Sayın Davutoğlu o koltuğa yakışmıyor


CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ulusçuluk ile ilgili açıklamalarıyla Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı koltuğunda oturmayı hak etmediğini söyledi.

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, son 30 yılın en şiddetli terör eylemlerinin olduğu bir sürecin yaşandığını ve şehit haberi gelmeyen gün olmadığını belirterek, milletin endişeyle ''yarın nereden şehit haberi gelir'' diye beklediğini ifade etti.

Ankara'da her şehit haberinden sonra bitmeyen güvenlik zirveleri yapıldığını savunan Hamzaçebi, Başbakan'ın Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı, ilgili bakanlarla görüştüğünü ama senaryonun aynen uygulanmaya devam ettiğini, Türkiye'nin her günü şehit haberleriyle karşıladığını anlattı. Hamzaçebi, ''Bitmeyen güvenlik zirvelerinden millet artık umudunu kesmiştir. Sayın Başbakan'ın çözümü varsa bunu açıklıkla ortaya koymalıdır. Telefon görüşmeleri, Obama ve Barzani ile görüşmeler, birer oyalamadır. Millet çözüm bekliyor, terörün durmasını bekliyor. Moral gücü yüksek TSK'nin terör örgütü karşısında başarılı olmasını bekliyor'' dedi.

Hamzaçebi, Başbakan'ın terör karşısında çözümü varsa bunu göstermesi, çözümü yoksa çözüm için konuya eğilmesi, görüşme, araştırma ve çalışmaları yapması gerektiğini kaydetti.

CHP olarak sürekli ''AKP'nin özel gündemi olduğu ve uyguladığı dış politikanın emperyal güçler tarafından şekillendiğini'' söylediklerini hatırlatan Hamzaçebi, şöyle konuştu: ''AKP'nin uyguladığı bağımsız, Türk milletinin iradesini, arzularını yansıtan bir dış politikası yoktur. AKP'nin Cumhuriyet ve ulus devletle problemi olduğunu ve önüne çıkan her fırsatı Cumhuriyet ile hesaplaşmak için kullandığını, politikalarının Türkiye'yi ayrıştırdığını ve bölünmeye götürdüğünü söyledik. Biz bunları söylerken bazı çevreler bizi niyet okumakla suçladılar. Ama Sayın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun en son yaptığı, 'ulusçulukla hesaplaşma zamanı gelmiştir'' şeklindeki açıklaması, AKP'nin niyetinin ne olduğunu açık şekilde ortaya koymuştur. Davutoğlu, hiçbir bakan ve Başbakan'ın söylemediği ölçüde açıklıkla AKP'nin niyetini ortaya koymuştur. Davutoğlu gibi akademik kariyeri olan kişinin bu açıklamaları dil sürçmesi değildir, ağızdan yanlışlıkla çıkmış laflar değildir. Ulusçuluk bir ulus devlete dayalıdır. Eğer ulus devlet yoksa ulusçuluk yoktur. Sayın Davutoğlu ''ulus devleti parçalamalıyız' diyor. Çok açık ve nettir. Sayın Davutoğlu bu açıklamalarıyla Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı koltuğunda oturmayı hak etmiyor. Sayın Davutoğlu o koltuğa yakışmıyor. Sayın Davutoğlu'nun açıklamaları, AKP'nin Kürt sorunun çözümüne yönelik gündeminin ne olduğunu açıklıkla ortaya koymuştur. Sayın Başbakan'ın Kürt sorunu konusunda bugüne kadar hangi projeleri telaffuz ettiğini, hangi adımları atmak istediğini veya attığını hatırlarsak, Davutoğlu'nun açıklamalarının tesadüf olmadığını görürüz.''



'Terör karşısında çözümsüz...'

Hamzaçebi, iktidarın bugüne kadar Kürt sorunun çözümüne yönelik olarak 9 adım attığını belirterek, hiçbirinin ya etkili olmadığını ya da gerçekleşmediğini söyledi. ''AKP en son olarak BDP'li bazı milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını gündeme getirmiştir. Terörle mücadelede en son olarak bu arıcın kullanılacak olması, AKP'nin ve Başbakan'ın terör karşısında çözümsüz olduğunu göstermektedir'' diyen Hamzaçebi, şöyle devam etti: ''Davutoğlu'nun ulus devletle ilgili açıklaması, federasyon konusunda Oslo'da varılmış olan mutabakatın ne kadar doğru olduğunu göstermektedir. Oslo'da AKP ile PKK arasında varılan mutabakat, iki tarafın ifade ettiklerini üçüncü bir garantör ülkenin onlar adına imzalayarak kayıt altına almış olması, Sayın Başbakan'ın bütün açıklamalarını geçersiz kılmaktadır. Sayın Başbakan diyor ki 'Altında bizim imzamız yok.' Yani bu şu demektir; 'Bütün bunları biz konuştuk, AKP ile PKK arasında bunlar konuşulmuştur ama imzalanmamıştır.' Yani imzası için belki bir başka zaman beklenmektedir. Esasından o metinde bunun açıklaması da vardır; seçimler yapılacak, ondan sonra bu imzalanacaktır. Sayın Başbakan bunu açıklayan CHP'yi namertlikle suçluyor. Oslo görüşmelerini iddia ettiğimiz zaman da bizi alçaklıkla suçlamıştı. Sayın Başbakan bu sıfatları bir daha gözden geçirsin, bu sıfatları kimler için kullanması gerektiğini bir daha değerlendirsin. Öfkeyle, karşı tarafa kızmak suretiyle kendi suçlarınızı örtmeniz mümkün değildir.''



BDP'ye çağrı

Hamzaçebi, BDP'ye yaptığı çağrıda, terörün hiçbir politikanın aracı olarak kullanılamayacağını dile getirerek, terörü vasıta kılan kimlik politikalarının başarılı olma şansının olmadığını ifade etti. Terörü araç olarak kullanan bütün politikaların, milletten dönmeye mahkum olduğuna işaret eden Hamzaçebi, ''Kürt veya kimlik politikaları, ismine ne derseniz deyin, sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Kürtlerin sorunu değil, tüm milletin sorunudur. Bütün milletin üzerinde mutabık kalmadığı hiçbir çözümün geçekleşme şansı yoktur. Terör bu çözümleri imkansız hale getiren bir araçtır. BDP'ye terör ile arasına mesafe koymasını, terörü açık dille reddetmesini öneriyorum. Bunu mutlaka yapmalıdır. TBMM'de halkı temsilen bulunan bir siyasal partinin terör ile arasına çok açık şekilde bir mesafeyi koyması gerekir''' dedi.


AA
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)