Öyle istihbarat savaşları vardı ki


Eski Organize Suçlar Şube Müdür Yardımcısı Ahmet İhtiyaroğlu: İstihbarat Şubesi bize iki yıl bilgi vermedi.

İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi Yerleşkesi’ndeki duruşma salonunda görülen davanın 236. duruşması yapıldı. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese’nin izinli olması nedeniyle heyete Hüsnü Çalmuk başkanlık etti. Tanık olarak dinlenen Ahmet İhtiyaroğlu bir işkence davasından ağır cezada yargılandığını ve ceza alarak meslekten atıldığını söyledi. İhtiyaroğlu, Mart 2001 yılında “Change oto” suçlamasıyla gözaltına alınan Tuncay Güney’in, sorgulanması ve Ergenekon iddanemesine dayanak olan iddialarının yer aldığı ifadesine kadar uzanan süreci anlattı. Tuncay Güney’i sorgulamasını, Saçan’ın istediğini belirten İhtiyaroğlu şöyle devam etti:
“Tuncay’ı sorgu odasından aldım. Yüzü duvara dayalı halde ‘Oğlum seni kim gönderdi’ dedim, Ardından da Hoca Efendi’yi sordum. O zaman afalladı. Bana ‘CIA’e çalışıyorum' dedi. O vakit keşke sırtıma alıp onu savcıya götürseydim ama anlattıklarına inanmadım. Adil Bey’e de bu durumu anlattım. O istihbaratçılarla konuşmuş projeyi bize vermek istemişler ama ben ‘bu soruşturmaya bakmam’ dedim. Adil Bey’e konunun cemaat ile TSK’nin hesaplaşması olduğunu, girmememizi söyledim.”

Başsavcı yüzüme fırlattı

İhtiyaroğlu, Organize Şube’de görev yaptığı dönemde kendilerine sayısız ihbarlar geldiğini belirterek “Özellikle Sedat Peker ve Veli Küçük ilişkisi üzerine ihbarlar geliyordu. Biz bu ilişkiyi delilendiremiyorduk. Eylem birlikteliği yoktu ama Peker’in eylemleri nedeniyle Küçük tarafından kollandığı söyleniyordu” dedi. İhtiyaroğlu şöyle devam etti:
“Tuncay Güney’in anlattığı hususların doğru olma ihtimali sıfırdı. Ama Adil Serdar Saçan çok çalıştı. Bana ‘Proje teklifim var. İzin için Başsavcı Aykut Cengiz Engin’e sen götür’ dedi. Dosyayı Aykut Cengiz Engin’e uzattım. Başsavcı ile baba-oğul gibiydik. Ama dosyayı inceledi ‘Siz Türkiye’yi karıştırmak mı istiyorsunuz’ deyip suratıma attı.”

Tuncay Güney’in iddialarına ilişkin dosyanın 2002 yılında kapatıldığını ve dosyanın emanete alındığını anlatan İhtiyaroğlu “Kapatılan dosyada ne var, ne yok diye inceledim” dedi. Başkan Hüsnü Çalmuk, Tuncay Güney ile Veli Küçük’ün yer aldığı fotoğrafları salondaki perdeye yansıtarak “Bunlar, emanetteki dosyadan çıktı. Siz gördünüz mü” diye sordu. 2001 yılı yaz aylarında yıllık izindeyken kendi ekiplerini Adil Serdar Saçan’ın alıp kendisine ekip kurduğunu anlatan İhtiyaroğlu “Ekip gitti bir yerde yandı” dedi. Başkan Çalmuk’un “Ne demek ekip yandı” sorusu üzerine İhtiyaroğlu “Yani proje açığa çıktı. Bir adamı arıyorlarmış. Muhtara sormuşlar, muhtar hemen adamı aramış. Fethullah Gülen operasyonuymuş. Ondan sonra İstihbarat’tan hiçbir bilgi akışı olmadı” dedi. Hüsnü Çalmuk’un “Nasıl olur? Şikayet etmediniz mi” sözleri üzerine İhtiyaroğlu “Soruşturma oldu. Üst düzey atamalar oldu. Beni de dönemin Emniyet Müdürü Hasan Özdemir’e şikayet ettiler. Öyle bir istihbarat savaşları başladı ki fail var diye Avcılar’a gönderdiler. Ama başka bir yerdeydim. Bize 2 yıl istihbarat vermediler. Öyle bir saldırı başladı ki ben şikayetçi oldum, ceza aldım. Ben de ‘işkence’ suçlamasıyla yargılandım. Ağır cezadan meslekten düşürüldüm” diye konuştu.


Saçan istedi

Tuncay Güney’in Susurluk kazasından dahi söz ettiğini belirten İhtiyaroğlu, Ankara’da 7 TİP’li genci katleden Haluk Kırcı’yı da sorguladığını şöyle anlattı: “Kırcı’ya açık bir şekilde ‘Çatlı yaşıyor mu’ diye sordum. ‘Öldü ağabey’ dedi. ‘Cesedini gören kimse yok’ deyince, ‘ben gördüm’ dedi. Çatlı’nın kafası arabanın tavanına çarpmış.”


İşkenceden cezaevinde yattım

İhtiyaroğlu’nun “Bakın ben çizginin öteki yakasını da bilirim. Cazaevinde de yattım” sözleri üzerine Mahkeme Başkanı ise “Hangi suçtan” diye sordu. İhtiyaroğlu “İşkence” dedi. Mahkeme başkanı “Siz işlemediğiniz suçtan mı yattınız” diye sordu. İhtiyaroğlu, “Yapmadım ya da yaptım neyse o bende yaradır. Oralara girmeyelim. Vicdanımız da vardır. Sert polislik de yaptık zamanında” şeklinde konuştu.


Cumhuriyet
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)