Savaşın Tik Takları - ‘İran Casusları’


Birden ortalık yakalanan İran casusları haberleriyle doldu. Belli ki MİT operasyonlar düzenleyerek İran’a karşı bir kamuoyu yaratılmasının ciddi olarak fitilini ateşledi! Suriye’ye karşı kamuoyu yaratmak için de medyanın düğmelerine basılmıştı. Bunun işaretlerine, 13 Ağustos tarihli “Vizör’de İran” başlıklı yazımda değinmiştim.

Bu casus haberleri, zamanın yaklaşmakta olduğunun belirteçleri! Olay yavaş yavaş kamuoyunda ısıtılıyor. T24 de olayı hiç atlamamış: “Kocaeli ve Iğdır’da 7 kişi İran’a casusluk yapmak suçuyla tutuklandı!... Türkiye’deki muhbirlerle çalışan İranlı ajanların motosikletlerle dolaşarak turist kılığında stratejik öneme sahip alanların fotoğraflarını çektikleri ve bilgi topladıkları tespit edildi… Şüphelilerin ev ve işyerlerinde yapılan aramada ‘çok gizli’ ibareli dokümanlar, sınırdaki güvenlik birimlerine ait görüntüler ve uzun namlulu silahlar ele geçirildi.”

Olayın, tezgâhın bütün unsurları tamam!

***

Tik-tak, tik-tak.. İran’ın atom bombası üretiminin yarattığı büyük savaş gerilimi yükseliyor... İran bomba üretiyor mu bilmiyorum, bence büyük bir olasılıkla. Ama İsrail ve Batı kesin inanıyor. Ne zaman üretim sürecini tamamlar? Farklı görüşler var. Bir yıl önce, 1-3 yıl arasında deniyordu.

Riski sevmeyen İsrail’in, bombaların üretildiğini sandığı merkezleri derinlemesine yerlebir etme planları hazır. Şimdilik ABD elini ayağını tutuyor, biraz bekle... İsrail ne pahasına olursa olsun, İran’ın atom bombasına sahip olmasını engelleme amacında... Atom, İsrail’in kesin üstünlüğü demek. Bu üstünlüğü İran’la paylaşıp bölgeye bir denge getirilmesine karşı.

Uluslararası Atom Enerji Kurumu yeni bir rapor yayımladı. İran, nükleer yakıt üretim kapasitesini katlamış. Zenginleştirdiği uranyum miktarının, atom santrallarında gerekli miktarın çok üzerinde olduğu ve bunun bomba yapımında kullanıldığı iddiası gündemde.

Beklenmedik bir gelişme olmaz, İran-İsrail barışmazsa (!) savaşın tik-takları zaman sayıyor. Bu ayın sonuna doğru Netanyahu ile Obama görüşecek! Artık zaman mı belirlerler, şu Başkanlık seçimini atlatalım hele mi der Obama, bilemem. ABD, İran’a saldırıya karşı. Genelkurmay başkanları; İsrail bunu yaparsa suç ortağı olmayız, diyor.. İsrail’i nükleer silahlarla donatan Fransa ve Almanya da tek yanlı bir savaşa karşılar... İsrail baskıncı bir savaş makinesidir. Savaşa karşı İsraillilerin başarı şansı yoktur.

Ortadoğu’da kopacak böyle bir kıyametin neleri tetikleyeceği ve nasıl yayılacağı da belli değildir. Kıyamet büyüyebilir.

***

Böyle bir ortamda Türkiye’de İran casusları hikâyeleri, İran’a karşı suyun aslında alttan alta ısıtıldığının güçlü bir işareti sayılabilir. Korkalım! MİT- CIA ve iktidarın ortak kararı yürürlükte... Zaten CIA başı da geldi! Suriye ve İran’a karşı şimdilik öncelikle yeraltı faaliyeti olarak neler yapılabilirin plan ve programlarını görüşeceklerdir.

CIA başı, göreve atandığında ilk Türkiye’ye gelmişti: 18 Temmuz 2011... Suriye’de karışıklığın tırmandırılması bundan sonradır! Hemen 8 ay sonra, 13 Mart’ta yine Ankara’daydı ve MİT Başkanı ve Başbakan ile görüşüyordu! Aradan 5 ay geçmeden yine Ankara’da!

Acaba bir yıl içinde üç kez ziyaret ettiği başka ülke var mı? (Belki Afganistan!!)

Şimdi, şüphesiz Suriye ve ağırlıklı olarak İran gündemdedir... Bu ziyaretin sonuçlarını kısa sürede görürüz..

***

Erdoğan’ın İran’ın atom bombası üretimine yarı destek veren dönemini anımsıyorsunuz değil mi? İsrail’e veryansın ettiği zamanlar... Suriye “baasçılarıyla” kucak kucağa. Batı’nın İran’a baskısına yarı göğüs gerdiği...

Bugün bütün “özgün” politikaları iflas ettirildi-etti ve Amerikan / İsrail hizasına getirildi...

Bu iş böyle, hangi büyük güçlere dayanarak iktidar oldunsa, iktidarını ancak onlara dayanarak sürdürebilirsin... Yalpalarsan, bunu anımsatırlar insana.. Erdoğan’ın sıfır politikası yalpalama dönemiydi... Şimdi ise istikrar kazandı ve CIA şefi ile oturup gereken planlamaları yapıyor.

Nedeni ise ayrı bir tartışma konusudur ama özünü söyleyelim: Ekonomiyi Batı’nın sıcak para girdisi ile ayakta tutuyorsan, bu sayede ülkede afra-tafra satıyor ve iktidarını ve ekonomini ayakta tutuyorsan, “istikrarlı” davranmak zorundasın!!!

İstikrarlı davranmak, ABD’nin Ortadoğu planlarına ortak olmaktır!

Şimdi, hükümetin bu istikrarını, İran’a karşı da görüyoruz..

Başımız üzerinde zaten savaş dumanları var, göz gözü görmeyecek bir döneme mi giriyoruz?

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)