerde gece havada ikmal yaptıktan sonra, hiç keşfini yapmadıkları hedefleri gece büyük bir isabet ile vurup bilahare tekrar kendi hava sahamızda havada yakıt ikmali yapıp, salimen kalkış meydanlarına dönmüş, bu harekât elektronik harp uçakları, muhabere arama kurtarma timleri ve diğer gerekli elemanların tamamen kusursuz planlamaları sonucu en ufak bir aksaklık olmadan icra edilmiştir.
Böyle karmaşık bir harekâtı icra edebilecek kaç hava kuvveti vardır acaba?
Yaparız, ederiz diyenleri Balkanlar’daki hava harekâtında gördük. Her havada uçabilen bir iki hava kuvvetinden biri bizimkilerdi.”
* * *
Kumandanın o günlerden kalan bir anısı var:
“Sabaha karşı bir saatte Genelkurmay Harekât Merkezi’ndeki büyük ekranda Kuzey Irak’taki hava harekâtını takip ediyorduk. Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvveti Komutanı Korg. Rasim Aslan video-tele konferansla uçakların tamamının görevlerini tamamladıklarını ve Türk hava sahasında olduklarını söyledi. Ben de kendisine tebriklerimi ilettim, pilotların hepsini benim namıma tebrik etmesini söyledim.
‘İsterseniz kendiniz kutlayın’ dedi.
Ortak çağrıdan hepsini aradım ve kutladım, yanaklarından öptüğümü, kendileri ile gurur duyduğumu, başarılarının devamlı olmasını ve Allah’ın kazadan beladan korumasını dilediğimi söyledim.
Aynı ortak çağrıdan cevap verdiler, sıra ile.
Türk semalarının o an neresinde iseler oradan.
‘Sağ ol komutanım’, ‘her zaman göreve hazırız’, ‘ellerinizden öperiz...’
Bu teknolojiye sahip olmamızdan dolayı göğsüm kabardı, o kahramanları tek başlarına bilmem kaç bin fitten ana meydanlarına dönerken düşündüm, gözlerim yaşardı. Harekât Merkezi’nden dışarı çıktım.”
* * *
Ve kumandan meydan okuyor, “hodri meydan” diyor.
Hem de diğer devletlerin ordularına karşı.
“Uygulanan harekât, dünya askeri literatüründeki ‘Derin Kar ve Şiddetli Soğuklarda Muharebe Konsepti’ni değiştirmiştir. Her rütbedeki Mehmetçik, sırtındaki onca yükle sekiz gün kendi kendini idame etmiş, terörist kovalamış, çatışmaya girmiş, PKK’nın girilmez denen bölgelerini darmadağın etmiştir.
Kar yağışı altında ve son derece kısıtlı görüş şartlarında, gece hiç bilmedikleri bir bölgeye helikopterle bir komando alayını hiç zayiatsız indirebilecek bir başka ordu varsa, buyursun gelsin. Bunu düşünmeye bile cesaret edemezler.
Bu kahramanların hepsini saygı ile selamlıyor, sevgi ile kucaklıyorum. Onlar bu devletin, milletin ve ordumuzun gurur kaynakları, isimsiz kahramanlarıdır.
Siyasi çıkar amacıyla onları neredeyse vatan haini ilan edenleri de şiddetle kınıyorum.”
Soracaksınız “Kim bu?” diye.
Bir zamanlar o da askerdi. (*)
Şimdi Silivri’de tutuklu, 18 yıla mahkzm “Balyoz” sanığı Genelkurmay 2. başkanlarından emekli Orgeneral Ergin Saygun...
Yazıya bir deyimle girmiştik:
“O şimdi asker!” diye...

(*) Türk Ordusuna Balyoz/Kaynak Yayınları

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)