Rütbesini sökerlerdi!


Cephanelik patlamışsa ve bu patlamada 25 asker paramparça olmuşsa; inandırıcı, açıklayıcı, belgeli, şahitli açıklama beklerler.
Kurmaylık bu değil derler.
Rütbelerinizi sökerler.
25 askeri size teslim ettiler.
Siz büyük komutan.
Kurmay olmuştunuz.
Askeri siz koruyacaktınız.
25 genç insanın vücudundan patlamayla parçalanıp kopan organların her biri 10 santim-15 santimlik Mehmetçik etine bölündüğü için Afyon’dan Ankara’ya DNA testine götürülürken sadece bir ambulans yeterli oldu.

Söz.
Ses.
Beden dili birleşti.
Sizden kurmaylık bekledi.
Valiyi makamında ziyaret etmek, ondan el dokuma kilim hediyesi almak sizin kurmaylığınıza kurmaylık katacak bir eylem değil.
Patlamayı unutturacak değil.
Ölenleri geri getirecek değil.
Ölüm acısına ilaç olacak değil..

Xxx

Anladık!
Vali kendini parlatıyor.
Kurmay başkanına, Afyon Vilayet Bütçesi’nden aktarılan parayla dokunmuş kilim hediye etmek valiyi, “işte benim valim” cilalamasına sokar.
Sokmasına sokar da…
Ne gerek vardı o fotoğrafa!
Yani o fotoğrafla siz ile vali, askere gönderdikleri oğullarının parçalanmış 25 bedenini sadece bir ambulansa sığacak halde görüp ağıtlara düşmüş annelere ne mesaj vermek istediniz?
Siz kurmayısınız.
Bir mesaj vermek istediniz ki, medyaya yayınlasın diye “kilim hediyeleşmesinin fotoğrafını” çektirdiniz.
Cephanelik patlar.
Askerler ölür.
Ben kurmay başkanıyım.
Bu da sayın Vali.
Valimizle ben bir bütünüz.
Huzur içindeyiz.
Bunu mu demek istediniz?
Bunu demek istemediniz öyle mi? 25 erin parçalanmış organları üzerinden yapılan DNA sonuçları henüz alınmamışken ve onların anneleri, babaları, bacıları, ağabeyleri ile amcaları 36 saattir acılar içinde bekleşirken siz Vali ile “kilim hediyeleşmesi” yapıp halktan acılı tepkiler alınca “reaksiyon veremedim” demektesiniz. Reaksiyon tutulmasına uğramak için mi Vali’ye gittiniz?
Hadi valiyi geçtik.
O, “benim valim” olmuş.
Siz kurmaysınız.
Yüksek lisansınız var.
Karmaşık harekat planları yapma konusunda kıdemler almışsınız. Bu acılı patlama açıklama beklerken siz “benim valim olma” sürecine geçmiş birinin tuzağına düştünüz öyle mi?

Xxx

Görkemli bir orduya.
Görkemli kurmaylar.
Hizmet eder.
Siz ne dersiniz?
Bence bir ülkenin ordusu güçlü, görkemli olmalıdır. Ordusu güçlü ve kurmayları görkemli ülkelere bakıyoruz, imreniyoruz: Yüksek demokrasiye geçmişler, yüksek ifade özgürlüğüne ulaşmışlar, rüşveti, kayırmayı en aza indirmişler, Allah’la peygamberle insanları aldatmayı sefillik, gerilik, ahlaksızlık saymışlar, ahlakı yükseltmişler, yüksek gelir yaratan ekonomi kurmuşlar, milli geliri mümkün olduğunca eşit dağıtmayı kotaracak seçimle gelen seçimle giden, ordusuna darbe yapma ihtiyacı bırakmayan siyaset kadrosunu yetiştirmişler. Yüksek yaratıcılık için yetişen çok sağlıklı gençlik yaratmışlar. İktidarı iktidar, muhalefeti muhalefet kıvamında ve kalitesinde parlemento sistemlerini oturtmuşlar. Etnik sorunları varsa bile birbirini öldürmeden, ülkelerini bölüp küçültmeden çözmüşler. Ordusu güçlü olmayan bir ulusun mutlu, onurlu, hür, zengin, bağımsız ve istiklali tam olabileceğini söylemek sefilliktir. Ordusu güçlü, kurmayları kurmay olan ülkelerde seçilmiş siviller de çaplı olmak zorunda olduğundan; 25 askeri paramparça eden cephane patlamasının sonrasında “vali ile kilimleşen kurmaylara” kurmaylık bu değil derler. Yıldızları ona ağır geldi diye karar alırlar.
Rütbelerini sökerler.

Xxx

Yıldızlarınızı sökmüyorlar.
Siz kurmaysınız.
Gereğini siz yapın.
İstifa edin.
Geleceğe güzel miras bırakın.
Ordu pörsümekten kurtulur.
1936 Almanya’sından kalma el bombalarına mecbur edilmiş ve 12 şehidin verildiği o gecenin sabahında PKK yandaşları gösteri yaparken “askeri lojmanın balkon demirine asılı Türk bayrağının ortam gerilmesin diye indirilmesi emri” alan bir ordu, ordu olmaktan hızla çıkar.
İstifa edin!
4 komutan da sizi izlesin.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)