Olmazlar Olur RTE Demokrasisinde!


25 askerimizin şehit olduğu patlamadan sonra dünkü manşetlerden akan gözyaşları ile ıslanan; hata mı,

kaza mı, sabotaj mı, cehalet mi gibi sorulara kafayı takmayın. Çankaya’daki AKP’li, “olayın ciddi bir şekilde araştırıldığını” açıkladı ya, artık rahat edebiliriz.

AKP hükümeti de Çankaya’daki yoldaşına koşut açıklamalar yapıyor.

Bir koşu olay yerinde giden Orman Bakanı Veysel Eroğlu, 25 “tane” şehit verdiğimiz olaya noktayı koydu: Takdiri ilahi!

Depremleri takdiri ilahiye bağlayan softaları himaye eden zihniyetin egemen olduğu bir ülkede, aynı kafadan ses veren bir bakanın söylemlerini yadırgamamak gerek.

Sözü edilen bakan, az buçuk gazete okuru olmalı ki; Hindistan’da, Pakistan’da da böyle olaylar olduğunun altını çizerek; mühimmat deposundaki patlamayı fazla büyütmememizi salık veriyor.

Devletin başı, olayın ciddi biçimde araştırıldığı güvencesini verdikten, bakanı fazla büyütülmemesi için başka ülkelerden örnekler sıraladıktan sonra; kaza mı, ihmal mi, sabotaj mı, tedbirsizlik mi diye sorularla halkın kafasını karıştırmaya kalkışmak niye?

***

Başbakanı var bu ülkenin; Güneydoğu’dan şehit haberi gelir, mühimmat deposu patlar. Derhal kâğıda kaleme sarılır. Genelkurmay Başkanı’na bir başsağlığı mesajı gönderir.

Oysa sonuç bekleyen kamuoyu, bu tür mesajları da Başbakan’ın böyle olaylardan sonraki açıklamalarını da umursamaz oldu.

Zira Başbakan’ın TV’lerde gerine gerine Uludere’deki katliam emrini kimin verdiğini, Suriye sınırlarında jetimizin neden ve nasıl düştüğünü veya düşürüldüğünü soruşturduklarını ve kısa zamanda bu olayların nedenlerini, niçinlerini yanıtlayacak açıklama yapılacağını söyler.

Sonra? Ört ki ölem! Aylar geçer. Hâlâ ne Uludere sorumlusu ne de jetimizin nasıl düştüğü açıklanmaz!

Korkarız mühimmat deposundaki patlamayı da aynı akıbet bekliyor.

***

Ama bir gerçek var orta yerde. Bugüne dek eleştirilmemeye özen gösterilen bir konu. Artık siyasette, haberlerde, köşe yazılarında eleştiriliyor: TSK!

Son bir buçuk ayda kazalarda 39 asker şehit.

Devlet Bahçeli, “TSK’nin çeşitli birimlerinde tedbirsizlik, dikkatsizlik, kayıtsızlık ve ihmalkârlık nedenli kayıplarda artış olduğunu” belirtiyor…

… ve artık dikkati çeken bir olguya; orduda “ciddi nitelikli sevk ve idare sorunlarının varlığına ve riskleri öngörmekte zorluk çeken bir yönetim zaafına” işaret ediyor.

RTE, iktidara geldiğinden bu yana 8 yıl boyunca, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni etkisiz hale getirmek amacıyla var gücüyle uğraştı.

Sekiz yıl her fırsatta RTE’nin ordu komuta kadrolarını kendine uygun konuma getireceğini -koleksiyonlar tanıktır- Güncel’de yazdık.

RTE, son iki yılda amacına ulaştı. Genelkurmay karargâhını yargı yoluyla dilediği kıvamda biçimlendirdi.

Sekiz yıl orduyu karalayan, darbeden başka hiçbir konuyla meşgul olmadığını sürekli yineleyen, Başbakan Başyardımcısı Bülent Arınç’ın ifadesiyle yönetime el koymaktan başka hiçbir şey düşünmeyen bu generallerle nasıl savaşacağımızı sorgulayarak aşağılayan bir hükümet ve Başbakanı ile o Başbakan’dan tak emri alır şak yerine getirerek bugünlere gelen, emeklilik korkusunun sindirdiği, üstlendiği görevin hapisle sonuçlandığını gören bir ordudan…

… yüksek moralle çalışma azmi beklenebilir mi?

***

Kimi yazarlar, haberler Kıbrıs Rum Kesimi’nde geçen yıl Evangelos Floralis Deniz Üssü’nde, Afyonkarahisar’daki patlamaya benzer bir patlamada 13 kişinin hayatını yitirmesinden sorumlu savunma bakanı, dışişleri bakanı istifalarını, hatta Başbakan Hristofyas’ın sorumlu tutulduğunu anımsatarak Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel’in istifa etmesi gerektiğine değiniyorlar.

Yani şimdi Başbakan, Genelkurmay Başkanı, ilgili bakanlar başka ülkelerdeki sonuçları örnek göstererek istifalarını bekleyenleri…

… iktidarı zaten karalamak için fırsat kollayan medyayı da suçlayarak…

... ister misiniz patlamayı gerçekleştiren bizler miyiz, neden istifa edelim diye yanıtlasınlar!

Hayale kapılmayalım; RTE demokrasisi bu, olmazlar da olur.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)